Çince her 5 insandan birinin anadili olarak konuştuğu bir dildir. Tamamen farklı dilciklerden oluşması nedeni ile farklı bir dil ailesi olduğu savunulsa da Proto-Çin-Tibet dil ailesinin Çin-Tibet alt dil ailesinin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Bu bahsedilen dilciklerin bazıları ise bu gün Çin de en çok yaygın olan Mandarin Çincesi başta olmak üzere ardından gelen ve Shangay ve civarın da yaygın olan Wu Çincesi ve göçmenler tarafından kullanılan Kanton Çincesidir.
Bunlarla beraber eyaletlere ve özerk bölgelere ait toplam 19 lehçesi bulunmaktadır. Çince harflerden değil sembollerden oluşmaktadır. 40.000 karakterden oluşan bir alfabeye sahiptir. Günlük konuşma dili için 4.000 karakter kullanılırken Çince bir şeyler okumak için ise en az 10.000 karakteri biliyor olmak gerekir. Sahip olduğu bu karakter nedeni ile Çince zor bir dil olsa da üç ülke de ana dil ve üç ülkede de kabul edilmiş azınlık dili olarak karşımıza çıkmaktadır. Dilin öğrenilmesinde yaşanan zorluklardan kaynaklı olarak da Çince tercüme oldukça rağbet görmektedir. Ayrıca yazılı eserleri 3000 yıl kadar öncesine dayanan Çince; Rusça, Arapça, Fransızca, İngilizce ve İspanyolca ile birlikte Birleşmiş Milletlerin alt resmi dillerinden de biridir.
Çince Çeviri Alanları ve Zorlukları
Türklerin yerleşik hayata geçmeleri ve yazıyı kullanmaları çok geç olduğu için Türklerin Orta Asya’daki varlığı ve hayatı hakkındaki bilgileri Çinli kaynaklardan alma mecburiyeti ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Çince çeviri projleri genelde Tarih alanında yapılıyor olsa da Teknoloji alanı başta olmak üzere ekonomi ve tıp alanında da ciddi bir çeviri ihtiyacı bulunuyor. Çince her ne kadar 1950’ler de basitleştirilmek istense de kendin başına bir dil ailesi gibi olması karmaşaya neden olurken harf değil sembol kullanılması da Çince çeviri yapmayı zorlaştırmaktadır.
