Komitacılık ayrı particilik ayrıdır.
Eğer çıktığınız yolda bayrağınız esen rüzgarla birlikte dalgalanıyorsa orada başarı şansınız yüksektir.
Laf olsun diye parti kurulmaz. Kuru inatlarla siyaset yapanların akıbeti siyasi mezarlıklar olmuştur.
Halkta bir karşılığınız yoksa boşuna tüzük yazıp vaktinizi öldürmeyin derim…
Bugüne kadar pek çok tabela partisi kurulmuş olup seçime bile girememişlerdir. Parti kuruyorsanız iddianız olacak ve birbirine inanan güvenen adamlarla yola çıkacaksınız.
Sağdan dürdane, soldan merdane, ortadan güldane ile olmaz bu işler…
Bugün ihtiyacımız olan parti Atatürk’ün izinde Türk milliyetçiliğidir. Bu tarz siyasetle yola çıkan Sayın Ümit Özdağ’ın açmış olduğu bayrağın altında toplanmaktan başka çaremiz yoktur.
Hala egonuzu çöpe atamadıysanız ve kibrinizle yanıp duruyorsanız zaten varlığınız kimseye fayda getirmez.
Particilikte en önemli husus birlikte yürüdüğünüz insanların samimiyeti ve dürüstlüğüdür.
Samimiyetsiz söz ve tavırlarla Riyakarlıkla varabileceğiniz hiçbir hedef yoktur.
Biz Ümit Özdağ’a bozkurt dedik. Bozkurt’un Türk töresinde anlamı ve önemi çok büyüktür. Sayın Özdağ Türkün makus talihini yenmek ve gelecek bin yılda da ecdat yadigarı Anadolu topraklarında Türk varlığını sürdürmek için yola çıktığını söylemiştir.
Türk büyük bir imtihanın içindedir ve Türk milliyetçileri olarak Sayın Ümit Özdağ’ın yanında saf tutarak bizler bu imtihanı kazanmak istiyoruz.
Kişisel hırs ve öfkelerinizi bir kenara bırakarak yeni kurulacak partinin yanında saf tutmak Türk milliyetçilerin başının dik durması demek olacak ve gelecek nesillerimizi de umuttan umuda taşıyacaktır…
Haydi Atatürk ve Cumhuriyet diyenler
Bozkurt’un yolunu gözleyenler
Ne mutlu Türküm diyene sözünü yüreğine rehber edenler…
Daha ne duruyorsunuz…