Her yıl 18 Mart günü yaklaştığında gazetelerde, televizyonlarda, kapalı salon toplantılarında, camilerde vs. Çanakkale Savaşı’nın konuşulduğu her ortamda bu savaşın öneminden, 250.000 şehit verdiğimizden, savaşta şehit olan askerlerimizin kahramanlığından söz edilir. Çanakkale’de savaşan ve şehit olan askerler hakkında kalıplaşmış bir ifadeyle “Türk’üyle, Arap’ıyla, Kürt’üyle vs. tüm vatan evlatları birlikte kahramanca savaştılar…” sözleri söylenir.
Yukarıda özetlediğimiz konuşmaların çok büyük bölümü doğrudur. Gerçekten, Çanakkale Savaşı, çok önemlidir. Bu savaş nedeniyle 1. Dünya Savaşı, çok daha uzun sürmüştür. Savaş sonunda Türk Ordusu’nun kazandığı zaferden ötürü Çarlık Rusya’sı yıkılmıştır. Çanakkale’de askerlerimiz kahramanca savaşmıştır. Dünyaya kahramanlık örnekleri vermişlerdir. Ancak, 250.000 şehit sayısı ile “Türk’üyle, Arap’ıyla, Kürt’üyle vs. tüm vatan evlatları birlikte kahramanca savaştılar…” sözlerinde çok önemli oranda yanlış vardır.
Öncelikle şunu belirteyim ki; Hiçbir millete, hiçbir etnik gruba karşı kesinlikle önyargım yoktur. Tüm ülkücüler gibi ben de “Yaradılanı Yaratan’dan ötürü sevmek” anlayışına sahibim. Bu yazıyı yazmaktaki amacım, Çanakkale Savaşı hakkında gerçeklerin bilinmesine, herkesin hakkının teslim edilmesine hizmet etmek ve herkesin (babam da olsa) hak etmediği bir payeye sahip olmasına engel olmaya çalışmaktır.
Çanakkale’de kimlerin savaştığını tespit edebilmek için başvurulacak en sağlam kaynak Genelkurmay Başkanlığı arşivleridir. Genelkurmay arşivlerine göre Çanakkale Savaşı’nda asker zayiatımız yaklaşık olarak 250.000’dir. Ancak, bu sayının hepsi şehit değildir. Çanakkale Savaşı’nda şehit olan Türk askeri sayısı 57.000 civarındadır. 250.000 zayiatın geri kalanı yaralı, esir, kayıp ve hastalıktan ölenlerden oluşmaktadır.
Şehit olan 57.000 askerin 48.148 adedi Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan iller nüfusuna kayıtlıdır. Bu demek oluyor ki, Çanakkale Savaşı’nda şehit olan askerlerin yaklaşık %15’i bugün sınırlarımız dışında kalan ülkelerde yaşayan insanlardan oluşmaktadır. Bu şehitlerin hepsinin Arap olması mümkün değildir. Bir kısmı Arap olsa dahi çok önemli bir bölümü Kerkük, Musul, Halep vb. yerler nüfusundan olan Türklerden oluştuğu kanaatini taşıyorum. Bu kanaate varmama sebeb olan husus ise 1. Dünya Savaşı’nda Arapların genellikle İngilizlerle birlikte Osmanlı’ya karşı savaşmış olmalarıdır.
Türkiye sınırları nüfusuna kayıtlı 48.148 şehidin illere ve bölgelere göre dağımı da Çanakkale’de kimlerin savaştığına ilişkin çok önemli bilgiler vermektedir. 48.148 şehidin illere göre dağılımı çok yer tutacağından sadece bölgelere göre dağılımını vermekle yetineceğim.
Bölge Adı Şehit Sayısı Oranı
Marmara Bölgesi 13.785 %29
Ege Bölgesi 10.906 %23
Akdeniz Bölgesi 3.400 %7
İç Anadolu Bölgesi 9.986 %21
Karadeniz Bölgesi 8.247 %17
Doğu Anadolu Bölgesi 832 %2
Güneydoğu Anadolu Bölgesi 992 %2
Yukarıda görüldüğü üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan şehit olan askerlerin oranı oldukça düşüktür. Bu bölgelerden şehit olan askerlerin nüfusa kayıtlı oldukları illere bakıldığında bunların da önemli oranda bu bölgelerde yaşayan Türk kökenli insanlarımız olması kuvvetle muhtemel görünmektedir.
Sonuç olarak söyleyeceğimiz şudur ki: Çanakkale’de savaşanların ve şehit olanların çok önemli bir çoğunluğu Türk’tür. Türk olmayan şehit sayısı oransal olarak çok düşüktür. Sonuç olarak Çanakkale Zaferi, Türk Askeri’nin başarısıdır. Bu nedenle başka milletten hiç kimse bu zafere ortak olmaya kalkışmamalıdır.
Tekrar etmek isterim ki, bu yazıyı yazmaktaki amacım, hiçbir şekilde etnik ayrımcılık yapmak değildir. Ancak, PKK’lıların dahi tarihi gerçekleri tersyüz ederek “Türk’üyle, Kürt’üyle vs. hep birlikte savaştık.” teraneleriyle vatanımızdan pay ister duruma gelmiş olmaları beni bu yazıyı yazmak durumunda bırakmıştır. Bir Türk evladı olarak yapmak istediğim, atalarımın canlarıyla, kanlarıyla kazandıkları Çanakkale Zaferi’ne hak etmeyenlerin ortak çıkmasına olan itirazımı ortaya koymaktan ibarettir. Takdir siz değerli okuyucularımındır.