CHP-HDP; Arızalı Düşmanlık!

7 Haziran seçimleri bir yönüyle de, AKP ve Erdoğan’ın 13 yıllık uygulamalarının husule getirdiği derin karşıtlığın, toplumu düşmanlık ölçülerinde bıçak gibi ikiye böldüğü gerçeğiyle yüzleştirdi.
 

*

 
Bir tarafta ölümüne bir teslimiyet! AKP’nin ülkeyi tahrip eden girişimlerden sakınmayan, istikbalin tehlikeye atılmasından çekinmeyen, kendi zümresinin menfaati için devleti peşkeşten korkmayan adımlardan etkilenmeyen, “ne yaparsa yapsın!” diyen bir kesim.
 
Diğer tarafta, “ülke bunlardan muhakkak kurtulmalı” diyen bir kesim!

 

İşte “kurtulmalı” diyen bu kesimin bir bölümünde de oluşan “ne olursa olsun bunlar gitsin” düşüncesinin ciddi oranda vücut buluşu AKP’nin yaptığı tahribatların farklı bir yönünü karşımıza çıkardı.  Erdoğan ve ekibinin kendi elleriyle oluşturduğu tepkinin, öfke kin ve nefret boyutlarına ulaşmış oluşunun, devlet-millet düşmanı canilerden medet umar bir arızayı belirleyici kıldığını gördük.
 

*

 
Son yılların en büyük yıkımı, bölücü terör örgütü PKK’nın ve uzantılarının palazlanması olmuştur. Terör örgütü artık bir halk hareketi ve temsilcisi konumuna taşınmış, İmralı’daki cani başı barış umudu olarak konumlandırılmıştır.
 
Ne hazindir ki; AKP’nin büyüttüğü bu düşman, “AKP düşmanlığının” sığındığı bir liman olarak tamamen meşrulaşma yoluna girmiştir.
 

*

 
Muhakkak ki çok ağır bir dönem yaşıyoruz. Kutuplaşma, etnik ve mezhepsel ayrışma-bölünme, şahadetle ihanetin bir tutuluşu, yolsuzluk, hırsızlık, baskı, zulüm, kayırmacılık, devlet kadrolarında büyük tasfiyeler, ekonomik dengede oluşan uçurumlar, hukuksuzluk, tek tip anlayış, tek tip insan dayatmaları, Ortadoğu da sapkın müdahaleler son yıllara sığdırılmış hezeyan ve çöküşler olarak önümüzde.
 
Bunlardan kurtuluşun çaresi, kesinlikle bunların bir kısmına karşı olup bir kısmını destekler veya görmezden gelir olmak değildir. Bu başlı başına ayrı bir ihanet konusudur.
 
Görünen odur ki; Erdoğan ve ekibinin, ideolojik tek tip dayatması yanında, her gayrimeşru yol üzerinden büyüyüp güçlenmesi, kendine yandaş olanlar olmayanlar ayrımı yapması, tüm diğer yıkımların önüne geçmiş durumdadır. Sadece bu yönü ile hedef alınıp, ülkeye yaşattığı çok önemli ve geri dönüşü büyük bedel gerektiren yıkımları dikkate alınmayıp, hatta bir bölümünde paralel duruşlar sergilenmektedir.
 
En önemlisi;
 
Bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı, bu arızalı düşmanlığın adresi olabilmiş, beşikteki bebeden vatan isteyen canileri meşrulaştırmıştır.
 
Bugün terör bağrımızda okşadığımız bir mazlum yönüyle can evimizdeki hızla semiren tümörümüz olup serpilip gelişmektedir.
 
Güneydoğudaki insanımız artık tamamen bölücü terörün kucağına itilmiş, çaresiz bırakılmıştır.
 
Bugün ise; Cumhuriyet Halk Partisi yönetici kadrosu ve yıllardır başımıza çöreklenmiş aydın taifesi bu “arızalı düşmanlık” çizgisinde buluşmuşlardır.
 
Ülkenin bölünmesine giden ihanet çizgisinde, dışarının menfaatini koruyup gözeten neo-liberal programlarda AKP ile aynı çizgide buluşan, Erdoğan’ın dolaylı diktesi ile Meclis Başkan adayı belirleyen bu koro, AKP düşmanlığı üzerinden Sayın Bahçeli’ye arsızca savaş açmış bulunmaktadır.
 
AKP-CHP koalisyonunun iç ve dış mahfillerde aldığı özel desteğin, esrarengiz büyükelçi ziyaretlerinin sebebi de budur.
 
Sonuç olarak;
 
“Ne yaparsa yapsın AKP”  diyenlerle, “ne olursa olsun AKP gitsin” diyenler aynı yıkım çizgisinde buluşup, “arızalı bir düşmanlık” üzerinden elbirliğiyle istikbalimizi tehdit edenlerdir.
 
Asıl olan;
 
AKP gitmelidir, ancak tüm tahribatlarıyla beraber gitmelidir.
 
Milliyetçi Hareket’in ortaya koyduğu, ilkeli, ülkenin birlik ve beraberliğinden yana, milli kaynak ve iradenin ihyası, topyekûn bir onarım düşüncesinin Türk Milletiyle belirleyici olarak bütünleşmesidir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!