23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı.
Diğer milli bayramların aksine yurtdışı gezisinde veya hasta olan yok! Mutluyuz milletçe…
Çok sürmüyor sevincimiz.
Devletin tepesinden; sözde soykırım iddiasının sahibi insanlık katillerine, taziye mesajı geliyor. Tarihin en uydurma, en kahpe iddialarından sözde soykırımın yıldönümü öncesinde,
Türk düşmanı tüm mahfillerin elini güçlendirecek tarihi çöküş mesajı veriliyor pervasızca!..
Obama’nın dediklerinin, bağrımızdaki paralel söylemi demeden edemiyor insan…
***
Türk Milletinin yedi düvele karşı, birçok cephede tarihin en zorlu, en haklı mücadelesini verdiği dönemde, özellikle Fransızların kışkırtması ile çeteler kurup, kadın çoluk çocuk demeden katledenlere, taziye mesajı!
Bugüne kadar böğürtülerle gündemde tutulan, katledilmiş Ermenilere ait bir tek toplu mezar bulunmazken, Ermeni çetecilerin katlettikleri masumların toplu mezarları kaç kez yüreğimizi yaktı, söylenmiyor!
Asala terör örgütünün katlettiği vatan evlatları, neslimizin hafızasında hala tazeliğini koruyor oluşu dikkate dahi alınmıyor!
“Karabağı biz aldık, Ağrı dağını siz gençler alacaksınız” deme cüretine ulaşan, Ermenistan devlet başkanı Serj Sarkisyan’ın küstahlığı yok sayılabiliyor!..
Kahraman Maraş’ta yenilen işgalci Fransızlar, gece karanlığında kaçarlarken, kışkırttıkları çeteci Ermeniler kendilerine yük olmasın diye, atlarının nallarına keçe bağlayıp sessizce sıvışmalarının kalleşliğine, bir meşruluk kazandırıldığına aldırış bile edilmiyor!..
***
Koro hazır!
Konjonktür budalası, empati manyağı müsvedde aydınlar, kokuşmuş kurumlar bu tarihi çöküş haline alkışta gecikmediler. Hele, hele Atatürk’ün kurduğu partiden, eyyamcı, omurgasız açıklamalar insanın vicdanını kanatır, aklını durdurur mahiyette!..
Medya belli ki daha günlerce bu hezeyanın peşinden ne “tabular” yıkacak ne “ezberler” bozacak!
Aslında şaşırtıcı olmadı, ihanetin alkışlanışı! Son yıllar hep böyle olmadı mı?
Kıbrıs peşkeş çekilme sürecini yaşamadı mı?
Telafer de Türkmenler katledilirken anlı şanlı yetkililer maç seyretmeye gitmedi mi?
Bebek katili ininden, devleti yönetiyor edası ile ahkâm kesmeye başlamadı mı?
Güneydoğumuz bölücü terörün eli kanlı katillerine terk edilmedi mi?
Bölünmüş Türkiye’nin altyapısı bir, bir örülmüyor mu?
Türk düşmanı aşırı dinci Ortadoğu terör örgütleri bizim imkânlarımızla palazlandırılıp, büyütülmedi mi?
Türk ordusu, bölgesel değişimlerin en sıcak döneminde en güçlü kılınması gereken zamanda, türlü entrika ve kumpaslarla çökertilmedi mi?
Dahası da beklenir; zira eli kanlı çetecilere rahmet dileyebilen zihniyet, bölücü eşkıyalara şehit payesi verip, bölücü başını eş başkan kılma girişimlerini de ihmal etmemektedir!..
***
Apaçık görülüyor ki;
2010’lu yıllar bir Mustafa Kemal duruşuna her dönemden daha muhtaç, daha mecbur durumda!
Türk Devleti, Türk Milleti, Türk vatanı tehlikede!
Tıpkı 1919 da olduğu gibi!..
***
Tüm bu çöküş ve çözülme haline inat, bir tek ses gidişe meydan okuyor!
Türkiye’nin gündemini tayin eden tüm odaklar, her bir çürümeye övgüler yağdırırken, tüm bu çöküş ve çözülme sürecine inat, bir tek ses gidişe meydan okuyor!
Milliyetçi Hareketin Lideri Dr. Devlet BAHÇELİ Soğukkanlı, temkinli, vakur, emin ve bir o kadar derin; “Türk Milleti henüz son sözünü söylemedi” derken, Milli vicdanın sesi olup, çarenin, umudun adını koyuyor.
Milliyetçi Hareket, tüm kadro ve katmanlarıyla, bugüne kadar tüm tükenişler karşısında olduğu gibi, Türk Milletinin milli nüvesini dosta düşmana karşı canlı tutuyor.
Katliamcı Ermenilere taziye bedbahtlığında bulunulan zamanın tüm şakşakçılarına had bildiriyor.
Ülkenin yönetim kademelerini silkeleyerek, kayboldukları dehlizden çıkmaya davet ediyor!
***
Apaçık görülüyor ki;
Devlet’in sesi tek başına; Gerçeğin suskunluğuna, tarihin hançerlenişine, istikbalin katledilişine karşı Türk’ün gür sedası oluyor.
………………..
1919 Yılının sahipsizliği ve aymazlığına karşı Mustafa Kemalin duruşu; bugün Türk Milliyetçilerinin Lideri BAHÇELİ’NİN şahsında vücut buluyor…
