CHP Milletvekili Tekin Bingöl, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında hazırladığı, “Şiddet Nereden Çıktı” başlıklı raporu ile AKP döneminde kadına yönelik sosyal, siyasal ve psikolojik şiddetin nasıl derinleştiğine dikkati çekti.
Kadına yönelik şiddetin temelinde patriarkal sistem, sosyal adaletsizlik, cezasızlık kültürü, eğitimsizlik ve yoksulluğun olduğunu vurgulayan Bingöl, “AKP iktidarı, şiddeti var eden bütün temelleri derinleştirerek kadının toplumsal hayattaki varlığını tehdit etmektedir. Cumhuriyet’ten günümüze kadınların kazanılmış bütün haklarını hedef alan AKP, yaratılan cezasızlık kültürü ile kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmaktadır” dedi.
Bingöl, AKP’li bakanların, “Nereden çıktı bu kadına şiddet, kadın cinayeti. Erkeklere sesleniyorum, kendinize gelin” sözleriyle “insan aklıyla alay edildiğini” savunarak şunları söyledi:
“AKP iktidarları döneminde 7 bin 600’ün üzerinde kadın cinayeti yaşandı. İktidarın söylemlerinden beslenen yargı ve kolluk kuvvetlerinin ihmali sonucu cezasız kalan şiddet de katlanarak arttı. AKP, şiddetin kaynağını dışarda aramak yerine önce kendi dönemlerindeki kadın düşmanı söylemlerine bakmalıdır. Kendine gelmesi gereken AKP iktidarıdır. İktidarın görevi, kadın derneklerine ayar vermek değil kolluk kuvvetleri ile şüpheli kadın ölümlerini aydınlatmaktır.” ifadelerini kullandı.
KADIN CİNAYETLERİ YEDİ KAT ARTTI
Bingöl’ün hazırladığı “Şiddet Nereden Çıktı” başlıklı rapordan öne çıkan başlıklar şöyle:
330 günde 270 kadın öldürüldü: AKP iktidarında kadın cinayetleri 7 kat arttı. 2002 yılından itibaren 18 yılda Türkiye’de en az 7 bin 600 kadın öldürüldü. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de Türkiye’de öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2007 ve 2009 yıllarında öldürülen kadın sayısı binin üzerine çıktı. 2019’da da 474 kadın öldürüldü. 2020’de 25 Kasım’a kadar geçen 330 günde 270’e yakın kadın öldürüldü. Kadın cinayetleri salgın döneminde de hızla artarken, “şüpheli” kadın ölümleri de aynı dönemde katlanarak arttı. Yılın ilk 10 ayında 151 kadının ölümü “şüpheli” olarak kayıtlara geçti.
500 bin kadın şiddetten kaçtı: 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında hizmet veren Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde (ŞÖNİM) 2013 yılından 2020 Ocak ayı sonuna kadar 448 bin 409 kadın, 2020 yılı Ocak ayı sonuna kadar 12 bin 406 kadın yararlandı.
Kadınlar korunamıyor: 2012’de kadına yönelik şiddeti önlemek amacı ile kabul edilen 6284 sayılı Kanun kapsamında son 7 yılda koruma kararı talebiyle açılan dava sayısı 1 milyon 608 bin 657’ye ulaştı. Koruma talep eden kadınların 463 bin 590 başvurusunun çeşitli gerekçelerle reddedildi.
Salgın döneminde şiddet katlandı: İçişleri Bakanlığı verilerine göre, şiddete maruz kalan kadınların daha etkin korunması için 6284 sayılı Kanuna istinaden kolluk tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında; şiddet uygulayanlara yönelik 2020’nin sadece ilk 5 ayında 256 bin 460 önleyici tedbir kararı verildi. Şiddete maruz kalan kadınlara yönelik 2019 yılının 5 ayında 19 bin 562 koruyucu tedbir kararı verilirken, 2020 yılının aynı döneminde yüzde 70‘lik artışla 33 bin 351 tedbir kararı verildi.
Gelir eşitsizliği artıyor: DİSK-AR verilerine göre, pandemi sürecinde kadın işgücü yüzde 11, kadın istihdamı yüzde 9 azaldı, geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 45,3 oldu, işbaşında olmayan kadınların sayısı bir yılda 5 katına çıktı. Türkiye’de Erkekler kadınlardan yüzde 31,4 daha fazla gelir elde ediyor. Ücretlerde toplumsal cinsiyet eşitsizliği artarken, 2006 yılında yüzde 12 olan eşitsizlik 2020’de yüzde 20,7’ye yükseldi.
Kadınlar devletten uzak tutuluyor: AKP döneminde kadınlar devlet kadrolarından uzak tutulmaya devam ediyor. Bürokraside konumlar arttıkça kadın varlığı azalıyor. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü verilerine göre, bürokraside üst düzey yöneticilerin yüzde 88,62’si erkek ilen sadece yüzde 11,38’i kadın kadrolardan oluşuyor. Toplam kamu çalışanlarının ise yüzde 39,36’sı kadın iken devlet kadrolarının yüzde 60,64’ünü erkekler oluşturuyor.