Bu gün en ağır cümlelerle AKP’ye, CHP’ye ve MHP’ye saldırmak geçiyor içimden.
Halkın içinden ve dışından sarf ettiği sözcükleri arka arkaya sıralasam yüreğim soğur mu acaba? Hiç zannetmem…
Sn. Başbakan ‘’içimiz yanıyor’’ demiştiniz. Şimdiye kadar içinizdeki bu yangının sizi kül etmesi gerekiyordu ama bakıyoruz hâlâ ‘’mangalda kül bırakmıyorsunuz.’’ Bu şartlar altında hâlâ açılım-saçılım martavalı okumaktan, PKK’nın mecliste olmasından olduğunuzu açıklamaktan utanmıyor, sıkılmıyorsunuz. Vekilleriniz aracılığıyla ’’Yeni Anayasa, ya da yenilenmiş anayasa’’nın ilk üç maddesinin Türkçe olarak anlaşılmasının zor olduğunu, bu nedenle bu üç maddeye dokunmadan daha kolay anlaşılmasını sağlamak üzere düzenlenmesini öneriyorsunuz.
Hâlâ, hukuk sisteminde yaptığınız değişiklikler vasıtasıyla adaletsiz adaleti savunup, yerel yönetimler yasasıyla bu ülkeyi parça-pikçik etmeye hazırlanıyorsunuz.
Hâlâ, Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesinin Eş Başkanı olmak sıfatıyla küresel güçlerin ‘’Tek Dünya Devleti ‘’olma hayallerine hizmette kusur etmiyorsunuz.
Bugün 19 Ekim 2011. 30 civarında şehidimiz var. Bu gün, 2009’da bu ülkeye yaşattığınız Habur rezaletinin yıldönümü. PKK’yla müzakereye gönderdiğiniz müsteşarlarınız bu baskını nasıl haber alamamışlar? Yoksa yeni anayasayı kabullendirmek için hazırladığınız bir yol haritasına mı dâhil bu baskın. Ne de olsa Devletin bekası adına yapılan her şey mubah!
İki askerimiz ve bir Kaymakam Vekilimiz 72 gündür PKK’nın elinde esir! Aileleri bu canlardan haber bekler, çok sayın müzakerecileriniz bu konu ile ilgili bir şey yapabilmiş mi, bir önerileri var mı acaba? Yoksa onlarda mı katil bölücü başının ev hapsine çıkmasından sonra salıverilecekler.
Ya siz ana muhalefet partisi… Hâlâ bu açılım rezaletine destek olmaya devam mı edeceksiniz. Madem elinizde delillerle ortalıktasınız ‘’Bir hafta süre tanıdım.’’ Gibi abuk-sabuk açıklamalarla neden bu milletin zamanını boşa harcıyorsunuz? Sizin bütün bu alanlarda hiç mi vebaliniz yok?
Ya MHP? Her daim kurumsal olarak olmasa bile, 38 yıldır bizatihi olayların içinde yaşayan biri olarak her zeminde savunduğum ‘’Tüm bu oldu-bittilere karşı duracak, vatan, millet, bayrak diyecek tek parti MHP’dir ‘’ diye savunduğum ülkümün temsilcisi partim…
İki haftadır üst üste ‘’Dış politikada Türk Milletinin hak ve hukukunu savunduğu sürece AKP^ye destek veririm, bu en başta Türk Milletine karşı büyük saygımızın işaretidir.’’ Açıklaması yapan partim!
BOP’ nin Türkiye ayağının mimarı, açılım süreci ve yeni anayasayla bu sürecin hızlanmasıyla bölünme neredeyse bölünme aşamasına gelen ülkemde, bu işler Sn. Eş Başkan! Erdoğan’ın eliyle olmuyor mu?
Bu küresel güçlerin Türkiye’ye dayattığı taşeronluk görevi değil mi? Yoksa bütün olan biten AKP ve Erdoğan’ın dış politikasının ürünleri değil mi? Dokuz yıl önce sıfır terörizmle devraldığı ülkem şimdi kan gölü. Bunun bir ayağı dış güçler değil mi? Komşularla sıfır sorun politikasında geldiğimiz nokta da, ABD,İngiltere ve İsrail’in eli, kolu,başı ,ayağı Türkiye’de cirit atmıyor mu? Bir de buna Çeçen Liderleri katleden Rus istihbaratını da eklerseniz durumun vahameti ortaya çıkmaz mı? Ya Filistin’den gelenler konusunda nasıl bir önlem düşünüyor benim Ülkümün partisi?
Dış politikalarda AKP’ye vereceğiniz desteğin bu ülkeye terör ve bölünme olarak geri döneceğini görememek en basit tanımıyla BASİRETSİZLİKTİR.
Sn. Bahçeli ve MHP yöneticileri son günlerde basında yer alan, birbiriyle çelişen açıklamalardan ve her şartta kendilerine destek veren, tabandaki yangını körüklemekten vazgeçmelidir.
