Malum kesimlerin Türkiye, Atatürk ve asker düşmanlığı ülke zor duruma düştüğü her kritik anda nüksediyor. Türkiye’ye, Türk milletine, ülkenin birliğine ve bütünlüğüne saldırmak için ülke aleyhine faaliyet gösteren bir yıkım ekibi adeta hazır kıta bekliyor. Bunlar dış düşman lehine içerden, iç hain lehine de arkadan vurmayı strateji edinmişlerdir.
Türkiye’ye karşı düşmanın yanında yer alanlar!
Bu yıkım ekibi ticari ve siyasi bir sektör haline gelen soykırım iddiaları ABD senatosunda dile getirildiğinde derhal içeriden bu iddialara destek vermişlerdir. Barack Obama hariçten 1915 olaylarına “Büyük Felaket” derken bu yerli kılıklılar da dahilden Ermenilerin maruz kaldığı Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını’ reddetmişler ve Türkiye aleyhine kamuoyu oluşturmaya çalışmışlardır.
Bunlar açıkça Türkiye ile Rusya; Mehmetçik ile terörist; Türkmenler ile Suriye rejimi karşı karşıya geldiğinde hiç çekinmeden karşı tarafın yanında yer almışlardır.
“Çözüm süreci”nde PKK ve Öcalan güzellemesi yapanlar da bunlardır.
Türkiye ile Ermenistan’ın tezleri karşı karşıya geldiğinde Ermeni tezleri yanında yer alanlar bunlardır.
Kıbrıs meselesinde Denktaş’ın karşısında Rumların yanında yer alanlar bunlardır.
Annan Planı bağlamında “evetçi”, Anayasa değişikliğinde “yetmez ama evetçi” olanlar bunlardır.
Hendek kazıp mayın döşeyen PKK’lılar ile Mehmetçik karşı karşıya geldiğinde teröristlerin yanında yer alanlar bunlardır.
Terörist hamiliği yapmak!
Bunlar akademisyen olarak bildirici, akil adam olarak “çözümcü”, demokrasi havarisi olarak “yetmez ama evetçi”dirler. Aydın sıfatıyla yayınladıkları son bildiride PKK terörünü meşrulaştırırken Türkiye Cumhuriyetini mahkûm etmektedirler. Yayınladıkları bildiride aynen şunu söylüyorlar:
“Hendekler ve barikatlar denilen olay bugünkü kargaşanın sebebi değildir. Kürtlere 1919’dan bu yana verilip tutulmayan sözlerin, son olarak da müzakere masasının devrilmesinin yarattığı hayal kırıklığının ve Kürtlere uygulanagelmiş boğucu baskının günümüzdeki koşulları sonucudur”.
Bu satırlar teröristlerin “hendek ve barikatlar”ını ve yaptıkları katliamları bir sonuç olarak görmektedir. Bu zihniyet Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu sorgulamakta ve PKK terörünü ve bölücülüğü savunmaktadır. Bu kafaya göre ülkeyi bölmeyi hedefleyen PKK terörünün nedeni 1919’da verilen ve tutulmayan sözlerdir.
Bu bağlamda güdümlü, bölücü ve ilkesiz bazı program ve yayıncılar fırsattan istifade PKK’nın hain eylemlerini meşru gösteren yayınlar yapmaktadır. Bunlardan birisi de CNN televizyonunda yayınlanmıştır: “İki kent: Toledo ve Sur” adlı bu programda “Toledo”da Faşist Franko rejimine karşı direnen bin yüz kişinin direnişi kırıldıktan sonra Franko’nun faşist kuvvetlerinin duruma hâkim olduğu ifade edilmiştir. Böylece Sur’da Kanaslarla Mehmetçik katlederek direnen teröristlerle Toledo’dakiler özdeşleştirilmiştir.
Asker düşmanlığı yapmak!
Cumhuriyet Gazetesi manşetten vermiş: “Cumhuriyet sınırdaki asker-IŞİD işbirliği belgelerine ulaştı… Sınırı IŞİD emiri ile yönetmişler”. Görülen bir dava dosyasındaki belgelere dayanarak gazete bu başlığı atmış. Asker ile IŞİD arasında “kirli ittifaktan” söz edilmiştir. Bunun ne denli vahim bir ihanet olduğunu söylemeye gerek yoktur.
Hergün onlarca şehit ve gazi veren askerin adı Cumhuriyet olan bir gazetede bu denli vahim bir iddia ile muhatap edilmesi ihanet ötesi bir durumdur.
Gazete haberini dayandırdığı belgeler böyle bir kanaati oluşturmak için ne denli yeterli olduğu ayrı bir konudur. Ancak bir veya birkaç kişinin konuşma ya da ilişkisini bir genelleme içinde sunmak her şeyden önce ahlaki değildir.
Bu tür haberler Türkiye’nin elini zayıflatmaya Rusya’nın ‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’ tezini güçlendirmeye yöneliktir. Bu sözler aynı zamanda sözde IŞİD ile mücadele eden PYD-PKK ikilisinin iddialarına destek sağlamak anlamına gelmektedir.
Dışarıda devletine, cephede askerine, tarihte ecdadına saldıranlar ancak düşmana askerlik yapanlardır!