Dışişleri Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’ye yaptırımların ele alınmasının beklendiği AB Zirvesi öncesi “AB’den her zaman stratejik ve aklıselim davranmasını bekliyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, açıklamasında Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine de değindi. Çavuşoğlu, ilişkileri iyi noktaya götürmek için pozitif atmosfere odaklanmak gerektiğine dikkat çekerek, “Üye ülkeler ikili sorunlarını ya da Türkiye ile olan meselelerini AB’ye ithal ediyorlar. AB de dayanışma anlayışı ile haklı da olsa haksız da olsa üye ülkeleri destekleme eğilimi gösteriyor. Bu son derece yanlıştır. Biz de müzakere eden bir ülkeyiz, üye ülke ile müzakere eden ülke arasında ayrım yapmak yanlıştır. Doğrular üzerinden gitmek lazım. Avrupa’yı birleştiren ortak değerler etrafında bizim bunları değerlendirmemiz lazım. Öyle olunca da çifte standart ve diğer politikalardan da uzaklaşmış oluruz. Avrupa ve dünya zor bir süreçten geçiyor. Bu süreç bize bir kere daha gösterdi ki her zamankinden daha fazla işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Umarım AB’de de bu aklıselim hakim olur” diye konuştu.
“AB’nin arabulucu rolü üstlenmesi lazım”
Bakan Çavuşoğlu, 10-11 Aralık’ta yapılacak AB Liderler Zirvesi’ne ilişkin, “Sadece yarınki zirvede değil, AB’den her zaman stratejik ve aklıselim davranmasını bekliyoruz. Var olan sorunların çözümüne de katkı sağlamasını isteriz. Bunun için AB’nin dürüst bir arabulucu rolünü üstlenmesi lazım” dedi.
Son dönemde diplomasiye önemli fırsatlar verdiklerinin altını çizen Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz’de sismik araştırma faaliyetlerinde Oruç Reis gemisine işaret ederek, “Bir keresinde geminin çıkışını geciktirdik, ikincisinde bakım için gemi Antalya limanına geldi. Bu süreçlerin iyi değerlendirilmesini istedik. Bu süreçlerde Yunanistan’ın ve Rum kesiminin kışkırtıcı adımlarını, olumsuz tavırlarını gördük. Böyle bir süreçte AB, Yunanistan ve Rum kesimini masaya getirebilirdi; maalesef olmadı. 20 Ekim’den bu yana Yunanistan’ın kışkırtıcı tavırları devam ediyor. Ne yapmışlar? 11 tane Navtex, 12 Notam yayınlamışlar. Ayrıca silahsızlandırılmış adaların statüsünü ihlal etmek için kışkırtıcı adımlarda bulundu. Tüm bu süreçlerde bile biz çok sabırlı davrandık. Yunanistan diyaloğa yanaşmadı, bizimle görüşmeye de yanaşmadılar. NATO’nun ayrıştırıcı toplantılarına da son dönemlerde katılmaz oldular. Şimdi kim diyalogdan kaçınıyor? Yunanistan, ‘Oruç Reis gemisi orada olduğu sürece toplantılara gelmeyeceğiz’ demişti. 29 Ekim’de Oruç Reis o bölgede faaliyetlerini tamamladı, geldi Antalya Limanın’da. Ama halen başka bahaneler buluyor. AB, bu gerçekleri görmesi gerekiyor. ‘Tek taraflı olarak hep kışkırtan taraf Türkiye’dir, Türkiye olumsuz tavırlarını sürdürüyor’ gibi açıklamalar görüyoruz, bu doğru değil. Sorunları diyalog ve diplomasi ile çözebiliriz” ifadesini kullandı.
Zirvede yaptırımların gündeme gelmesi bekleniyor
10-11 aralık tarihlerine yapılacak AB liderler zirvesinde Türkiye’ye yönelik yaptırımların ele alınması bekleniyor. Geçen hafta açıklama yapan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB’nin Ekim ayında sorunları gidermek ve ilişkileri iyileştirmek için Doğu Akdeniz sorunu konusunda Ankara’ya el uzattığını belirtmişti. O zamandan bu yana olumlu bir gelişme yaşanmadığına ve Türkiye’nin tek taraflı davranmaya ve düşmanca söylemler kullanmaya devam ettiğini söyleyen Michel, bu nedenle AB liderler zirvesinde Türkiye’nin tutumuna karşı nasıl bir tepki verileceğinin görüşüleceğini dile getirmişti.
Ekim ayındaki AB liderler zirvesinde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğal gaz arama faaliyetleri görüşülmüş, ancak Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs’ın Türkiye’ye yaptırım uygulanması talebi kabul edilmemişti.
Liderlerin ortak açıklamasında Ankara’ya “iyi niyetli görüşmelere devam etmesi ve tek taraflı eylemlerden kaçınması” halinde AB ile daha yakın bağlar ve daha iyi ticari ilişkiler kurulabileceği mesajı verilmiş, Türkiye’nin faaliyetlerini sürdürmesi durumunda ise Aralık ayındaki zirvede yaptırımların gündeme alınacağı tehdidinde bulunulmuştu.