Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış, büyükelçilerin değil, “istenmeyen adam” ilan etmekten vazgeçmesi nedeniyle Türkiye’nin geri adım attığını belirtirken, emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu, “Türkiye’nin zaferi gibi gösterilse de on büyükelçi için bir geri adım değildir. Gerginliği düşürecek bir adımdır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, on büyükelçinin, “istenmeyen adam” ilan edilecekleri açıklamasından sonra içişlerine karışmadıkları yönünde karşılık vermelerini, ”geri adım” olarak yorulmasına emekli büyükelçilerden destek gelmedi.
Erdoğan’ın, büyükelçilerin “bühtandan geri döndükleri” şeklindeki açıklamasını değerlendiren Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış, ”büyükelçilerin değil, istenmeyen adam ilan etmekten vazgeçmesi nedeniyle Türkiye’nin geri adım attığını” belirtirken, emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu, “Türkiye’nin zaferi gibi gösterilse de on büyükelçi açısından bu geri adım değildir. Sadece gerginliği düşürecek bir adımdır” dedi.
Yakış ve Loğoğlu, Erdoğan’ın on büyükelçinin “istenmeyen adam” ilan edileceği açıklamasından sonra diplomatik kanallarda görüşmeler ve uzlaşma yolunun aranmış olduğunu belirttiler.
“Türkiye geri adım attı”
Yakış, büyükelçilerin 1963 tarihli Viyana Sözleşmesi’ne sadık olduklarını söylediklerine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Büyükelçilerin tekrarladığı ve tweet ettiği metin, ‘Biz 1963 tarihli Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine sadığız’ diyorlar. Sadık olma konusunda zaten tereddüt yok. Dolayısıyla Türkiye, bu formülle büyükelçileri geri gönderme ya da ‘persona non grata’ ilan etme ısrarından vazgeçmişse çok iyi bir orta yol bulunmuş oluyor. Bu işin diplomatlara bırakılması gerektiğini söylemiştim. Onlar profesyonelce bir çıkış yolu bulurlar demiştim. O çıkış yolu bulunmuş. Onun için ben Türkiye’nin attığı bu geri adımın, isabetli bir geri adım olduğu kanaatindeyim. Türkiye, ‘büyükelçileri geri göndereceğiz’ demişti. Cumhurbaşkanı’nın açıklamasına göre, geri göndermiyor. O durumda Türkiye geri adım atmış sayılmaz mı?”
“Büyükelçiler geri adım atmadı”
Loğoğlu, Türkiye’nin on büyükelçinin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi kararını “kovalamadığını” ve böylece bu kararın uygulanması durumunda karşı karşıya kalacağı ciddi stratejik, siyasi, ekonomik ticari sıkıntıların önünü kestiğini bildirdi.
Loğoğlu, geri planda pazarlık yapıldığı iddialarıyla ilgili olarak, şunları söyledi:
“Ben ona kesin nazarıyla bakıyorum. Diplomasi kulvarını açtığınızda konuştukça çareler tükenmez, çareler çoğalır. Hangi seviyede kiminle ne konuşuldu onu bilemem. Birinci elden bir bilgim yok ama bunu hem bizim dışişleri bakanlığımızla ilgili büyükelçiler hem de yabancı büyükelçilerin kendi ülkeleriyle yaptıkları danışmalar neticesinde böyle bir adım atılmıştır. Bu, Türkiye’de birçok çevre bakımından büyükelçilerin geri adımı olarak yorumlanacak. Bırakın öyle yorumlasınlar. Geri adım değildir. Sadece gerginliği düşürecek bir hamledir. Çünkü yapılan açıklamanın son cümlesinde, Türkçe çevirisinde, ‘41. maddeye uyacağımızı teyit ederiz’ diyor. Yani ‘yanlış yaptık’ demiyorlar. Ama bizimkiler, yandaş medya ‘diz çöktürdük, hizaya getirdik’ diyor. Zafer edasıyla takdim edilecektir biri- iki gün bunun mutluluğu yaşanacaktır. Ondan sonra başka bir krize ihtiyaç olacaktır. Olması gereken Türkiye’nin bu gelişmelerden ders çıkarıp, AİHM, Avrupa Konseyi kararlarına uyarak NATO ülkesi olarak yeni bir eksene oturmasıdır.”
Kaynak : AjansBizim