Çavuşoğlu, 24 TV’de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayarak değerlendirmelerde bulundu.
ABD’nin, Türkiye’ye yönelik yaptırım kararına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, “ABD’nin aldığı bu yaptırım kararı hukuken de siyaseten de yanlış bir adım. Her şeyden önce hukuken baktığımız zaman bir ülkenin tek taraflı aldığı bir karar. Türkiye’nin veya başka bir ülkenin kim olursa olsun, egemenlik haklarına da saldırı” dedi.
Türkiye’nin S-400 savunma sistemini, ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kararı çıkmadan önce, 2017’den önce aldığını belirten Çavuşoğlu, “Uluslararası hukuku herkes bilir. ABD de bilir ama ‘Ben böyle istiyorum, böyle yapıyorum’ olmaz. O zaman uluslararası düzen, özellikle de kurallara dayalı sistem zarar görür” ifadelerini kullandı. Bakan Çavuşoğlu, yaptırım kararının bir müttefike karşı alınmasının da son derece yanlış olduğunu belirterek, Türkiye’nin S-400 alımını CAATSA öncesi yaptığını söyledi.
Türkiye’nin yaptırımlara karşı olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “‘Ben 10 sene sonra bir kanun çıkarıyorum, geçmişte başka ülkelerin yaptığı anlaşmalara yönelik yaptırım uyguluyorum.’ Bu, uluslararası hukuka da uymaz, diplomasiye de uymaz. Siyasi olarak da hukuki olarak da yanlış bir karardır” diye konuştu.
Türkiye’nin ABD’nin yeni yönetiminden beklentilerine ilişkin bir soruya ise Çavuşoğlu, “Biden’den beklentilerimizi sayın Biden da iyi biliyor çünkü ABD ile ilişkilerimizi olumsuz etkileyen konular Trump döneminde başlamadı. Obama döneminde başladı” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Biden’ın o dönemde ABD Başkan Yardımcısı olduğunu hatırlatarak, “Suriye’de YPG/PKK’ya verilen destek Obama döneminde başladı. O dönemde biz bir terör örgütüyle başka bir terör örgütüne karşı iş birliği yapmayın, bunun Suriye’ye ve bölgeye, biz dahil olumsuz etkileri olur, biz de ‘gereğini yaparız’ demiştik. Ama maalesef YPG/PKK ile iş birliğini tercih ettiler. Daha sonra attığımız adımlar da malum Trump döneminde, Barış Pınarı Harekatı dahil” diye konuştu.
Çavuşoğlu, “Eğer ABD isterse normalleşiriz. İsterse derken şunu kastediyorum, bizim bu konulardaki beklentilerimizi karşılaması lazım. YPG/PKK’ya destek vermeye devam ederse bu gerginlik devam eder. FETÖ orada yaşadığı sürece, faaliyetlerini sürdürdüğü sürece bütün dünyaya yönelik bir tehdit esasen. Beklentimiz karşılanmazsa elbette bu sorun masada sürekli olmaya devam edecek. Oysa bu sorunları, olumsuz unsurları bir kenara bırakarak bizimle iş birliği yaparlarsa, bir kenara bırakarak iki müttefik olarak ilişkilerimizi çok daha iyi bir noktaya götürebiliriz. Bunu başarabiliriz ve ABD’nin de Türkiye’ye çok ihtiyacı var bölge politikaları bakımından da. Biz burada kendimizi övmek için bunu söylemiyoruz. Stratejik düşünürse ABD, Türkiye’ye çok ihtiyacı var” dedi.