Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Türkiye Yüzyılı Tanıtım Toplantısı’nda konuştu

featured

Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Sevginin,şefkatin, merhametin, hayatın sembolü,saygıdeğer hanımefendiler, gözümüzün nuru, kıymetli gençler, bugün bu salonda bizlerle yüzyüze birlikte olan ve çeşitli medya mecralarından bizi takip eden muhterem kardeşlerim, Cumhur İttifakının değerli mensupları sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.

Cumhuriyetimizin 1. asrının son yılına girmeye hazırlandığımız şu günde Türkiye Yüzyılı’nın ahdi için biraraya geldik. İnşallah cumhuriyetimizin 99. yıldönümünün gururuyla birlikte Türkiye Yüzyılı’nı da milli hafızamıza kazıyacağız.

Cumhuriyetimizin ilk yüzyılına Anadolu topraklarındaki 900 yüzyıllık varlığımızı sona erdirmek isteyen saldırının ardından giriş yapmıştık. Milletimizi topyekûn tarihe gömmek isteyenler Çanakkale, Kutülamare’de olduğu gibi doğrudan karşımıza çıkmadılar. En elverişli aracı kullanarak Anadolu’yu işgale yeltendiler.

Devam eden savaşların yükü altında beli bükülen milletimiz son bir silkinişle millî mücadeleyi başlattı ve zafere ulaştırdı. Anadolu’daki üçüncü büyük devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla kendi içinde pek çok merhaleyi, mücadeleyi barındıran yeni döneme adım attı.

Tüm sıkıntıları kazanımlarıyla ilk yüzyılımızı geride bırakırken milli mücadeledeki destansı meydan okumanın, küllerinden yeniden doğuşun öncülerini selamlamak istiyorum.

İstiklal harbimizin başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bizlere üzerinde özgürce nefes aldığımız vatanı armağan eden tüm kahramanlarımızı rahmet, şükran ve minnetle yad ediyorum.

Cumhuriyetimiz maalesef bu bir asırlık geçmişinin önemli kısmında kendi içinde barışık yaşayamadı. Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesapları hiç mi hiç eksik olmadı. Bu kirli hesaplarda kullanılan maşalar da eksik olmadı. Dün vardı, bugün de var. Ülkemiz milli iradenin üstünlüğüne dayanmak üzere vesayet güçlerinin güdümünde kalan yönetimlerin elinde altın kıymetinde yılarını heba etti.

Türkiye’yi 20 yıl boyunca hep durmak yok yola devam diyerek büyüttük. Geliştirdik, güçlendirdik, zenginleştirdik. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi yeri geldiğinde bize canı pahasına sahip çıkan milletimizin desteğiyle asırlık kayıplarını 20 yılda telafi edecek çalışmaları gerçekleştirdik.

Sanılmasın ki bu 20 yıl dikensiz gül bahçesi misali sadece çalışmakla geçti. Yurt içi, yurt dışında emperyalist, vesayet ve darbecilerin ne kadar apartı varsa hepsi üzerimize salındı. Bildiriler yayınladılar, tuzaklar kurdular, bürokratik oligarşiyi, terör örgütlerini harekete geçirdiler. Hatta partimizi kapatmaya kalktılar. Doğrudan silaha da sarıldılar.

Biz hiçbir zaman şikayet etmedik, mücadele ettik. Demokrasi ve kalkınma adımlarımıza çelme takılmaya çalışıldığında milli iradenin gücünde çözümü aradık. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılını demokrasi ve kalkınma atılımını siyasi ve sosyal sınıflamaların ötesine geçen ortak akıl, irade ve ortak vicdanla gerçekleştirdik.

Ayrıştırılmaya, çatıştırılmaya çalışılan kim varsa Türkiye’nin 20 yılına sığdırdığımız büyük devrime katkı vermiştir. Dışlanan Müslüman, dilinden dolayı ayrılıkçıya uğrayan Kürdün, meşrebinden ötürü baskı gören Alevinin, haksızlığa uğrayan Hristiyan ve Yahudi’nin herkesin yanında olduk, mücadelesine destek verdik, kayıplarını telafi ettik.

Nesillerin hayali olan Ayasofya’yı Fatih’in emanetine uygun şekilde yeniden cami olarak hizmete açmış olmamız bile küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir büyük meydan okumadır.

Kendisini hangi ideoloji, inanç ve köken kavramıyla ifade ederse etsin bu tarihi dönemde hakkın, hakikatin, doğrunun yanında yer alan her vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum.

Ne diyor gönül sultanı ‘aşk ile yürüyen sırtında dünyayı taşır/aşksız yürüyen beden diye ceset taşır’. Biz 20 yılda aşk ile yürüyerek ülkemizi hedeflerine taşıdık, milletimizi hayallerine kavuşturduk. Aşk ile milli iradeyi güçlendirip, vesayeti adım adım gerilettik. Demokrasiyi kökleştirerek, darbelere zemin hazırlayan şartları ortadan kaldırdık. Güvenliği sağlayarak insanımızın huzurla yaşamasını, geleceğe umutla bakmasını temin ettik. Ekonomi büyüterek refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle zenginleştirdik. Sanayiden tarıma her alanda istihdama, işe, aşa erişimi kolaylaştırdık. Sosyal destekleri artırarak ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımızı kucakladık.

Yönetim sistemini değiştirerek 2 asırlık arayışına cevap verecek bir büyük politikayı harekete geçirdik. Devletimizin gücünü, bayrağımızın şanını, milletimizin itibarını yükselttik. Her alanda Cumhuriyetimizin ilk asrındaki eksikliklerini tamamlayacak eser ve hizmetler ortaya koyduk. Takip eden değil takip edilen bir ülke haline geldik. Bugün Türkiye Yüzyılı için böyle bir karne, müktesebat ve mirasla çıkıyoruz. Rabbimize her gün, her an bize böyle bir milletin mensubu olma şerefini bahşettiği için dua ediyoruz. Gençler maşallahınız var, inşallah Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle inşa edeceğiz.

 Milletimize kazandırdığımız eser ve hizmetleri ona minnetimizi ifadenin sadece bir girizgahı, sadece dibacesi olarak görüyoruz. Ömrümüzün 40 yılını siyasetçi, belediye başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak hizmetine adadığımız insanımızın hakkını ne yapsak ödeyemeyeceğimizi biliyoruz. Türkiye Yüzyılı aşkla geliştirilmiş yeni gayrettir.

Türkiye Yüzyılı programımızla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına güçlü başlangıç yapmak istiyoruz. Milletimizi zirveye taşıyacağından şüphe duymuyoruz. Milletimizin bizi her türlü makama taşıdığı konumda iken Türkiye Yüzyılı’nı hayata geçirme konusunda tek arzumuz şöyle kalpten kopuk gelen Allah razı olsun duasını duymaktır.

Milletimize hizmet yolculuğumuzu Türkiye Yüzyılı ile zirveye çıkartıp, ardından mücadele bayrağını devredeceğimiz gençlerimizin adım adım bu vizyonun inşasına şahitlik edeceğiz. Bunun dışında beşeri hırsımız, dünyevi kaygımız, beklentimizin olmadığının bilinmesini isterim.

MHP’nin değerli genel başkanı sayın Devlet Bahçeli ve değerli arkadaşlarına, Türkiye Yüzyılı inşası süreci, Cumhur İttifakı çatısı altında verdikleri samimi ve güçlü destekleri için şahsım ve arkadaşlarım adına şükranlarımı ifade ediyorum.

Aziz milletim geçtiğimiz 20 yılda eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaştırma, enerji, sanayi, tarıma her alanda tarihi eser ve hizmetler kazandırırken gayret gösterdiğimiz halde hayata geçiremediğimiz işler de oldu. Ülkemizi darbe anayasası ayıbından kurtararak tamamen yeni, sivil, demokrat, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma girişimlerimiz geliyor.

Hücrelerine kadar vesayetine hizmet etmek üzere hazırlanmış 12 Eylül darbesi anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Girişimlerimizin bazıları meclis aşamasında teklif aşamasında muhalefetin destek vermemesi sebebiyle akim kalmıştır. Yeni bir anayasayı kazandırmak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir. Hukukun üstünlüğünü, çoğulculuk, adalet, hakkaniyeti tahkim edecek her bir vatandaşımızın özgürlüklerini garanti altına alacak, gençlerimizin geleceklerine umutla bakmasını sağlayacak meclisimizin takdiri, milletimizin onayıyla hayata geçirmekte kararlıyız.

1000 yıldır vatanına, 1 asırdır cumhuriyetine, 80 yıldır demokrasisine 15 Temmuz’da istikbaline sahip çıkmanın bedelini ödeyen milletimizin böyle bir anayasaya kavuşması hakkıdır. Başı açık veya başı örtülü tüm kızlarımızın ve hanımlarımızın eğitim ve çalışma haklarını güvence altına alacak, aile kurumumuzu sapkın akımların tehdidinden koruyacak bir anayasa değişikliği teklifi hazırladık.

Bütün dikkatimizi, enerjimizi, çabamızı Türkiye yüzyılının inşasına vereceğimizin kararını paylaşıyoruz.Ülkemizi Türkiye yüzyılı vizyonuyla asırlık hedeflere yöneltirken zor bir yükün altına giriyoruz.

İnşallah önümüzdeki hafta teklifimizi meclisimize sunarak tabii bir hak olarak bu konunun ülkemizin gündeminden çıkmasını sağlayacağız. Ülkemizin gündeminde böyle bir şey yoktu. Maalesef birileri zar zor ülkemizin gündemine soktular. Madem soktunuz, öyleyse biz de adımımızı atıyoruz. Bu girişimlerimizin gücünü de tesis ettiğimiz güven, huzur, özgürlük ve kardeşlik ikliminden alıyoruz. Malazgirt’ten bugüne istiklalimiz, istikbalimiz için yürüttüğümüz mücadelelerde verdiğimiz şehit ve gazilerimizi rahmetle yadediyorum.

Yurt içi ve yurt dışında görev başında asker, polis, jandarma ve güvenlik personelimizi Rabbi korusun, esirgesin, güç ve kuvvet versin, muzaffer eylesin diyorum. Türkiye Yüzyılı’nı aksaçlı büyüklerimizin, gönül coğrafyamızdaki dostlarımızın, mazlumların dualarıyla yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılı’nı yüreği kıpır kıpır çarpan annelerin, babaların, hayata hayallerini geçirerek yükselteceğiz.

Gençlerimizin teknoloji, sanat, spor, çevreye kadar tüm alanlardaki beklendilerini karşılayarak yükselteceğiz. Milli ve manevi değerlerimiz temelinde köprüyü insani ve ahlaki sütunlarla tahkim ederek yükselteceğiz. Ülkemizi siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartarak yükselteceğiz.

Terör, şiddet ve nefret suçları gibi istisnalar dışında 85 milyonun her birini birinci sınıf vatandaşlığını güçlendirmenin sözü için biraraya geldik. Ülkemizi kutuplaştıran, birlik, beraberlik, kardeşliğin ürünü olan muhabbet iklimine zarar veren tüm tartışma, ayrışmaları bir kenara bırakmanın ahdi için biraraya geldik. Türkiye Yüzyılı işte bu.

Cumhuriyetimize adını veren cumhurun, yani halkımızın siyasetin de, yönetimin de, ekonominin de asli öznesi olmak konumunu güç lendirmenin kavli için biraraya geldik. Muasır medeniyet seviyesine çıkarmak irademizi teyit için biraraya geldik.

Milletimize verdiğimiz her sözü samimiyetle yerine getirme gayreti içindeki bir kardeşiniz, siyasetçi, yöneticinin gönül huzuruyla sizlerin huzurundayım.

Hayatının her alanı ülkesine ve milletine hizmete adamış bir fert olmanın tecrübenin verdiği güvenle huzurunuzdayım. Derdi millet olan, hep doğru, hakkın, erdemin peşinde gayret etmiş bir dava adam sıfatıyla sizlerin huzurundayım. Sultan Alparslan, Osman Bey, Fatih Sultan Mehmet, Abdülhamid Han’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bir emaneti temsil etmek için buradayım.

Cumhuriyetimizin 99 yılını, 2023’de 100’e tamamlarken bütün dikkat, enerji, çabamızı Türkiye Yüzyılının inşasına hasredeceğimiz kararını, kulağı ve kalbi açık herkesle paylaşıyoruz.

Türkiye Yüzyılını ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış, refah götürecek bir devrimin de adı olduğunun muştusunu tüm insanlıkla paylaşıyoruz. Hayırlısı olsun, hayırlı olsun diyorum.

Dünyanın siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvrandığı dönemde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla sizlerin huzuruna çıkmak kolay değil. Cumhuriyetimizin 99 yılının hangi sıkıntı, sancı, sarsıntılarla geçtiğini biliyoruz. 20 yılda yaptıklarımızla asırlık eksikliklerimizi gidermiş olsak da bunu yeterli görmüyoruz.

Öyle kritik eşikteyiz ki, ya bu ligin ön sıralarında yerimizi alacağız ya da tekrar geriye düşme riskiyle karşı karşıya kalacağız. Asırlık hedeflere yöneltirken üstesinden gelinmesi çok zor bir yükün altına giriyoruz. Ömründe tuğla üstüne tuğla koymamış, bir gönül tamir etmemiş herhangi esere hizmete imza atmamış olanların rahatlığı sizleri yanıltmasın.

Eğer ülke ve millet olarak eser üstüne eser koyarak yolumuza devam etmezsek bir süre sonra yelimizde yeller esmesi kaçınılmazdır.

Sözümüz işiten kulaklara, gören gözlere, hakkı konuşan dillere, kapısı açık kalpleredir. Kimlik siyaseti yerine birlik siyaseti, kutuplaştırma yerine bütünleştirme siyasetini, inkar siyaseti yerine kucaklama siyasetini, tahakküm yerine özgürlük, nefret yerine sevgi siyasetini ikame etmenin adı Türkiye Yüzyılı’dır.

Hakiki icraatleri samimi kabullerle buluşturmanın, insani değerleri ideolojik fanatizmin önüne geçmeye, gerçeklere sırtını dönenlerin yönünü hakikate çevirmenin yeni bir başlangıcın adı Türkiye yüzyılıdır.

Katıldığımız açılış törenlerinin ardından arşivimize koyduğumuz her makası ülkemizin kalkınma adımlarının izi olarak görüyoruz. Her bir fardin şahsımı, siyasetimi takdir etmeyerek tercihini farklı yönde kullanma hakkı elbette vardır. Bugün ülkemizde evladının ana sınıfından üniversiteye kadar tüm kademelerde en iyi eğitimi almasını isteyen her aile bu imkana isterse hiçbir maddi külfete girmeden sahiptir.

Sağlık sorunu yaşadığı için hastaneye giden insanımız dünyada emsali olmayan hizmeti en kaliteli ve ücretsiz şekilde almaktadır. Yaşlı ve engelli vatandaşımıza evde bakım dahil her türlü hizmet sunulmaktadır. Gözü gibi bakıp büyüttüğü evladını askere gönderen anne ve babalar çocuğunun terör örgütüne maruz kalmayacağını bilmektedir.

Doğalgazın kolay, temiz ve ekonomikliği ile ısıtan kardeşlerimiz hayatlarını konforla sürdürmekte. Barajlar, göletler, sulama tesisleriyle donattığımız topraklarımızın bereketi ile üretimi artan çifçimizin refah düzeyi yükselmektedir. TOKİ’den aldığı evde güvende oturan vatandaşımız için bunlar standart hayat seviyesi haline gelmiştir.

Bölünmüş yollar, otoyollarda güvenli seyahat eden hızlı tren, uçakla gideceği yere çabucak ulaşan insanımız kendine daha çok vakit ayırabilmektedir. Ülkemizde ezilen, horlanan, ötekileştiren tüm kesimler hak ve özgürlüklerini en geniş şekilde kullanabilmektedir. Bu ülkede sadece yanlışı söylemekle kalmayıp, doğruya doğru diyecek hakkı teslim edecek anlayışı hakim kılmaktır.

20 yılda ülkemizde hizmet devrimini nasıl hayata geçirdiysek inşallah böyle bir zihniyet devrimini de gerçekleştireceğiz. Tehdit, saldırılar karşısında tek yürek, tek bilek olan siyaset özlemimizi Türkiye Yüzyılı ile hayata geçeceğini ümit ediyoruz.

Hükümete geldiğimizde Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demiştik. Birileri bu sözümüzü kendilerince küçümsemiş, istihza ile karşılamıştı. Bunların küçümsedikleri milletimizin kendisiydi. Başını soktuğu gecekondusunda gece yarısı bizim için dua eden piri fanileri bizim için küçümsüyorlardı. Eğitimden iş hayatına her alanda dışladıkları, önünü kestikleri gençlerimizi küçümsüyorlardı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını kendi statüleri gördükleri için oraya gelen halk çocuklarını küçümsüyorlardı. Askeri yemin törenlerde yemenili anneleri, sakallı babaları küçümsüyorlardı.

Orta ve büyük ölçekli özel sektör girişimlerinde yer almak isteyen insanımızı küçümsüyorlardı. Biz hiçbir zaman ayrım yapmaksızın, milletimizi tüm fertleriyle işte bu zihniyetin küçümsemesinden, dışlamasından, engellemesinden kurtaracak adımları attık. Eğitim, girişimcilik her alanda fırsat eşitliğini temin edecek eserler verdik, hizmetler gerçekleştirdik.

Ülkemizin 20 yılda nereden nereye geldiğini şöyle özetle hatırlamak bize Türkiye Yüzyılı’nı daha iyi gösterecektir. Eğitimde 10.3 milyar lira olan yıllık bütçeyi 304 milyar liranın üzerine çıkardık.

Derslik sayımızı 343 binden 612 bine yükselttik. Yeni atadığımız 750 bin öğretmenle toplam öğretmen sayımızı 1 milyonun üzerine çıkardık,. 3,5 milyar adet ders kitabını ücretsiz olarak dağıttık. Üniversite sayımızı 76’dan 208’e, akademik personel sayımızı 70 binden 184 bine ulaştırdık.

Katsayı adaletsizliğine son vererek evlatlarımıza fırsat eşitliği sağlarken meslek eğitimini yeniden cazip hale getirdik. Hastane yatak sayımızı 164 binden 264 bine çıkardık. 28 bin 987 yataklı 20 şehir hastanemizi tamamladık. Halen 15 bin 75 kapasiteli 13 şehir hastane inşaasına devam ediyoruz.

Sağlık personelimizi 1 milyon 350 bine çıkartarak milletimize en kaliteli hizmet verilmesini sağladık. Gençlik merkezi sayımızı 419’a yükselttik. Toplam spor tesisi sayımızı 1575’den 4 bin 290’a çıkardık. Yurt yatak kapasitemizi 182 binden 850 bine ulaştırdık.

Yükseköğrenim burs kredi tutarını lisans öğrencileri için 850 liraya çıkardık. Yüksek lisans öğrencileri için 1700 liraya, doktora öğrencileri 2 bin 550 liraya yükselttik. Yurtlarımızda kalan öğrencilerimize aylık 800 lira beslenme yardımı yapıyoruz. Aile ve sosyal hizmetlerde toplam 540 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Engelli vatandaşlarımıza verdiğimiz desteklerin yanısıra engelli memur sayımızı 66 bine ulaştırdık.

Yaşlılarımıza, evde bakımdan, gündüzlü bakıma kadar pekçok hizmet sunuyoruz. Devlet korumasında çocuklarımızı önceliği ailelerin yanına vererek her alanda destekliyoruz. Sosyal yardım şemsiyemizi genişletiyoruz. Şehit yakını ve gazilerimize hayatın her alanında sahip çıkıyoruz. İnsanlık suçu olarak gördüğümüz kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda önemli mesafe kat ettik.

Çalışma ve sosyal güvenlikte asgari ücreti, çalışanı, işvereni koruyacak t edbirlerle 185 liradan 5 bin 500 liraya çıkardık. Aktif sigortalı sayımızı 25,3 milyona, toplam istihdama 31 milyonun üzerine yükselttik.

Adalette hakim ve savcı sayımızı FETÖ ihanet çetesi mensuplarında yaptığımız temizliğe rağmen 22 bin 727’ye yükselterek kürsülerdeki eksikleri giderdik. Yargı teşkilatımızın altyapısını güçlendirdik. Ülkemizin güvenliği için çalışan Emniyet Genel Müdürlüğümüzün, Jandarma Genel Komutanlığımızın, Sahil Güvenlik personelini 530 bine çıkardık.

İnsanlarımızın sokakta evinde, işyerinde huzurla hayatlarını sürdürebilmesini sağladık. Kamu yönetim sisteminin en alt birimi olan muhtarlıklarımıza valilik, kaymakamlık, belediyeler nezdinde muhataplıklar tescil ettik. Sosyal güvenlik primlerini karşılayarak her alanda güçlendirdik.

Afet yönetimi, eğitim yardım faaliyetlerine kadar sivil toplum kuruluşlarımızın sayısını 122 bine yükselterek kurumsal kapasitelerini geliştirdik. AFAD’ı kurarak arama kurtarmada zararların telafisine kadar her konuda vatandaşlarımızı sahipsiz bırakmadık. Düzensiz göçle etkin mücadele için 18 bin kişi kapasiteli 30 geri gönderme merkezi kurduk.

Suriye’de oluşturduğumuz güvenli bölgelere 530 bin kişinin gönüllü dönüş yapmasını temin ettik. Güney sınırımızda oluşturulmaya çalıştırılan terör koridorunu parçalayıp attık. Darbe ve cunta izlerinden temizlediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimizin dünyanın en güçlü orduları arasındaki seçkin yerini tahkim ettik.

Ulaştırmada otoyol uzunluğumuzu 3 bin 633 kilometreye çıkardık. Tünel sayımızı 469’a, tünel uzunluğumuzu 664 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuzu 731 kilometreye yükselttik. 1460 kilometre uzunluğunda hızlı tren, ilaveten yeni demir yolu ağı yaparken 8 bin 547 kilometre uzunluğunda mevcut hattı elektrikli ve sinyalli hale getirdik.

Havalimanı sayımızı 57’ye, tersane sayımızı 84’e çıkardık. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde sadece 3 bin olan geniş band abone sayısını 89,5 milyona yükselttik.

İnşallah fiber internet altyapımızı süratle yaygınlaştırarak hedeflerimize uygun seviyeye getireceğiz. Toplam 1 milyon 170 bin konut ürettik. 12 milyon vatandaşımızın güvenli konutlarda yaşamasını sağladık. 45 ilimizde 80 tarihi kent merkezimizi yeniliyor, 30’dan fazla sanayi alanımızı şehir dışına taşıyoruz.

500 bin sosyal konut, 1 milyon konut amaçlı arsa, 50 bin işyeri hedefimizi milletimizle paylaştık, 250 bin sosyal konutu, 100 bin konut arsası, 10 bin işyerini 2 yılda tamamlıyoruz. 81 milyon metrekare millet bahçesi yapma hedefimiz, 455 millet bahçesini hizmete açtık, inşasına devam ediyoruz.

Çiftçilerimize verdiğimiz tarımsal destek cari değerle 500 milyar liraya yakın rakama tekabül ediyor. Tarımsal gayri safi yurt içi hasılamızı 407 milyar liraya yükselttik. Baraj sayımızı 930, hidroelektrik santralini 730’a, içme suyu tesisini 370’e ve sulama tesisi sayımızı 3 bin 325’e çıkardık.

Dünyada orman varlığını artıran ender ülkelerden biriyiz. Hayvan varlığımızı ihtiyacını karşılayacak seviyeye getirdik. Hazine ve maliyede milli gelirimizi 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Satın alma gücü paritesine göre ülkemizi dünyanın en büyük 11., Avrupa’nın 4. büyük ekonomisi konumuna çıkardık.

Son 20 yılda reel olarak yüzde 172 ve dolar bazında yüzde 237 büyüme kaydettik. Yüzde 5,5 büyüyen Türkiye ekonomisi 2021’de ikiye katlayarak yüzde 11 seviyesine ulaştı. Enflasyonu kontrol altına alarak ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz.

İhracatımızı 250 milyar doların üzerine çıkardık, 228 ülke ve bölgeye yaygınlaştırdık. Dış ticaret hacmi 520 milyar dolara ulaştırdık. Esnaf ve sanatkarlarımızı tüm imkanlarla destekledik, güçlendirdik. Dış temsilcilik sayımızı 255’e çıkartarak temsil ağımızı yaygınlaştırdık. Ülkemizi uluslararası platformlarda söz ve etki sahibi konumuna yükselttik.

Savunma sanayinde İHA, SİHA, Akıncılar. Kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere 170 ülkeye ihraç edebilen ülke durumuna geldik.

Asırlık eksikliklerimizi 20 yılda tamamlayarak savunma sanayinde zirveye doğru taşıyoruz. 152 yeni organize sanayi bölge, 29 endüstri bölgesi, 94 teknoparkla üretim gücünü arttırdık. 1 vatandaşımı önümüzdeki yıl Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderme hazırlıklarına başladık. Yarın yerli otomobiliz TOGG’un fabrikasında ilk aracı 29 Ekim’de banttan indiriyoruz.

Ülkemizi salgın ve savaşta sarsılan dünyanın yeni üretim ve tedarik merkezi haline getirecek altyapıyı kurduk, büyütüyoruz. Enerji toplam kurulu gücümüzü 31 bin 845 megawattan 101 bin 518 megawata yükselttik. Karadeniz’de toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik. İnşallah yakında yeni enerjilerin müjdesini paylaşacağız.

Yerli ve yenilenebilir enerjilerde ülkemizin dışa bağımlılığını azaltıyoruz. Sayın Putin’in açıklamalarını duydunuz, inşallah Rusya’dan doğalgazı TürkAkım olarak Türkiye’den dağıtımını Avrupa’ya yapacağız.

Bunlar işte gerçek manada diplomasi nedir, diplomasinin işletilmesiyle oldu. Kültür ve turizmde dünya mirası listesindeki varlık ve alan sayımızı artırdık. Restore edilen eser sayımızı 46’dan 5 bin 781’e çıkardık.

Turizm sektöründe zararlarımızı hızla telafi etmekle kalmıyor 50 milyon turist, 44 milyar dolar turizm hedefimize ilerliyoruz. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, TRT kurumları vasıtasıyla gönül dostlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz.

Eser ve hizmetlerimiz anlatmakla bitmiyor. Şimdi geliyorum toplantımızın asıl yönüne. Bir de Türkiye Yüzyılı programı ile yapmayı hedeflediğimiz çalışmalara.

Muhalefet Kanal İstanbul’a karşı çıkıyor. Şimdiye kadar her atılan adıma karşı çıkıyorlar, dikili taşınız yok. Yapacağız, bak köprünün temelini attık Kanal İstanbul’da. Şu anda o yürüyor. İnşallah yakında da Kanal İstanbul çalışmaları başlayacak.

İstanbul Boğazı’nı çevre tehdidinden kurtaracağız, Kanal İstanbul’la. Bu muhalefetin kafası basmaz, anlamaz bunları anlamaz.

Bunlar 18 Temmuz Çanakkale Köprüsü’ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne, Osmangazi’ye hayır diyorlardı, yaptık. Siz ne derseniz deyin biz yürüyoruz.

Bu proje Türkiye yüzyılımızdaki sözlerimizden biri olarak hedeflerimiz arasında yerini korumaktadır. Seçim tarihine kadar elbette paylaşacağımız yeni projelerimiz olacak. Bugün sadece Türkiye Yüzyılı’nın felsefesini, ruhunu, özünü anlatmak istiyorum.

Ülkemizde hayatı tüm unsurlarıyla kucaklayan eko sistemi güçlendirirken dünyada aynı yönde adımlar atılması için mücadele edeceğiz. Çevrenin korunması, ekonomik kalkınma, sosyal gelişme alanlarında tüm kurum ve taraflarla ortak hedeflere yürüyeceğiz.

Türkiye yüzyılı huzurun yüzyılıdır. Dünya göçün sembolü haline dönüştüğü, ekonomik adaletsizlik, sosyal parçalanma yaşarken biz tam ortasında bulunduğumuz sıkıntılı fotoğraftan da ayrışıyoruz. Kendi güvenlik ve refahından başka öncelikleri olmayanların aksine huzuru bölgemizle, dünya ile birlikte oluşturacağımız ortak iklimde aramaya devam edeceğiz.

Dünya beşten büyük çağrısının temelinde bir anlayış var. Türkiye Yüzyılı başarının yüzyılıdır. Ecdadımızdan aldığımız ilhamla, girdiğimiz her mücadeleyi başarıyla sonuçlandıracak özgüven, dirayet, azme, kabiliyete sahip olmamızdan şüphe etmiyoruz.

Türkiye yüzyılı güven ve istikrarın yüzyılıdır. Küresel düzeyde söz, etki, üretim, ihracat, istihdam özellikle bu istihdam gücünü kazanan ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle garanti altına aldığımız güven ve istikrar iklimi sayesinde elde etmiştir.

Türkiye’nin yönetimde istikrara sıkı sıkıya sahip çıkması halinde ulaşamayacağı hedef yoktur. Günü kurtarmak değil, geleceği inşa etmek için ülkemize eser ve hizmet kazandırmayı sürdüreceğiz. En kısa sürede 1 trilyon dolar dış ticaret hacmi, 100 milyar dolar turizm gelirine kavuşturacağız.

Türkiye yüzyılı üretimin yüzyılıdır. Yerli, milli, yenilikçi, yeşil üretim ekonomisi anlayışıyla sanayiden tarıma her alanda rekabet gücümüzü artırıyoruz. İleri teknolojiye dayalı, yüksek katma değer, geniş pazarlı, istihdamı artıran üretim alanları destekleyerek Türkiye’yi küresel sanayi ve ticaret merkezlerinden biri haline getireceğiz.

Türkiye yüzyılı verimliliğin yüzyılıdır. Salgın ve savaşın tetiklediği ekonomik dalgalanmalar enerji, sağlık, gıda krizlerini derinleştirerek bu kötü gidişten ayrışmayı zaten başardık. Ülkemizi büyütecek Türkiye ekonomi programını verimlilik üzerine bina ediyoruz. Hayati öneme sahip alanlarda üretim, ihracatı artıracak yeşil kalkınma devrimine katkı verecek faaliyetleri daha da geliştireceğiz.

Yerli ve milli kalkınma stratejileri doğrultusunda ülkemizin gücüne güç katmaktadır. Küresel düzeydeki yükselişimizi ahenkli yönetim daha da geliştireceğimiz altyapımızla sürdüreceğiz. Hiçbir alanda duraklamaya, gerilemeye mahal vermeden, doğru hedef, karar, adımlar yoluyla büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını tamamlayacağız.

Türkiye yüzyılı dijitalin yüzyılıdır. Dijital teknolojiler alanında metaversten blok zincire kadar her alanda en üst seviyeye çıkaracağız.

Elektronik altyapısını kurmuş küresel dijital devrim ekonomisinin de öncülüğünü yapacağız.

Türkiye yüzyılı iletişimin yüzyılıdır. Millet ve devlet ülkemizde, diğer ülkeler arasındaki iletişimi hızlı, sürekli, şeffaf hale getirecek düzenlemelere, sosyal huzur ve milli güvenliğin teminatı olarak görüyoruz.

Doğru ve zamanında bilgilendirecek altyapıyı güçlendirmeyi, dezenformasyona karşı etkili tedbirler almayı sürdüreceğiz.

Türkiye yüzyılı bilimin yüzyılıdır. Bilimin ve teknolojinin ilerleyişinin insanlığın geleceğini ne yönde etkileyeceğinin farklı boyutlarıyla tartışıldığı d önemden geçiyoruz. İnsanımızın hayat kalitesini artırmaya yönelik bilimsel çalışmaları destekleyerek söz ve iddia sahibi konuma ulaşmayı planlıyoruz.

2030 yılında 10 milyonu bulacağı öngörülen uluslararası öğrenci sayısını 1 milyona çıkartacağız.

Türkiye yüzyılı kalkınmanın yüzyılıdır. Küresel krizler karşısında kendi önceliklerimizi korumayı başardık. 81 vilayetiyle kavuşturduğumuz çağın ihtiyaçlarına cevap verecek, gelişmiş devletlerin önüne geçilecek altyapıyı daha da geliştireceğiz.

Ülkemizi yeni ekonomik sosyal kalkınma atılımını gerçekleştirmenin eşiğindeyiz. Milli gelirimizi artırdıkça her kesimden insanımızın bundan hak ettiği payı adil şekilde almasını sağlayacağız.

Türkiye yüzyılı barışın yüzyılıdır. Savaşın, çatışmaların, gerilimlerin arttığı dönemde taraflarla eşit, ahlaki, adil ilişki tesis ederek barış için samimi gayret gösteren tek ülke durumundayız. Hem masada hem sahada sergilediğimiz giderek takdir topluyor. Bu yaklaşımımızı etkinleştirerek insanlığın hizmetine sürdüreceğiz.

Türkiye yüzyılı değerlerin yüzyılıdır. En kadim medeniyetlerin menbaı bu toprakların sahibi olarak insanlığın ortak değerlerini kültürünü korumakla yükümlüyüz. Bu kadim değerleri yeni gerçekler ışığında zenginleştirerek sonraki nesillere aktaracağız.

Türkiye yüzyılı haklının yüzyılıdır. Güçlünün değil haklının üstün olduğu düzenin inşası için çalıştık çabaladık. Haklını güvencesi, doğrunun tarafı olacak demokrasi işleyişini sağlama almak istiyoruz. Köken ve inanç başta olmak üzere her bireyin hakkını, hukukunu, geleceğini teminat altına alacak düzenlemeleri daha da genişleteceğiz.

Türkiye yüzyılı şefkatin yüzyılıdır. İnsanlığın vicdanının sükuta büründüğü her alanda sesimiz aynı gürlükle çıkmaya devam etmiştir. Şefkat, merhamet, vicdanın rafa kaldırıldığı dünyanın herkes için yaşanılmaz hale geleceği inancıyla mücadelemizi küresel düzeyde sürdürüyoruz. Sosyal destekler başta olmak üzere her alanda vatandaşımıza kuşatıcı hizmetler sunacağız.

Türkiye Yüzyılı istiklal ve istikbalin yüzyılıdır. Bugün güçlüyüz, yarın daha da güçlü olacağız. İnsanlarımızın tamamının istikbaline güvenle bakacağı Türkiye için yeni proje, program, eser ve hizmetler peşinde koşmaya devam edeceğiz.

Türkiye Yüzyılı gençlerin yüzyılıdır. Gençlerimizi eğitimden spora her alanda TEKNOFEST ruhuyla en üst düzeyde yetiştirmek, gereken altyapıyı önemli ölçüde tamamladık. Gençlerimizi kökü mazide olan ati anlayışıyla değerlerine bağlı, ne istediğini bilen geniş ufuklu, azimli, donanımlı çalışkan bireyler olarak geleceğe hazırlamaya devam edeceğiz.

Sadece çok kısa başlıklar birkaç cümlelik açıklamalarla çizmeye çalıştığım resim Türkiye Yüzyılı’nın siluetidir. Milletimiz bu özgüvene sahiptir. Gerçek devrim, reform, dönüşümler milletin özünden çıkıp gelen enerjinin, hareketin, çabanın neticesi olarak hayat bulur.

Yıllarca özgürlüklerden zenginliklerden uzak tutanlar, güçlerini özgüvenin önünü kapatmış olmalarından alıyor. Ne zaman ki, bu set yıkıldı işte o zaman Türkiye bambaşka görünüme büründü. Menderes’in ilk kazmayı vurduğu, Özal’ın ilk gediği açtığı bu seti kökünden söküp atmak hamdolsun bizlere nasip oldu.

Bu arada kaybolan nesillerin hesabını sormak da bize düştü. Kılığında kıyafetinden dolayı Ankara’ya alınmayan köylümüzün, Yassıada’da onurları zedelenen milli iradenin, horlanan, hakir görülen, ezilen dışlanan, haksızlığa maruz bırakılan her insanın davası bizi davamızdır.

Bize ödetilen bedellere bakmadan adaletsiz kalkınma, kalkınmasız adalet olmayacağı anlayışıyla tüm gönüllere girmek için uğraştık, didindik. Ülkemizin her şehrini aynı eğitim, sağlık, ulaşım, spor imkanlarıyla buluşturmanın mücadelesini verdik. Bu ülkede evladını okula gönderemediği için yoksulluğa kurban verme veya terör örgütüne kaptırma endişesini duyan sitemini değil çocuğunun diploma törenini gururla yaşayan ailelerin sevincini paylaşıyoruz.

Artık bu ülkede bize adeta bahşedilen sözde özellikle de demokrasi ve özgürlüğümüzün mahçubiyetini değil dişimizle, tırnağımızla alın terimizle, çalışanın emeğini karşılığını alacağını, düşenin kolundan tutulacağını bildiği yerde yaşamanın kıvancı içindeyiz.

Türkiye kendi vatandaşlarına sağladığı imkanlar yanında milyonlarca insanın özellikle kendisine koştuğu bir ülke durumundadır. Ülkemize gelen herkesi sığınmacı sanan, yabancıya nefretle bakan hastalıklı zihniyetler anlamıyor olmasa da Türkiye bölgesel ve küresel cazibe merkezi haline dönüşmüştür.

Yatırımcılardan profesyonel meslek mensuplarına kadar her kesimden insan ülkemize yöneliyor. Dünyanın her ülkesi finans ve yetişmiş insan kaynağı durumundaki bu tür insanlara kapılarını sonuna kadar açmaktadır. Türkiye’nin büyümesine, kalkınmasına, güçlenmesine katkı veren herkesi bağrımıza basıyoruz, basacağız.

Küresel zenginlikler, ülkemizin aldığı payı yükseltmenin yolu biri de budur. Siyasi istikrarını teminat altına almış, güvenliğini sağlamış, demokrasisini kökleştirmiş, ekonomisini büyütmüş, sosyal devlet uygulamalarını yaygınlaştırmış, akil, adil ve hakim bir güç haline gelmiş, yoksulluklarından arınmış ülkemizin gündemine yakışan yeni kızılelması ancak Türkiye yüzyılı olabilir

Herkesin bir hayali vardır. Bizi hayalimiz de Türkiye yüzyılıdır. Aklımız ermeye başladığı günden beri bu hayalin peşindeyiz. Bizimle bu hayali paylaşacak, yanlışa yanlış dediği gibi doğruya da doğru diyecek herkesle yol yürümeye hazırız.

81 vilayetimizdeki her vatandaşıma sesleniyorum; Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını Türkiye’de siyaseti üslubu, tarzı, işleyişiyle sonuçlarıya değiştirecek yeni dönemin miladı haline getirmek istiyoruz. Türkiye Yüzyılı’na yapılacak her katkı bizim için çok kıymetlidir. Gelin Türkiye Yüzyılı’nı konuşalım, tartışalım, teklifimizi ortaya koyalım.

Gelin Türkiye Yüzyılı vizyonunu birlikte oluşturalım. Türkiye Yüzyılı’nı yeni bir milli mutabakat zemini haline dönüştürelim. Katılımcı demokrasi kimliği ile taçlandıralım. Bir asır enerjimizi yiyip tüketen her türlü taassuptan arındırıp emek ve eser üzerine yeniden kuralım.

Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini pozitf özgürlük anlayışıyla yeniden çizelim. Fırsat eşitliği ve hakkaniyet temelinde sosyal adalet anlayışını tesis edilelim. Asırlardır gerileme, yıkılmayla tarif edilen ülkemizin yükseliş dönemini başlatalım. Ülkemizi herkesin kendi yankı odasından çıkıp birbirini dinlediği, saygı duyduğu bir yer haline getirelim.

Gelin fark atan, farkını hissettiren bir ülke haline gelişimizin Türkiye Yüzyılı’nı sembolü yapalım. Erdem ve adalet devletini zirveye çıkartalım. Ülkemizi küresel çarkın bir dişlisi olmak yerine lokomotifi haline dönüştürelim. Türkiye Yüzyılı’nı milli ve yerli değerlerle evrenseli kuşattığımız, sözümüzü çağa söylediğimiz dönem hale getirelim.

Yüzümüzü hem doğuya hem batıya ama asıl doğruya doğru dönelim. Gelin 1 asır önce istiklal mücadelemizi bir ilk adımla nasıl başlatıp zafere ulaştırdıysak bugün de istikbal mücadelemizin ilk adımın atalım. Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla her kesimden insanımızla hep beraber yürüyelim.

Bu vatan hepimizin vatanı. Bu ülke hepimizin ülkesi. Bu bayrak hepimizin bayrağı, bu devlet hepimizin devleti. Bu gelecek hepimizin ortak geleceği. Öyleyse herşeyden önce Cumhur İttifakımızın şu anda temsilcileri olarak sayın Bahçeli’ye, sayın Destici’ye ve gönlünü koyan tüm kardeşlerime buradan kalbi selamlarımla şimdi şöyle hep birlikte ayağa kalkalım diyorum. Kalın sağlıcakla”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!