“Bizim Ocak Ruhu”

Sultanahmet’ten tramvay yolunu takip ederek aşağıya Eminönü’ne doğru giderken yolun ortasındaki büyük çınar ağacına gelindiğinde sağ tarafta bir otel var. Eskide o otelin olduğu binanın 2. katında Bizim Ocak dergisi temsilciliği tabelası vardı. Yani İstanbul Ülkü Ocaklarının açıldığı yerdir burası. İstanbul’da 1980 sonrası Ülkücüler 12 eylül ihtilalinin bütün baskı ve zulümlerine rağmen toplanmak, adeta dağıtılan kervanı toplamak için burada otağ’ı kurdular. Bir avuç üniversite öğrencisi Sait Gönenler, Nadir Altındal’lar, Ali Sukas’lar Semih Uşaklıoğulları, Mustafa Aydın Çevikler, Hasan Oktaylar, Ocak tütsün, ocağımız sönmesin diye bir araya gelmişlerdi. Daha sonra kadro gelişti büyüdü büyüdü adeta İstanbul’a sığamaz oldu, Anadolu’ya yayıldı.
Önce üniversitelerde ülkücüleri arayıp bulmakla işe başlamışlar, birbirine merhaba demekten imtina eden insanlar yavaş yavaş birbirlerine güvenmeye başladıklarından ocak tütmeye başlamıştı. Ocağımız sönmesin davamız bitmesin diye bu hareketin hem yolu hem de yolcuları olmuşlardı. Başbuğ ceza evindeydi Ankarada ise bir sürü sorun ile uğraşıldığından teşkilatlanmada çok büyük sıkıntılar çekiliyordu. O zaman 6 üniversite vardı İstanbul’da ve hepsinde teşkilat kurmaktı ilk hedefleri. Sonra İstanbul’a açılmaktı amaçları. Ama eski abiler hep diyorlardı bırakın bu işleri, okulunuzu okuyun, derslerinize devam edin. Dikiliyorlardı inatla bu bıkkın, bezgin psikolojiye karşı. Biz diyorlardı hem okuyacağım hem de teşkilatımızın bayrağını en yükseklere zirvelere taşıyacağız. Bu hırs ve azimle çalıştılar ve başardılar. Hem okudular hem de teşkilat bayrağını zirveye taşıdılar. Erdem Karakoç İstanbul ocak başkanı olduğunda artık fidan tutmuş ağaç olmaya başlamıştı. Erdem Karakoç ve ocak yönetimi bu kutsal bayrağı, fidanı alarak dalgalandırmış, adeta bir fidanı ormana çevirmiştir.
Nizamettin Aktaş’ın pişirdiği çorbalar ocağımızın sönmediğini gösterirken, kışın soğuktan herkesin midesini ısıtıyordu. Yoktu, yokluk en büyük sıkıntıydı. Para yoktu, imkan yoktu, ama azim vardı, hırs vardı, heves vardı, karanlığa sıkılmış yumruk; tüm imkansızlıkları bir anda mümküne çevirecek büyük bir yürek vardı, iman vardı aşk vardı. Gerisi ne gam dediler ve yürüdüler, yürüdüler.
Okullarını okudular, üniversitelerde hoca oldular, bürokrat oldular , kadro oldular. İstanbul ülkü ocakları bir avuç azimli kararlı ve inançlı üniversite öğrencisinin cılız omuzlarında yükseldi ve bu gün ve şimdi MHP iktidara yürüyor. sağolun var olun.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!