Bloomberg Tarım Editörü İrfan Donat, ÇAYKUR’un neden 547 milyon TL zarar ettiğini yorumladı.
Donat,
“Yapılan hesaplamalara göre günde 245 milyon bardak çay tüketiyoruz.
Böyle bir sektörde en köklü konumda olup, pazar payı açısından da oldukça hatırı sayılır bir paya sahip iken zarar açıklayabilmek hakikaten zoru başarmak gibi bir şey olsa gerek.
Geçtiğimiz yıllarda Dünya Çay Komitesi’nin hazırladığı ‘Dünya Çay Raporu’ sonuçlarına göre, yılda kişi başı en çok çay tüketen ülkeler sıralamasında 3,5 kilogram ile Türkiye ilk sırada yer alıyor.
Pandemi döneminde bu rakamın arttığını hepimiz biliyoruz.
Lafı fazla uzatmadan sadede gelelim…
ÇAYKUR, 2020 yılında yine zarar açıkladı.
‘Yine’ diyoruz çünkü geçen yıllarda da benzer bir tablo söz konusuydu.
ÇAYKUR…
2016’da 82 milyon lira zarar yazdı
2017’de 268 milyon lira zarar etti.
2018’de 657 milyon lira zarar açıkladı.
2019’da 635 milyon liralık zarar yazdı haneye ÇAYKUR.
2020 yılında ise zarar 547 milyon TL.
Özetle ÇAYKUR, 2015’ten bu yana kar etmiyor ve son 5 yıldaki toplam zarar 2.1 milyar TL’yi aşıyor.
Ama özellikle 2017’de Varlık Fonuna devredildikten sonra ÇAYKUR’un zararındaki artışlar da dikkat çekici.
Dünyanın kişi başına en fazla çay tüketilen ülkesinde, böyle bir kurumun zarar etmesinin tartışılması kadar normal bir şey de olamaz sanırım.
Çünkü herkes bu zararın gerekçesini anlamakta zorluk çekiyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu toplantısındaki 2,5 süren görüşmeler, ÇAYKUR’un zararını yeniden gündeme getirdi.
Komisyonun 6 Nisan tarihli 66 sayfadan oluşan tutanağını okuduk.
Yine 20-30 yıldır konuşulan çay bahçelerinin gençleştirilmesi gerektiğinden bahsediliyor.
Yine yıllardır tartışılan çay kanununun değiştirilmesi konuşuluyor. Ama ortada hala bir taslak dahi yok…
Tutanakta ilginç diyaloglar var.
ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, çay bahçelerinden yenilenme gerekliliğinden istihdama, yeni ürün çalışmalarından gerekli olan yeni yatırımlara kadar uzun bir açıklama yapıyor komisyona…
Yusuf Ziya Alim’in sunumunun ardından, kurumun zarar açıklamasına yönelik herkesin merak ettiği soruyu ve tespiti ise KİT Komisyon Üyesi Mustafa Tuncer şu cümlelerle özetliyor: “Böyle büyük bir borcu yapmak için Kurum çok büyük harcamalara mı imza atmış? Sayıştay raporları incelendiğinde, hayır, böyle bir yatırım işi yapılmamıştır. Peki, çok çok büyük kamulaştırmalar mı yapılmış? Hayır, bu da yapılmamıştır. Özel sektördeki çay fabrikaları satın alınmış da kurumun bünyesine mi katılmış? Hayır, bu da yapılmamış. Çay bahçeleri yenilenmiş de yenilenen çay bahçeleri karşılığında oradaki çay üreticisi ailelere ücretler, paralar mı ödenmiş? Hayır, bu da yapılmamış…”
Yusuf Ziya Alim’in ise ÇAYKUR’un zararına ilişkin şu cümlesi önemli: “Üreticinin mağdur olmaması için yaş çay 650 bin almamız gerekirken, 750 bine çıkıyor, bunun parası da krediyle ödeniyor. Kredi faizleri bu sene 8’de kalsaydı 200 milyon gibi zararımız olacaktı, 19’a çıkınca ister istemez yüksek oldu…”
Aslında özetle kurumun zarar etmesinin tek bir nedeni yok.
Operasyonel sorunlar, finans yönetimi, stok planlaması, etkin insan kaynakları yönetimi, rekabetçi yapıdan uzaklaşma, pazarlama kanallarındaki sorunlar gibi birçok faktör, kurum zararının oluşmasında önemli etkilere sahip gibi gözüküyor.
TÜRKİYE ÇAYDA NET İTHALATÇI
Evet, yanlış okumadınız…
Türkiye’nin çay ithalatı ihracatından fazla…
Tarım ve Orman Bakanlığının resmi verilerine göre, Türkiye, 2019 itibariyle 18 bin 837 ton ithalat ile çay ithalatında dünyada 25’inci sırada. Söz konusu ithalata ödenen döviz 39 milyon 475 bin dolar.
Peki ihracatta kaçıncı sıradayız?
İhracatta ise 31’inci sıradayız.
2019 yılında 3 bin 968 ton çay ihracatı karşılığında 15 milyon 142 bin dolar döviz geliri elde edilmiş.
Komisyon tutanaklarını okuduğumuzda hem ÇAYKUR’un elinde neredeyse bir yıllık satışına eşit kuru çay stoku olduğunu hem de buna rağmen Rize Gümrüğünden bile ithal çay girişi yapıldığını öğreniyoruz.
Bununla ilgili olarak Sayıştay’ın, çay stoklarının bir an önce satılmasına yönelik önerisi de tutanaklarda yerini alıyor.
Tutanaklarda, Sayıştay raporlarından yola çıkılarak çayların önemli bir kısmının rutubet sınırına yaklaştığı ve depolarda çürümeye terk edildiği bilgileri de paylaşıldı.
Çay tarımı, Türkiye için önemli..
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Rize, Artvin, Trabzon ve kısmen Giresun, Ordu illerini kapsayan 787 bin dekar alan üzerinde yaklaşık 182 bin üretici aile tarafından yapılıyor.
Önemli bir geçim kapısı…
ÇAYKUR ise çok değerli bir marka ve hem bölgedeki dengeler hem de ülke açısından stratejik öneme sahip bir kurum.
Son 5 yılda 2.1 milyar TL’yi aşan zararın nedenleri ve sonuçlarını iyi analiz etmemiz lazım.
Aksi takdirde yarın bir gün “kamunun sırtında yük olduğu” gerekçesiyle özelleştirme kapsamında adı ön plana çıkabilir.
Umarız yanılırız.
Umarız o noktaya gelinmez.