Cumhuriyet Bayramı Tartışmaları

Ülkemizde son 10 yılda CUMHURİYET’e karşı sinsi ve planlı bir yıpratma kampanyasının yürütüldüğü inkâr edilemez.

Başta başbakan olmak üzere iktidar sözcüleri, geçmiş yıllardaki her türlü icraatı karalamaktadırlar. Bu arada bir yolunu bulup ATATÜRK dönemini ve CUMHURİYET yönetimini suçlu ilan etmektedirler.

Dersim tartışmaları bunun en somut örneğidir.
   
Bugün bile terör ve yasadışı hareketlere onların anlayacağı dilden cevap vereceklerini açıklayan Başbakan,70 yıl önceki bir başkaldırıya devletin verdiği cevaba “katliam” diyebilmektedir. Dahası devlet adına “özür dileyerek” zamanın devlet yöneticilerini yargısız infaza tabi tutmaktadır.

Oysa başbakan, bu ülkenin sokakta bulunmadığını, bugünlere kolay gelinmediğini, ATATÜRK ve arkadaşlarının bu memleketi şiir okuyarak kurtarmadıklarını hepimizden iyi bilir.

Yine Başbakanın meclis kürsüsünden, elinde birtakım kâğıtlarla Cumhuriyet döneminde Camilerin ahıra çevrildiğini anlatan konuşmalarını da unutmuş değiliz.

Elbette ki bu ülkede yaşayan herkes, başbakanın anlattıklarına inanacak kadar saf değildir. Yahut ta bu ülkede Cumhuriyeti ve ATATÜRK’ü Tayyip ERDOĞAN’dan tanıyacak değiliz.

Biz de Cumhuriyet çocuğuyuz.  Dedelerimizden Cumhuriyet öncesi çektikleri sıkıntıları, yaşadıkları zulümleri çok dinlemişsizdir. Hemen hepsi sözü bitirirken “ALLAH GAZİ PAŞA’YA rahmet eylesin. O geldi rahata kavuştuk” derlerdi.

Ancak ne hikmetse bazı çevreler bu ülkenin tarihi sorunlarını dile getirirken, Cumhuriyet dönemine kadar geri gitmekte, daha ötesini söz konusu etmemektedirler.

ATATÜRK’e en çok minnet duyması gerekenlerde bu ülkenin kadınlarıdır.

Ninemiz, annemiz, Kızımız arasındaki farkı bir düşünün.
   
Okuryazar olmayan ninelerimizden, ilkokulu, ortaokulu bitirebilecek kadar okuma imkânı bulan annelerimiz ve nihayet Yüksek okul okuyan, master ve doktora yapan kızımız. İşte ATATÜRK, işte Cumhuriyet.

Geçenlerde beş yıldızlı bir otelin restoranında kahvaltı ederken dikkatimi çekti. Çarşafli bir Arap kadın, yanında eşi ve çocuklarıyla kahvaltı ediyorlardı. Kadının yüzünde de üst taraftan tutuşturulmuş bir peçe vardı. Yemeğini peçeği kaldırıp altından ağzına götürdükten sonra peçeyi tekrar indiriyordu.

Hemen yanımızda da son derece modern giyimli, yanlarında bilgisayarları olan kahvaltı yapıp, sohbet eden Türk hanımefendiler vardı.

Demek ki ülke insanın yurtdışında beş yıldızlı bir otelde tatil yapacak kadar zengin olması her şeyi çözmüyormuş. Başka bir Müslüman ülke kadınının parayla elde edemediği hakkı, Türk kadını Cumhuriyet sayesinde kazanmış.

O manzarayı görünce ilk aklıma gelen ATATÜRK’e rahmet okumak oldu.

Birkaç yıldan beri çeşitli bahanelerle Cumhuriyet bayramı kutlamalarını sulandırmaya çalışan, bu yıl ise pastanede kutlama noktasına vardıran bir zihniyet ile karşı karşıyayız.

Cumhuriyeti kuranları rahmetle, şükranla yad etmek, Cumhuriyet bayramını coşkuyla kutlamak, onun nimetlerinden faydalanan Topyekun Türk Milleti için bir vefa ve insanlık borcudur.
 
CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!