Gün geçmiyor ki, garabet olaylar yaşamayalım!..
***
Üniversitede İlahiyat Fakültesi Dekanı olmuş, Prof. Dr. olmuş gudubet şahıs döktürüyor;
“Cinsel ilişkiye giren bir kişinin, ilişki sırasında "hocasını, şeyhini hatırlaması durumunda, doğacak çocuğun bereketli ve güzel ahlaklı doğar.”
*
Ülkenin meşhur mankeni Tuğçe Kazaz ‘mertebeden mertebeye uçuyor’ yine;
Diyanet İşleri Başkanlığı’na soruyor, “Kur’an- Kerim uygulaması indirdiği cep telefonuna abdestsiz dokunup dokunamayacağını!..”
*
Bu defa, Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar nara atıyor; Atatürk’ü hedef alarak “İslam düşmanı kâfirler, 3 Mart 1924’te Hilafeti kaldırmakla İslam’ı ilelebet tarihe gömdüklerini sandılar…”
Devam ediyor; “… Ama aynı zamanda umutluyuz, coşkuluyuz ve sevinçliyiz. Zira Hilafet’in ilga edildiği 3 Mart 1924’ten tam 92 sene sonra, bugün burada Hilafet’in ilga edildiği meclisin hemen yanı başında, Hilafeti yeniden ikame edeceğimizi haykırıyoruz.”
*
Ülkemizde ağırladığımız Suriyeli göçmenlerin geldikten sonra 150 000 çocukları olmuş… Ne kadar rahat oldukları kadar, eşine rastlanamayacak, aklın almayacağı bir “sorumluluk” örneği sergiliyorlar!..
*
Tamda bunun ardından gelen haber; Mültecilere dağıtılan çocuk mamaları kullanımında ihtiyaç patlaması yaşanıyor! Mamalarda “afrodizyak etki” söylentisi üzerine yetişkin erkekler tarafından yağmalanıp tüketiliyormuş.
*
Ha! Bu arada; Avrupa’da 10 000 mülteci çocuk kayıp!.. Organ mafyasından köleliğe kadar uzanabilecek bir vahşet durumu!..
***
(….) Ve dahi!..
Ülke olarak çok iyi biliyoruz. Egemen Batı Koalisyonu, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirip, çoluk çocuk milyonlarca insanı katledip, yine milyonlarca insanı topraklarından göçe mecbur ediyor.
*
Suriye’yi Irak’ı uçaklarıyla, gemileriyle bombalayanlar, şimdide yine gemileriyle Ege’de karasularımızda, “mültecilerin ülkemizde kalıp, Avrupa’ya geçmemesi için” cirit atıyor.
3 Milyon mülteciyi barındıran ülkemize, hasbelkader onların tarafına geçebilmiş olanları dahi bizlere geri kabul ettirme telaşında…
*
Bizlerde at pazarlığı yapılan masada para peşinde dilenci konumunu üstleniyoruz!
*
Petrol, enerji, aşağılık çıkarlar onların!.. Tüm bedeller, parçalanmak dahil tüm menfi sonuçlar bizim!..
***
Dedik ya!
Yaşadıklarımız; Densizlik Üstü/Rezillik Ötesi/Sapıklıktan Dahası!..