Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘çözüm sürecini bitirdi’ denilen, Şanlıurfa Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi ile ilgili davada verilen beraat kararının bozulmasını istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘çözüm sürecini bitirdiği’ yönündeki tartışmalara konu olan, Şanlıurfa Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi ile ilgili davada verilen beraat kararının bozulmasını istedi.
Tebliğnamede, beraat kararlarına ilişkin, ‘eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulduğu’ değerlendirmesi yapıldı.
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz 2015 tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar’ın öldürülmesi ile ilgili 4’ü tutuklu 9 sanıklı davada verilen kararlar, Yargıtay’ın temyiz incelemesinin tamamlanmasını bekliyor.
“Çözüm sürecinin” sona ermesi ile ilgili tartışmaların odağındaki suikasta ilişkin yargılamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğnamesini 29 Haziran 2021 tarihinde verdi. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Başak Yüksel Korkmaz, sanıklar hakkında verilen beraat kararlarına ilişkin, “eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulduğu” değerlendirmesini yaptı, kararların bozulmasını istedi.
Tebliğnamede; dosyada, cinayetleri organize edenin “PKK terör örgütünün Ceylanpınar Gençlik yapılanması YDGH” olduğunun belirtildiği aktarıldı. Olaydan 2,5 yıl sonra yakalanan sanık Mustafa S.’nin de “YDGH’nin Ceylanpınar sorumlusu olduğu” ve “saldırının emrini verdiği” belirtildi. Mustafa S. hakkında, Ceylanpınar suikastlarının da içinde bulunduğu suçlamalar üzerinden “2017/39643 sayılı” soruşturma yürütüldüğünü kaydederek, Mustafa S.’ye ilişkin bu soruşturmadaki “delillerin” dosyaya konulmasını istendi.
DİJİTAL MATERYALLERDE İNCELEME TALEBİ
Sanıklardan alınan dijital materyallerin bir kısmında inceleme yapılmadığını ve imajlarının alınmadığının belirtildiği tebliğnamede, “… el konulan tüm dijital materyallerin Siber Daire Başkanlığınca fiziksel imajları alınmak suretiyle eksikliklerin giderilerek materyal içeriklerinin ve cep telefonlarına takılarak kullanılmış GSM hatlarının tespitinin gerektiği” belirtildi.
BAZ HARİTASININ İNCELENMESİ
ANKA’dan Tamer Arda Erşin’in haberine göre, tebliğnamede; sanıkların telefonlarının baz hareketlerinin haritasının çıkarılması, şehit polis memurlarının evinin çevresindeki HTS kayıtlarında belirlenen “kullan at” GSM hatlarının tespit edilerek, incelenmesi gerektiğini belirtildi. Savcı Korkmaz, sanıklar hakkındaki baz kayıtlarının haritasının çıkarılmasında dikkat edilmesi gereken yerleri maddeler halinde açıklarken, şehit edilen iki polisin arkadaşı polis memuru E.G.’ye ait baz kayıtlarının haritasını istedi. Korkmaz tebliğnamesinde; “Sanıklar veya maktullerle iletişimleri olması halinde bu hatların ve telsiz kestirmesinin yapıldığı bölgenin, baz hikayesinde sanıklarla ve maktullerle varsa baz irtibatlarının da gösterilmesinin istenmesini” talep etti.
Korkmaz tebliğnamesinde “Sanıklar veya maktullerle iletişimleri olması halinde bu hatların ve telsiz kestirmesinin yapıldığı bölgenin, baz hikayesinde sanıklarla ve maktullerle varsa baz irtibatlarının da gösterilmesinin istenmesini” talep etti.
Korkmaz, sanıkların suçlanmasına yönelik deliller arasında gösterilen ve üzerindeki parmak izleri sanıklarla eşleşmeyen polislerin evinin 100 metre ilerisinde bulunan sigara izmaritlerinin de “tekrar Ankara Jandarma veya Polis Kriminal Laboratuvarı’na gönderilerek DNA analizi yaptırılmasını” istedi.
Tebliğnamede polis Feyyaz Yumuşak’ın ölü olarak bulunduğu salondaki zemin üzerinde ele geçirilen ve “üzerinde inceleme yapılmayan 9 milimetrelik fişeğin” balistik ve kriminal incelemesinin de yapılması gerektiği belirtildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma talebinde; Sabah Gazetesi’nin internet sitesinde yayınlanan bir habere de yer verildi. Haberde, “22 Temmuz 2015 günü saat 13:04-13:08 arası terör örgütü mensuplarının olaya dair ve somut olayla uyumlu içerikteki telsiz kestirmesinin” yer aldığı belirtildi. Tebliğnamede, olay öncesi ve sonrasına dair telsiz kestirmelerinin ilgili birimlerden istenip dosyaya konulması gerektiği belirtildi.
Korkmaz, polis memurlarının arkadaşları olan polisler M.D. ve E.G.’nin ifadelerinin çeliştiğine dikkat çekerek, her ikisinin de ayrıntılı beyanın alınması gerektiğini vurguladı.
‘İstihbari raporların ceza yargılamasında delil niteliği olmadığı açıktır’
Sanık avukatlarından Hüseyin Akay, bozma talebinin “hukuki dayanaktan yoksun gerekçeler” içerdiğini belirterek, şunları söyledi:
“Nitekim savcılık makamı bu bozma sebeplerini sıralarken, özellikle basına yansıyan ve sözde istihbari raporlara dayanan telsiz konuşmalarını ve diğer istihbari raporları delil göstermiştir. İstihbari raporların ceza yargılamasında delil niteliği olmadığı açıktır. Nitekim istihbari raporlar kesin delillere değil, genel olarak duyum ve ihtimallere dayanan bilgilerdir ve bu bilgiler ceza soruşturmaları için toplanan adli veriler değil, bağlı bulundukları siyasi ve idari makamlara bilgi amaçlı toplanan idari nitelikte bilgilerdir. Bu sebeple sayın savcılığın bu raporları delil göstererek sanıklar aleyhinde bozma talebinde bulunması açıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir.”
Akay, bozma talebine gerekçe olan delillerin çoğunun yargılama aşamasında da gündeme geldiğini ancak bunların “sanıkların aleyhine somut bir delile ulaşılamayan soyut iddialardan ibaret deliller” olduğunu söyledi.
Akay, savcı Korkmaz’ın bozma talebinde doğru yönler de olduğunu ifade ederek, “Sayın savcılık makamının elle tutulan ve hükme esas kabul edilebilecek tek bozma sebebi, ev arkadaşı olan ve şehit polisleri en son gören polis memurları M. D. ve E. G.’nin birbiri ile çelişkili ve birbirini suçlayıcı beyanlara dikkat çekmesidir” dedi.
Akay, polislerin evinde parmak izi çıkan bir diğer polis memuru B.K.’nin bu izinin de araştırılması gerektiğini kaydetti.
‘En önemli yanı, ilk defa olayda polis şüphesinin resmi bir ağızdan dile getirilmiş olmasıdır’
Akay, 20 Temmuz 2020 tarihinde IŞİD’in gerçekleştirdiği Suruç saldırısını da hatırlatarak, şunları söyledi:
“Yargıtay savcısının tebliğnamesinin en önemli yanı, ilk defa olayda polis şüphesinin resmi bir ağızdan dile getirilmiş olmasıdır. Fakat Ceylanpınar olayını gerçekten anlamak ve çözmek istiyorsak cesurca şüpheleri çoğaltmamız ve bunun üzerine daha cesurca gidebilmemiz gerekir. Ceylanpınar olayını gerçek anlamıyla anlamak istiyorsak, olaydan bir gün önce gerçekleşen Suruç katliamını da aynı anda bilmemiz gerekir. Bu iki dosya birleşince çok daha somut verilere ulaşılabileceğini umuyorum. Bu gerek zamansal gerek coğrafi yakınlıkları sebebiyle bile birbiriyle yeterince alakalı iki dosyadır.”
Akay olaya ilişkin dördüncü bir polis memuruna da işaret ederek, “Sayın savcılık makamı polis memurlarının bulunduğu apartmanın etrafındaki sigara izmaritinin sahiplerini DNA ile araştırmaya çalışmak yerine, açıkça yalan söylediği tanık beyanlarıyla sabit olan diğer polis memuru Mustafa B. hakkında ve soruşturmayı açıkça ihmal eden ve faillerin bulunmasına büyük oranda engel olan soruşturma savcısı hakkında soruşturmanın genişletilmesini talep etmesi gerekir” diye konuştu.
Akay olayın tam anlamıyla aydınlatılması için TBMM’de komisyon kurulmasını talep ederek, “Gerek iki polisi şehit eden, gerekse çözüm sürecini bu vesileyle katlederek binlerce insanımızın daha canına, malına ve hürriyetine mal olan bu olayın faillerinin bir an önce bulunmasını bekliyoruz” dedi.
Ne olmuştu?
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından 22 Temmuz günü Ceylanpınar ilçesinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar evinde ölü bulunmuştu. PKK olayla ilgili “Apocu fedai timi’, bizden bağımsız, yerel bir güç” açıklamasını yapmıştı.
Olaya ilişkin Şanlıurfa 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4’ü tutuklu 9 sanıklı davada, 1 Mart 2018 tarihli karar duruşmasında polisler ölümüne ilişkin bütün sanıkların beraatına karar verilmişti.
Karar, savcılık tarafından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nde temyiz edilmişti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18’inci Ceza Dairesi ise 5 Nisan 2019’da yerel mahkemenin verdiği kararı onamıştı. Karar üzerine dosya, Yargıtay’a taşınmıştı.
Davaya bakan hakim Nurettin Bulut, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanmıştı. Tutuklu sanıkların avukatı Hüseyin Akay, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan son duruşmada suikasttaki FETÖ şüphesini dile getirmişti. Avukat Akay, (HTS) dokümanlarının imha edilmesini, hiçbir delil olmamasına rağmen müvekkilleri hakkında tutuklama kararını verdiğini öne sürdüğü hakim Nurettin Bulut’un FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanmasını hatırlatmıştı. Avukat Akay, ayrıca ihbarı yapanların FETÖ soruşturması kapsamında arandığını ve tutuklandığını belirterek, konunun araştırılmasını istemişti.