Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan dikkat çeken ifadeler kullandı. HÜDA PAR’ın Anayasa’nın 4. maddesiyle ilgili tartışma yaratan çıkışına çok net bir yanıt veren Erdoğan, ” “Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, derdi de yoktur. Partimizin bu konudaki yaklaşımı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde; “Bugüne kadar inşaat sektörünün gelişmesine yönelik her adımımız itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Müteahhitlik firmalarımızın özellikle yurt dışında yazdığı başarı hikayesi ısrarla görmezden gelindi, yok sayıldı. Oysa biraz ekonomi bilseler, inşaat sektörünün ne derece kritik konuma sahip olduğunu anlayabilirlerdi.
“GELİR SIRALAMASINA GÖRE İLK 8 ÜLKEDEN BİRİYİZ”
Türk müteahhitlik sektöründe firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra ikinci sıradayız. Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz. Firmalarımızın yurt dışında aldığı işler hem ülkemize döviz kazandırmakta hem de marka değerimizi yükseltmektedir. 2012-2013 ve 2021 yıllarında 32 milyar dolarlık proje tutarlarında rekor kırdık. 2023 yılında ise Rusya -Ukrayna çatışması gibi sorunlara rağmen proje büyüklüğü 28 milyar dolar olarak gerçekleşti. Her alanda her başlıkta çok ciddi ilerleme kaydettik. İnşallah bunları çok daha yukarılara taşıyacağız.
En büyük 250 müteahhitlik firmasının toplam uluslararası gelirlerinin, 2023 yılında 430 milyar dolar sınırına geldi. İş adamlarımızın, müteahhitlerimizin, girişimcilerimizin meselelerini yaptığımız görüşmelerde sık sık dile getiriyor, çözüm arıyoruz. İnşallah sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz. Son 22 yılda ekonomiden dış politikaya geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar attık, atıyoruz.
“SON 20 YILDA EKONOMİMİZ YÜZDE 5,4 BÜYÜDÜ”
Türk dış politikası uzun yıllar içe dönük bir karaktere sahipti. Risk almayalım, belli aktörlerle aman karşı karşıya gelmeyelim anlayışı Türkiye’ye uzun yıllar mahkum etti. Bunun faturasını birçok başlıkta ödedik, halen de ödüyoruz. 2002’den itibaren dış politikamızda köklü bir değişikliğe gittik. Komşularımızla ilişkilerimizi farklı mekanizmalarla güçlendirdik. Pek çok bölgesel ve uluslararası kuruluşla ortaklıklar tesis ettik. Bugün Türk ürünlerinin girmediği neredeyse hiçbir ülke kalmadı. Göreve geldiğimizde turizmde 13 milyon turist sayısından 56,7 milyon turist rakamına ulaştık. Son 20 yılda ekonomimiz yüzde 5,4 büyüdü. milli gelirimiz tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon doları aştı. Artık trilyonu konuşuyoruz. Neredeydik, bakın şimdi neredeyiz.
Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde göz kamaştıran bir başarı yakaladık. Hemen her ülke ile ekonomik ilişkilerimizde artış yaşadık. Dış politikamızı bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumumuzu anlamakta ısrar edenler olduğunu görüyoruz. 2024 Türkiye’sini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmek ülkemize yapılacak çok büyük bir haksızlıktır Dünya değişirken, ekonomide, üretimde, teknolojide yeni güç merkezleri ortaya çıkarken biz de kendimizi buna adapte etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür. Ancak bu Doğu’ya sırtımızı döneceğimiz, ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına gelmez. Siyah beyaz, iki bloktan birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada artık yaşamıyoruz. Kazan-kazan temelinde dengeli bir anlayışla işbirliğimizi tüm aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır.
“ANAYASA’NIN İLK 4 MADDESİYLE İLGİLİ TARTIŞMA YOKTUR”
Milleti darbe anayasasından kurtarmak istiyoruz. Biz mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatla yeni anayasa sürecini yönetmek ve başarıyla neticelendirmek arzusundayız. Anayasa’nın ilk 4 madde ile ilgili tartışma yoktur. Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, derdi de yoktur. Partimizin bu konudaki yaklaşımı açıktır. Maksimalist yaklaşımların sürece zarar verdiğini düşünüyoruz.”