Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli 2 Haziran 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a 5 soru yöneltmişti. Hiçbir şekilde cevap verilmediği gibi, devamlı kaçış hali sonrası 4 Ekim 2015 günü Sayın Bahçeli aynı soruları bir kez daha sordu.
Sorular ağır!..
"1- İmralı canisiyle mektuplaştın mı? Öcalan canisinin İmralı adasından günü birlik giriş-çıkışlarına onay verdin mi? Ve şahsen temas kurdun mu?
2- Kandil’deki PKK’lılara dinlenmesin diyerek kriptolu telefon gönderdin mi? Terör baronlarıyla telefon görüşmeleri yaptın mı?
3- Bülent Arınç’a yönelik düzmece suikast iddiasından sonra, girilen kozmik odalardan gasp edilen devlet sırları, en mahrem bilgiler kimlerin eline geçti? Şu anda Türkiye’nin güvenlik kartları hangi mihrakların kontrolündedir?
4- KCK’nın kuruluşunda katkın ve dahlin var mı?
5- PKK ve HDP’ye başkanlık karşılığında federasyon ümidi verdin mi?
Erdoğan’ın yüreği varsa, kendinden eminse, örtbas edeceği karanlık bir ilişkisi yoksa bu sorularımı cevapsız bırakmaz.”
………!
Cevaplar gelmediği gibi, gündeme dahi getirilmiyor.
Soruların işaret ettiği vakıalar geçiştirilemeyecek kadar vahim!
***
Sayın Bahçeli bu defa Başbakan Davutoğlu’na farklı bir konuyu sordu!
15 Ekim 2015 günü katıldığı canlı yayında konuşmasının bir bölümünde özetle;
“Son koalisyon görüşmemizde açıklamayı Sayın Davutoğlu’na bıraktık. Söyledikleri gerçeklerden uzaktı. Bir şeyi açıklamak istiyorum. Kendileri ‘dışarı çıkmazsa bazı konuları paylaşmak istediğini’ ifade ettiler. Bende ‘Milliyetçi Hareketin muhafazası altındadır’ dedim.
Anlattılar!..
Görüşme sonrası gelişmeler o anlattıklarının kamuoyu ile paylaşımını mecbur bırakmıştır. Ben açıklamayacağıma göre kendileri o bilgileri kamuoyuna açıklamak zorundadır. Bu çarpıcı konuları açıklayacak mıdır?..”
……….!
Hiçbir şekilde yine cevap yok!
***
Hal böyle!..
En ufak bir eleştiriye dahi anında kükreyerek cevap verme ihtiyacı hissedenler, bu vahim sorular karşısında sessiz ve suskunlar!..
Israrla kaçıyorlar…
Yazılı ve görsel basında gündem belirleme peşinde koşanlar ise, bu kaçış halinde muhataplara eşlik etmeyi seçmiş durumdalar.
Cumhuriyet tarihimizin her alanda, her anlamda, en ağır şartlarını yaşadığımız bu dönemde, özellikle seçimler öncesinde, bu hayati sorular kesinlikle aydınlatılmalıdır.
Bu sorulardan bir tanesi bile vuku bulmuşsa tüm dengeleri çatırdatacak sonuçlara gebedir!
Türk Milleti istikbaline sahip çıkmalıdır!..