Dünya Denen Bu Sahnede,Tanrı Türkü Korusun…! – Hüseyin Kocabaş

1.PERDE:
4 Nisan 1997…
Başbuğumuz hakkın rahmetine kavuşmuştu.
Alparslan Türkeş’ten sonra Milliyetçi Hareket Partisinin lideri kim olacaktı…?
Birden çok adayın yarışacağı büyük kongre’nin akıbeti, bir türlü kestirilemiyordu.
Ankara’da işbilir mukim zevat; yanlış tercih yapmamak endişesiyle; MHP Genel Başkan adaylarının hepsinin büroları arasında ‘’Dilenci Vapurları’’ gibi sekiz çiziyordu…!
Rekabetin had safhaya eriştiği bu seçim sürecinde, Anadolu’dan Ankara’ya gelen delegasyon kafileleri ,Ankara’nın puslu havasında yolunu bulmakta zorlanıyor,bir o yana bir bu yana zikzaklar çizerek savruluyordu…!

Antalya’nın MHP Genel Merkez delegeleri(30-35 partili):’’Hüseyin KOCABAŞ… Biz de durumu Ankara’da yerinde görmek ve ona göre istikamet tayin etmek istiyoruz. Ankara’yı biliyorsun, Genel Başkan adaylarımızı,kurmaylarını ve ekiplerini tanıyorsun, bizimle Ankara’ya gelirmisin…?’’ teklifiyle,hep birlikte bir otobüse doluşup,Ankara yollarına düştük…!
Sırasıyla;Tuğrul Türkeş,Ramiz Ongun,Muharrem Semsek ve Devlet Bahçeli’yi karargahlarında ziyaret ettik…!
Sahne almış oyuncular misali,mersiye sanatını icra eden delegasyon heyetimizin muhteremleri,4 genel başkan adayımıza da nakarat manevra cümlelerle’’Genel Başkan olmak sizin hakkınızzzz…Bu parti ancak sizin liderliğinizde dağılmadan yücelirrr…Gönlümüz sizinleee…Desteğimiz ve reyimiz sizedirrr…!’’politik serenatlarını ustalıkla yaptılar.
Bütün ihtimallere göre takla atmanın verdiği mutluluk gözlerinden okunan Başbuğumuzdan yadigar(!) delegelerimizle Ankara’dan ayrıldık…! (Bende geri dönüş yolunda Temel’in hanımı ve baldızlarıyla gittiği hac’da içine düştüğü durum gibi Allah’a yakardım…!)
 
Genel Başkan adaylarımız,bir müddet sonra yapılan büyük kongrede,siyaset sahnesinde iki kere ikinin dört etmediğini,’’ayinesi iştir kişinin-delegenin lafa bakılmaz’’ olduğunu deneme yanılma ve olmayana ergi yöntemi usulüyle anladılar…!
Sonrası malum…
 
2.PERDE
Sene 2011…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli divan toplantısında sorar:
’’AKP Antalya Milletvekili Prof.Yusuf Ziya İrbeç partimize katılmak istiyor.Ne dersiniz…?’’
-Cümbür cemaat:‘’Münasiptir efendim…!’’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli MYK toplantısında sorar:
’’AKP Antalya Milletvekili Prof.Yusuf Ziya İrbeç partimize katılmak istiyor.Ne dersiniz…?’’
-Cümbür cemaat: ‘’İyi olur efendim..!’’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Antalya Milletvekillerine ve İl Başkanına sorar:
’’AKP Antalya Milletvekili Prof.Yusuf Ziya İrbeç partimize katılmak istiyor.Ne dersiniz…?’’
-Cümbür cemaat: ‘’Faydalı olur efendim…!’’

Akabinde netice olumsuz olunca,vur abalıya’’Genel Başkanımızın takdiriydi…!Adam seçmesini bir türlü beceremiyor…!Mesuliyet onun…! vs,vs,vs…’’
Dününde,sonrasında ve yarından öncesinde;garp cephesinde yeni bir şey yok…!
Liderin önü sıra,el etek öperek,Yurttan Sesler Koro’su misali elleri bağlayıp başını sallayarak her hususu onayla…!
Ardı sıra, iş çevir-çekiştir ve hatta hançerle…!
Ülkücülük bunun neresinde…! Adamlık bunun neresinde…!
 
Hesap kitap yapmadan, doğruları-yanlışları,zararlıları-yararlıları, gözünü kırpmadan,sonuçlarından korkmadan muhataplarına üslubunca ve edebince söyleyebilme samimiyetinden yoksun bir ortamdayız…!
Karar mekanizmalarının doğru ve sağlıklı sonuçlara ulaşabilmesi için; kucaktan kucağa gezen, ruhunu şeytana satmış önümüzden öven arkamızdan söven, siyasetin kaşarlarına değil; alış- veriş pazarlarının siyasi dehlizlerinde kirletilmemiş, önünü arkasını eğip bükmeden eleştiren, ilimle sorgulayan, çözümler sunan akılcılığa yani ülkü pınarlarının berrak sularına hasretiz…!
3. VE SON PERDE
Yeni bir kongrenin arifesinde…
Dünden bu güne tüm zamanların geçer akçesi, politikacının sermayesi olan riyakârlık ve yalakalık illeti, Ülkücü-Milliyetçi Hareketin bağışıklık sistemini de çökertmekte…!
Tabandan tavana kadar, nefsi fayda ve ikbal umma anlayışıyla; şahsiyetten uzak nabza göre davranışlar,maalesef salgın hastalık gibi tüm bünyemizi menfi etkilemekte…!
Küfrü, hadsizliği, densizliği, sevgisizliği ve saygısızlığı, fitneyi-fesadı bir halt sanan, özü sözü bir olmayan, erdemden yoksun fırsatçı denyoların, şahin görünümlü doğanların, bozkurt kılığına girmiş çakma(PRC) kahramanların,menşei-meşrebi belirsizlerin lafına kanarak-peşine takılarak, sıhhatimize kavuşamayız…!
 
Akıl ve fikir erbapları:’’Dünya denen bu sahnede: herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir…!’’ derler,idrak edebilenlere…!
Şerefsizce kazanırken kaybedenlerden olmaktansa,şerefli bir mücadeleyle kaybeden olmaktır muradımız…!
Sağdan da saysak soldan da saysak, kılı kırk yarıp kırka bölsek de; topyekûn yegâne kurtuluşumuz şahsiyetçilik ışığımızda…
 
Bizler; Bizans hastalıklarından uzak durabilip kendimize çeki düzen verirsek,helali- haramı,eğriyi-doğruyu gözetip inançlarımıza göre yaşayabilirsek,dost-düşman ayrımını hakkaniyetle yapıp yalakaları kendimizden uzak tutabilirsek, Müslümanlığıyla-Türklüğüyle-Ülkücülüğüyle- adamlığıyla ve insanlığıyla makbul bir fert olabilirsek,sıkıntılarımızı atıp dertlerimizden kurtulabiliriz…!
 
Titreyip kendimize gelemezsek; işimiz Allaha kalır…!
Bizlere de ‘’Tanrı Türkü Korusun’’ demek kalır…!
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!