Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yavaş yavaş, kademeli şekilde kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak, 2023’e de zaten böyle gireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk’a yaptığı ziyaret sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulundu, sorularını yanıtladı.
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile baş başa ve heyetler arası verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, ikili ilişkilerde son yıllarda kaydedilen mesafeden duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Erdoğan, “Stratejik Ortaklık seviyesindeki ilişkilerimizin geliştirilerek yeni alanlara teşmil ettirilmesi hususunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Geçtiğimiz sene imzaladığımız Ortak Siyasi Bildiri ile tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısını da en kısa zamanda gerçekleştirmek konusunda mutabık kaldık. Dışişleri bakanlarımız kendi aralarında görüşmeleri yapacaklar ve daha sonra da biz bu yıl içinde büyük ihtimalle bu toplantımızı gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak gündemlerinde yer alan bölgesel meseleler hakkında da fikir teatisinde bulunduklarına işaret ederek, “İki NATO müttefiki olarak güvenlik boyutlu gelişmeleri aramızda değerlendirdik. Arnavutluk’un savunma sanayi alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması noktasında atabileceğimiz adımları ele aldık. Başbakan Edi Rama ile özellikle de FETÖ’nün Arnavutluk’taki yapılanmasıyla müşterek mücadelemizi gözden geçirdik.” dedi.
İki ülke arasındaki iş birliğini daha da güçlendirecek çeşitli anlaşmaları akdettiklerini, bu kapsamda 7 anlaşmanın imzalandığını ifade eden Erdoğan, heyette yer alan bakanların ve ilgili kurum temsilcilerinin de Arnavut muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildirdi.
‘Balkanlar’da Türkiye olarak varız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Balkan coğrafyasında pek çok eseri ihya ettiği Maarif Vakfının yeni okullar açtığını hatırlatılarak, “Bütün bu faaliyetlerin, kültür, sanat, eğitim alandaki faaliyetlerin üstüne bir adım daha koyma noktasında yeni projeler, yeni anlaşmalar olacak mı? Sözgelimi kasım, aralık ayında Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali yapılmıştı. Bunun bir benzeri Balkan coğrafyasındaki ülkelerle olacak mı?” sorusu üzerine, “Biz istiyoruz ki Balkanlar’da, her Balkan ülkesinde bir adım atalım; buralarda özellikle de TİKA ile tarihimize sahip çıkalım; kültür ve sanata yönelik de ne gerekiyorsa bunları biz TİKA ile yürütelim. TİKA, hemen hemen Balkan ülkelerinin tamamında şu anda aktif. Yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. İşte camiler, köprüler ve buna benzer bütün eserlere yönelik çalışmaları TİKA yoğun şekilde yürütüyor.” karşılığını verdi.
Sadece Arnavutluk’ta bugüne kadar 568 eserin yapıldığını dile getiren Erdoğan, “Bunun haricinde yine Bosna-Hersek olsun, Kosova olsun, Makedonya olsun, buraların hepsinde de, Alevi Bektaşi tekkelerine varıncaya kadar, bunları oralarda yoğun bir şekilde yapıyoruz. Hani bazıları konuşuyor ‘mezhep meşrep ayrımı vesaire’ diye. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olmuş olsa bizim bunlara elimiz değmez. Ama hepsinde de varız, hepsine de elimizden gelen desteği veriyoruz ve oralarda da bunları inşa ve ihya ediyoruz. Balkanlar, Türkiyesiz olmaz. Balkanlar’da Türkiye olarak varız.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Edi Rama’nın katıldığı bir toplantıyı hatırlatarak, şunları söyledi:
“Sayın Edi Rama geçenlerde Bosna Hersek’te son gelişmeler üzerine katıldığı toplantıda ‘Tamam burada hepimiz varız da Türkiye nerede?’ diye sormuş. Diğerlerine ‘Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıdan hayırlı bir karar çıkmaz’ demiş. Aynı kanaati orada Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp Üyesi Dodik de sergilemiş. ‘Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıda Birleşmiş Milletler, Amerika, İngiltere’den gelenlerle bu iş çözülmez’ demiş. Bu ilginç bir şey. Bunu tabii daha önceki ziyaretimde, Bosna-Hersek’te hepsinin yanında yine söyledi. ‘Niçin biz şuradan şuradan arabulucu arıyoruz. Bunu Erdoğan yapsın, Türkiye yapsın’ dedi. Bugün Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Vucic bize geliyor. Sayın Vucic ile Balkanlar’da atılabilecek adımları, Bosna-Hersek konusunu da ele alacağız. Ona da Bosna-Hersek’teki barış ve istikrarın bölge için taşıdığı önemi vurgulayacağım. Biz sorunların çözümünün taraflar arasında daha fazla diyalogdan geçtiğine inanıyoruz. İlerleyen süreçte diplomasi trafiğini yoğunlaştıracağız. Türkiye, bugüne kadar sergilediği kucaklayıcı ve objektif tutumuyla Bosna-Hersek’teki tüm tarafların ve bölgedeki aktörlerin mevcut sorun bağlamında katkısını aradığı bir ülke olarak, saygın konumunu krizin aşılması için devrede tutmaya devam edecektir.”