Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hâkim ve savcılara “Adaleti sağlamanın ölçüsü sosyal medyada atıp tutan gerçek niyeti ve kimliği meçhul kalabalıkların tutumu değil, kanundur, nizamdır, mahşeri vicdandır. Vicdanınızla kararlarınız arasına hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin girmesine müsaade etmeyin. İnşallah sizlerin de çabalarıyla adalet sistemimizin işleyişini güçlendirecek yargıya ve kararlarına güveni en süt seviyeye çıkarmaya devam edeceğiz” diye seslendi.
Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şöyle:
“Mesleki eğitim süreçlerini birincilikle bitiren kadın hakim ve cumhuriyet savcılarımızı kutluyorum. Toplam 21 bin 844 hakim ve savcı görev yapmaktadır. Bugünkü kura törenimizle 22 bin 859’a yükseltmiş olacağız. Tüm hakim ve cumhuriyet savcılarımıza meslek hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum.
‘Adliye kapısını adalet kapısı haline getirdik’
Son 19 yılda adliye kapısını adalet kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte birçok adım attık. 9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2,5 kat artırarak mahkemelerimizin yükünü hafiflettik. Her alanda önemli iyileştirmelere gittik. Yargı mensuplarımızın görevlerini huzur ve güven içinde yapabilmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Adalet mülkün temeli olduğu kadar refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Adalete güvenin zedelendiği bir ortamda kalkınma ve ekonomik atılımların da eksik kalacağı ortadadır.
‘Geciken adalet adalet değildir’
Adalet terazisinin doğru tartması kadar, adaletin gecikmemesi de önemlidir. Geciken adalet adalet değildir. Adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve sistemin hızlı işlemesi için çaba harcıyoruz.
Türk adaletine hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza yaraşır adalet sarayları inşa ediyoruz. 275 adalet hizmet binasıyla adliyelerimizin alt yapı eksiklerini giderdik. Yeni Yargıtay binamızı açtık. Vakit ve kalite kaybının önüne geçtik. Başkentimize de modern bir adliye kazandırma çalışmalarımız da devam ediyor. 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz.
‘Sözde yargı mensupları’
Adaletin tecellisi için sağlıklı bir çalışma ortamının önemi tartışma götürmez. Modern ve ihtişamlı binalarla adaletin tesis edilemeyeceği bir gerçektir. Temel şart güçlü, tarafsız, bağımsız ve uluslararası normları özümsemiş bir hukuk sisteminin varlığıdır. Türk hukuk sisteminin açmazı her 10 yılda bir antidemokratik müdahale maruz kalmasıdır. Bu ülke sadece belli siyasi görüşe ve meşrebe mensup hakim ve savcı almakla övünen Adalet Bakanları görmüştür. Bir sağdan bir soldan gençlerin darağacına gönderildiği günler yaşadık. Uyduruk davalarla başbakanların asıldığı günlere şahitlik ettik. Sözde yargı mensupları gördük.
‘Özgürlükler alanında da büyütmenin çabası içinde olduk’
Son 19 yılda bir taraftan mevzuatımızdaki vesayet kalıntılarımızı temizlerken diğer taraftan Türk yargısına musallat olan bu zihniyetle amansız bir mücadele yürüttük. Haksız ithamlara rağmen 2002’den bu yana demokrasiyi hâkim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için reform irademizi daima canlı tuttuk. Türkiye’yi sadece ekonomide ve demokraside değil temel hak ve özgürlükler alanında da büyütmenin çabası içinde olduk.
‘Hak arama yollarını genişlettik’
Yargı reformu strateji belgesiyle insan hakları eylem planı reform irademizin en son örnekleridir. Bu iki belge cumhuriyetimizin 2. yy’ına yürürken hukuk ve demokrasi alanında yol haritamızı oluşturmaktadır. Vizyonumuzu güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi olarak belirledik. Birinci yargı paketinde hak ve özgürlükleri koruyan ve güçlendiren bir yaklaşımla ceza muhakemesinde ciddi değişiklikler yaptık. Özellikle ifade özgürlüğünü ilgilendiren bu konularda hak arama yollarını genişlettik. Basit yargılama gibi işi kolay kılan ve adil bir şekilde çözen usulleri hukuk sistemimize kazandırdık. İkinci, yargı paketinde infaz sistemimizin iyileştirme ve topluma yeniden kazandırma işlevini insan odaklı bir anlayışla güçlendirdik.
‘Adalet ve kalkınma başarısının sırrı…’
Hukukun insanımızın hayatında zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı, yük olan değil yük alan bir rol üstlenmesini istiyoruz. Reform adımlarımızın gerisindeki temel yaklaşım da çözüm odaklı bir şekilde yargıda iş ve işlem kolaylığı sağlamaktır. Bu bakımdan reform kavramı bizim için siyasetin ve vatandaşımıza hizmet etmenin en önemli araçlarından biridir. Türkiye’nin adalet ve kalkınma başarısının sırrı devletim milletle beraber yol yürümesi ve yol boyunca da kendisini yenileyebilmesidir.”