Alparslan Türkeş sözüdür; “Kemik yalayıcıları!”
Şahsi ikbal uğruna önlerine konan “kemiğin” peşine düşüp tüm değerlerini satabilenler için kullanmıştı…
Bugün yeniden ete kemiğe büründü bu tarihi söz!
Şaşırtmadı aslında! Ama her türlü çok ağır çok acı oldu bu defa…
Sızlattı…
Soyadını verdiği vurdu hançeri amansızca!
*
Çakal oyunu kuruldu yeniden bir kez daha…
Bu defa;
Oyun içinde oyun!
Surda gedik açmak değil sadece!..
Verilecek görüntünün, savrulacak yalanların kılıfı üzerine de değil, sadece.
Örtmek kimi ihanetleri…
Karartmak kimi karanlık hesapları!
Bir “soyadının” kudreti üzerinden!..
*
“Kıbrıs veriliyor!”
Son günlerin sıkça söz edilen, derinden derine Amerika ile anlaşıldığı ifade edilen konusu…
Akdeniz ve Ege’de toplam 16 ada sessiz sedasız terk edilmiş, birde utanmadan; “fiili olarak işgal edilse de hukuken bizim” şarlatanlığıyla açıklanabilmişken..
Sıra Kıbrıs’ta…
Göz göre, göre!..
*
Rum Dışişleri Bakanı Yannis Kasulidis’in sözleri düşüyor gündeme;
“Ben hiç müzakerelerin bu kadar hızla ilerlediğini görmedim. Kıbrıslı Türkler başkalarına bağlı olmak yerine Kıbrıslılık ruhu içinde Kıbrıs’ın çıkarları için Kıbrıslı Rumlarla çalışma niyetindeler. Devam ediyor; Türkiye şu ana dek Kıbrıslı Türklere herhangi bir pozisyonu dikte etmedi…”
Tam da bu zamanda;
Kıbrıs koordinasyon görevi, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’e bağlanıveriyor…
*
Türk Milleti için Kıbrıs’ın anlamı açıktır.
Kıbrıs için Alparslan Türkeş isminin ne ifade ettiği de bilinen gerçektir.
………!
Oyun içinde oyun dedik ya…
İhanet içinde ihanet!..
