Türkiye, Osmanlı – Türk İmparatorluğu’ndaki denemelerden sonra nihayet 1946 yılından itibaren çok partili siyasi hayata ve demokrasiye adım atmış oldu.
Ancak bu demokrasi ne menem bir şeymiş ki; bir türlü arzu edilen kıvama gelemedi. Bu sebeple demokrasinin nimetleri ile iktidar olan AKP’de, demokratikleşme paketleri ile kendine göre bir demokrasi (!) getirmeye çalışıyor.
1946’dan bu yana, “demokrasi, demokrasi” denilerek demokrasinin içine edildiğinden benim zerrece şüphem yoktur.
İktidarlar; demokratik tedbirler diye, çoğulcu ve özgürlükçü yaşamın önünü açacaklarına daima kendilerini koruma altına alan kuralları, hukukileştirerek uygulamaya sokmuşlardır.
Şimdi biri bana söylesin; uygulamaya sokulan üç demokratikleşme paketi ile TBMM Anayasa Komisyonu’nda bekleyen 4. Demokratikleşme Paketi ile birleştirilmesi düşünülen 5. Demokratikleşme Paketinin halka ne faydası olmuştur ve olması beklenmektedir?
Ben size söyleyeyim koca bir hiç! Ülkenin durumuna bakarsanız, yüzyıllardır kısır döngü haline gelmiş olan, halkın yaşamsal sorunları, daha da ağırlaşarak çözümsüzlüğe doğru gitmektedir.
Her demokrasi paketi ile hukuk katledilmekte, üstünlerin ve güçlülerin hukuku pekiştirilmektedir. Şeffaf ve objektif uygulamaları, bu tür demokrasi anlayışında, arayıpta bulmanız mümkün değildir.
Demokrasi paketleri ile, sansür ve karartma her bakımdan daha da artmaktadır. Değiştirilen mevzuatla, istihbaratın ve dolayısıyla istihbaratı kontrol edenlerin egemen olduğu bir ülke yaratılmak istenmektedir. Bunu pek de haz etmediğim Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı “Paralel maralel hikaye; bu ülke resmen “parti devleti” olmaya sürükleniyor” diye tarif ediyor.
Bugün baskıcı ve totaliter AKP iktidarının devamı için alınan tedbirler, bizlere “demokratikleşme paketleri” adı altında, çok güzel bir ambalaj ile sunulmaktadır.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, iktidar yanlısı Sabah Gazetesi’nin haberinde “Bizi yıkamazlar. İktidara geleceklerinden değil o kadar gözleri dönmüş ki; sigara yakmak için komşunun evini ateşe veriyorlar” diyor.
Sayın Arınç’a sormak lazım; demokrasilerde iktidara gelmek kadar iktidardan gitmek yokmudur? Yoksa siz iktidardan gitmeyeceğinizi mi düşünüyorsunuz? İktidardan gitmemek için aldığınız tedbirler mi var? Muhalefetin iktidar olabileceğini, çok partili siyasal yaşamda düşünmek, bir demokrasi yanlışımıdır?
Kanaatime göre, AKP’nin yöneticileri ve R.T. Erdoğan, yoğun bir şekilde iktidardan gitmek korkusunu yaşamaktadır. Çünkü halkın verdiği inanılmaz desteğe rağmen, ülkeyi büyük bir kaosun içine sokmuşlardır. Bunu kendileri de görmekte ve safları eski bakan Erdoğan Bayraktar’ın sırtını sıvazlamak örneğinde olduğu gibi sıklaştırmaya çabalamaktadırlar. İktidar destekçileri bile mutlu, huzurlu ve güvenli değildir. Sadece menfaat düzeninin devamı uğruna, birlikte çıkılan yolda, beraber yürüdük şarkısını söylemeye devam etmektedirler.
Bu sebeple demokratikleşme paketleri, AKP’yi iktidar da tutmaya dönük geçici tedbirlerdir. Değil mi ki RTE; 12 Eylül 2010 referandumunda yanlış yaptıklarını söylüyor ve yeni düzenlemelere gitmek için yol arıyor, yarın bu paketler içinde aynı şeyleri rahatlıkla söyleyebilirler. İş gelip zülfiyare dokanınca, hemen hukuki tedbirler alınıp zevahir kurtarılmaya çalışılıyor adına da “demokratikleşme paketleri” deniliyor.
İşte usulsüz dinlemeler, sahte delil yaratmalar,özel yetkili mahkemelerin durumu, HSYK ve bir çok hususta sıkıntı kapıya dayanınca sarıl “demokratikleşme paketleri”ne… Haksız ve hukuksuz yargılamalar yapılırken, Türk Ordusu’nun beli kırılırken, Habur’da olanlar vicdanları sızlatırken neredeydi bu “demokratikleşme paketleri” ?
Acaba İmralı Canisi ile pkk’ya verilen uçuk kaçık sözler, ne zaman yerine getirilecek bu paketlerde? Malum 30 Mart tarihi, pkk’nın pusuya yattığı tarih… Ondan dolayı “çözüm için RTE ve AKP iktidarda kalmalıdır” diye konuşuyor pkk’lı Cemil Bayık!..
AKP, bir yandan sermaye oluşturdu diğer yandan eski sermayeyi tehdit ediyor (TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz’ın vatan haini olarak nitelenmesi gibi!), yandaş medya ile gerçekleri karartıyor, liyakatsiz ve ehliyetsiz bürokrasiyi emir eri gibi kullanıyor, fakir fukarayı sosyal yardımlarla kontrol altında tutuyor bunlar yetmeyince bir istihbarat devleti yaratmaya kalkıyor ve iktidarını sürdürmek için “demokratikleşme paketleri”ne sarılıyor.
Beyhude çabalar bunlar. Sadece adı “demokratikleşme paketleri”. Hepsi totaliter ve baskıcı AKP iktidarının devamı için… Ama Türk Milleti seçim sandığında ve demokratik meşruiyet içinde mutlaka bu faşizmi yıkacaktır. Onun için “demokratikleşme paketleri” kavramına bakıp da demokrasi havarisi olmaya hiç gerek yoktur.