Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Bu güzel program münasebetiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. İstanbul Modern’in yeni binasının şehrimize ve tüm sanatseverlere hayırlı olmasını diliyorum. İstanbul Modern artık bizim için bir ulusal müze değil. Uluslararası niteliği olan bir müze. Tabii bu uluslararası niteliğiyle birlikte burada Galataport ile adeta bütünleşen bir yapı ortaya koyuyor. Bu da İstanbulumuz için, Türkiyemiz için ayrı bir zenginlik.
Sözlerimin hemen başında buradaki gençlerimizle birlikte tüm milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bundan tam 104 sene önce Samsun’da başlayan Milli Mücadelemizi zaferle taçlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere muzaffer ordumuzun tüm mensuplarını rahmetle yad ediyorum. Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla Milli Mücadele’nin tüm gizli kahramanlarını burada hürmetle, şükranla anıyorum.
Gençlerimizin bayramı olan 19 Mayıs, mensubu olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimizin işgal girişimleri karşısında direniş azminin sembolü, hürriyet aşkının en güçlü nişanesidir. Bu tarih esarete karşı özgürlüğün, yılgınlığa karşı umudun Anadolu’nun dört bir köşesinden yükselmeye başladığı bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluklara ve imkansızlıklara rağmen vatanımızı işgalden kurtaran 19 Mayıs ruhunu yaşatmaya gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal, 19 Mayıs’ta yaktığı istiklal meşalesini 4 yılı aşkın çetin bir mücadelenin ardından 29 Ekim 1923’te son devletimiz Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilanıyla zirveye taşımıştı. İnşallah biz de Cumhuriyetimizin 100. Yıl dönümünde Türkiye Yüzyılı’nın inşasını başlatıyoruz. Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz evlatlarımıza üzerinde gururla yaşayabilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak istiyoruz.
Her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyüyerek, milli gelirimizi 236 milyar dolardan, 1 trilyon dolar sınırına getirmek bunun hazırlığıdır. İstihdamı, ihracatı, turizmi 3 kat, 5 kat, 10 kat artırmak bunun hazırlığıydı. Hedeflediğimiz büyük şahlanışı gerçekleştirebilmemiz için ihtiyacımız olan ne varsa hepsini tek tek tamamlayarak ülkemizi bugünlere hazırladık. İnşallah önümüzdeki dönemde çok daha güçlü, kararlı bir şekilde kalkınma hamlelerimizi sürdüreceğiz.
Cumhuriyet tarihi boyunca sözü en çok edilip de icraatı en az yapılan işlerinden başında hangisi geliyor derseniz, ilk sırada kültür sanat derim. Bizden önceki medeniyetlerin mirasları olarak devraldığımız değerleri bir kenara bırakırsak maalesef özgün kültür sanat ürünleri çıkarmada uzunca bir süre arzu ettiğimiz mesafeyi katedemedik. Bunun için hiç uzağa gitmeye gerek yok. Hepimizin içinde yaşadığı şu İstanbul’un son bir asırdaki serencamını şöyle bir gözden geçirmek dahi bu hakikati ispatlamaya yeterlidir.
Taksim’deki temelinden yıkılmaya başlayan Atatürk Kültür Merkezi binasını daha iyisini İstanbul’a daha yakışanını yapmak için harekete geçtiğimizde biz neler dediklerini, nasıl hakaretler ettiklerini hatırlayın. Aynı şekilde ‘Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nu yıkıyoruz. Buraya daha güzelini, daha büyüğünü yapacağız’ dediğimizde de neler yaptıklarını yine hatırlayın.
Gerek Bakanlıklarımızın gerek belediyelerimizin her biri şehrin kültür sanat hayatına katılan yeni bir renk olan kültür merkezlerine, kütüphanelerine çıkartılan zorlukları da hatırlayalım. Az önce değerli Bakanımın ifade ettiği gibi Rami Kışlası bunlardan bir tanesi. Şimdi Rami Kışlası Ankara’da Millet Kütüphanesi’nden sonra en büyük kütüphanemiz oldu.
Her tuzağı bozduk, her engeli aştık ve bugünlere geldik. Türkiye’nin tüm kültür ve sanat hazinesini en üst düzeyde, en verimli şekilde değerlendirmenin çabası içerisindeyiz. Kültür ve sanat hayatımıza zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü eseri, projeyi teşvik ediyoruz. Sanatımıza katkı veren herkese, tüm sanatçılarımıza destek olmayı görev telakki ediyoruz.
Her ne kadar birileri ısrarla bu eserleri karalamak için yalan ve iftira kampanyaları yürütse de milletimiz kendisine kazandırdığımız bu değeri görüyor, takdir ediyor. Diğer yandan ülkemizin dört bir köşesinde faaliyet gösteren kültür merkezlerimizin sayısını 42’den 122’ye çıkardık. Son yıllarda belediyelerimiz de kendi şehirlerine gerçekten estetik ürünü ve gayet işlevsel kültür merkezleri kazandırdı.
Türkiye’nin değerlerini, ülkemizin bu alandaki zengin birikimini tüm renkleriyle kucaklamaya devam edeceğiz. Bugün işte bu çok yönlü gayretlerimizin ,ortak çabalarımızın yeni bir sevincini daha paylaşmak üzere bir aradayız. Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern’in yeni binasını gerçekten sanat camiamıza kazandırmaktan dolayı Eczacıbaşı ailesine tekrar çok teşekkür ediyorum.”