Dön Bak Tarihe: Türk Kadını

 

Türk tarihinde kadın erkek ayrımı hiçbir zaman yapılmamıştır. Tarih boyunca Türk kadını her daim namusuyla, şerefiyle, dik duruşuyla, vakur bakışıyla, yaptıklarıyla,  bütün milletlere örnek olmuştur.

Nisa 127:Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: “Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor.”

Nisa 32: Allah’ın, kiminizi kiminize üstün kılmaya vesile yaptığı şeyleri (haset ederek) arzu edip durmayın. Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır. Kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah’tan, O’nun lütfunu isteyin. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Allah kadın ve erkeği eşit olsun diye tek bir şeyden (nefisten) yaratıyor. O yüzdendir ki kadın ve erkek her konuda eşittir.

A’raf Suresi 189: Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah’tır.

Nisa suresi 19: Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir. Açık bir hayâsızlık yapmış olmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok “hayır” yaratmış olur.

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü!

Günümüzde her şey tersine dönse de biraz geçmişe, tarihe gitmek istiyorum, belki ders alınır, belki unutulanlar hatırlanır.

İlk çağlardan bu yana Türk kadını erkeğinden hiçbir dönem ayrı düşünülmemiş, her zaman erkeğin tamamlayıcı unsuru ve dengi olmuştur. Türk Tengricilik inancında kadının yeri yerin yedi kat yukarısı yani Tengri’nin yanıdır. Han ile hatun yer ile gökün evlatlarıdır ve birbirlerinden ayrılamazlar, bu yüzden, kadın Türkler için kutsaldır. Bu kutsallığı Türk mitolojisinin kadın kahramanlarından anlamak güç olmasa gerek:

Gün Ana, Umay, Ayızıt, Ana Maygıl, Kubey Hatun gibi kahramanlar Türk mitolojisinde adı geçen kadın kutsal meleklerdir.

Sadece Türk değil dünya tarihine de damga vurmuş 6.yy’da yaşamış olan Türk kadın hükümdar Tomris Katun, İran’ın korkulu rüyasıydı. 200 bin kişilik ordusuyla 650 bin kişilik İran ordusunu yenmiş. İran hükümdarı Kirus’un kellesini gövdesinden ayırarak bir fıçıya atmıştır. O gün söylediği sözü tarih hiçbir zaman unutmamıştır:

Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi kana kana iç!

Dişi kurt Asena’yı anlatmama da gerek var mıdır bilmem ama Bozkurt Destanını ve Ergenekon Destanını okumayanlar hala varsa mutlaka okumalıdır. Bir milletin yok olmasına engel olan, yol gösteren bir dişi kurttur.

Bamsı Beyrek’i bilirsiniz, Dedem Korkut Hikâyelerinden. Bamsı Beyrek;  iyi ata binen, iyi savaşan, iyi kılıç kullanan Banu Çiçek’le evlenebilmek için az uğraşmamıştır, az savaşmamıştır kâfirlerle.

Büyük Hun İmparatorluğu’nun Çin ile ilk antlaşmayı imzalayanın Mete Han’ın Katunu olduğunu unuttuğunuza eminim.

Hatta “Hanım” kelimesi de o dönemden geldiği söylenir bir rivayete göre. Bu antlaşmadan sonra Çin hükümdarı Mete Han’a sorar:  “Katununuzun hükmüne tabi misiniz?” diye.

Metehan da şu cevabı verir: “Ben Han isem Katunum da ben Han-ım’dır!...”

Türklerin önem verdikleri hatlara, yollara hep ana hat, ana yol denmesinin sebebi de kadınların yüceliğinden gelir.

Altay dağlarının en yüksek tepesine neden “Kadınbaşı” denmiştir? Düşünen oldu mu hiç acep…

Ya İran’ın “Kazvin” şehrinin isminin nerden geldiğini araştıran oldu mu?  Temel Britannica’ya bakacak değilsiniz, hiç yorulmayın. Google amcamızı da kasmayalım,  ben söyleyeyim. Efsanevi Türk kahramanımız Alp Er Tunga’nın kahraman kızı Kazvin’in adını almıştır.

Arap gezgini olan İbn’i Batuta şöyle der : “Burada tuhaf bir hale şahit oldum ki o da Türkler’in kadınlarına gösterdiği hürmetti. Burada kadınların kıymeti ve derecesi erkeklerden daha üstündür.

Baciyan-ı Rum Teşkilatını muhakkak duymuşsunuzdur tarih derslerinden. Anadolu Kadınları-Anaları’dır bunlar. Kandıncık Ana’yı, Fatma Bacı’yı, nasıl unuturuz anlamıyorum. Allah’tan “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü” filmi çekildi de biraz olsun Ayşe Hatun karakteriyle Baciyan-ı Rum hatırlatıldı.

Kurtuluş Savaşı yıllarındaki kadınlar unutulur mu?

Şerife Bacı: Cephaneler ıslanmasın diye yazmasıyla örten, cepheye silah taşıyan anamız…

Nevhibe Hanım: Şehit düşen eşinin yerine İzmir’de savaşan kahraman kadın…

Kara Fatma: Erzurum’da birliğiyle destanlar yazan ilk kadın subayımız…

Yanığın Emine: Ilgaz’larda karnında bebeğiyle cepheye mermi taşırken şehit olan annemiz…

Ya Sakarya’da Teğmen Hulisi Atak’ın kafilesindeki genç kadın. Cepheye cephane taşırken yere düşmüş ve ölmek üzeredir. Onun bu halini gören Teğmen: “Bacım bana adını söyle, seni tarihe yazacağım.” der. Kadının cevabı ise: “Adımı ne yapacaksın a oğul, yaz: Benim adım Anadolu!”…

Nene Hatunlar, Halide Edip Adıvarlar, Afife Jaleler, Sabiha Gökçenler

Zübeyde Hanım’ı unutmak mümkün mü?

Yedi düvele nam salmış, dünya liderinin, Ulu Önderimizin anası, elleri öpülesi anamız. Öyle bir evlat yetiştirmiş ki Türk tarihini değiştiren, geliştiren bir liderin, bir milletin anası…

Hadiste geçer ki: “Cennet annelerin ayakları altındadır.”

Fatma Zehra Hanım’ı, Ülkücülerin anasını anmamak ne mümkün. O bize bir Başbuğ verdi. Onun yetiştirdiği evlat Dokuz Tuğlu Sancağın tek Bayrağı!

 Ve bir kişiden daha bahsetmeden geçmek istemiyorum. Çünkü onu bilenler, onu dinleyenler hala anlatırlar. Onun Hilmi Şahballı ile birlikte verdiği konserler, sadece müzik ziyafeti değil; aynı zamanda bizlerdeki kahramanlık ruhunun yeniden canlanışına vesile olduğundan bahsederler:

Ben bir Türk Anasıyım, Mürüvvet adım,

Tarihteki Kara Fatma olaydım.

Evvel Allah Ülkücülük muradım…” deyip başlarmış konserlerine Şehit Mürüvvet Kekilli

Atladığım birçok isim var biliyorum, hepsinin affına sığınıyorum. Allah hepsinden razı olsun, mekânları uçmağ olsun. Çünkü onlar bugün benim Türk Kadını olmamın tek gerçekleri. Onlar sayesinde dimdik durabiliyorum.

Bugün benim namusuma göz dikenler, benim başörtüme, benim saçıma karışanlara karşı tek cevabım: Türk Tarihidir.

Benim elbiseme, eteğime karışanlara tek cevabım: Türk kadınıdır.

Benim hürriyetime karışanlara tek cevabım: Türk Kadınıdır.

Benim siyasetime karışanlara tek cevabım: Türk Kadınıdır.

Benim demokrasime karışanlara tek cevabım: Türk Kadınıdır.

Benim “HAYIR”larıma karışanlara tek cevabım: Türk Kadınıdır.

Özgecan kardeşim affet beni, sana sahip çıkamadığım için. Ama gözüm arkada değil, eminim. Sen emin ellerdesin. Umay’ın, Tomris Hatun’un başucundasın. Zübeyde Anamızın kucağındasın.

 Türk kadınları duyun, işitin beni, Orhun kitabelerinde Bilge Kağan bize seslenir:

Ey Türk, titre ve kendine dön!

SAYGILAR…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!