Bize Yeni MHP Değil, Heyecan Ve Umut Lazım – Alperen Burak

Aşık Sefai’nin : El sözüne uyup gitmek yakışmaz
Ordan burdan duyup gitmek yakışmaz
Zor gününde koyup gitmek yakışmaz
Sabret hele zaman gelsin söylerim
 
Söz söyleyip ciğerimi ezen yar
Sözlerimi eleğinden süzen yar
Demir asa demir çarık gezen yar
Sabret hele zaman gelsin söylerim”
 
diye başlayan şiiri sanırım bu günlerimize tercümandır. El sözüne uyup gitmeyelim dedik ve bir değirmen gibi bünyenin yapı taşlarını üğüten değirmene, vefasızlıklara, taşra teşkilatlarına uzak, uğraşmaz-dertlenmez-didinmez-bizden kopuk teşkilat başkanlarına, ahlaki çöküntüyle bizi baş başa bırakan ağa-beylere rağmen el sözünü uyup gitmek yakışmaz dedik.
 
Başkanlık divanını yerle bir eden kaset şantajından sonra küçük büyük, eski yeni demeden teşkilatımıza sarıldık, bir olduk diri olduk. Yaklaşık 2 ay boyunca umudumuzu hiç kaybetmeden ve her gün yeni umut ışıkları ekleyerek birken iki olduk ikiyi dört yapalım diye köy köy, sokak sokak dolaştık.
 
Kasetlerden 2 hafta sonra rüzgar tersine dönmüş ve biz bu badireyi de atlattığımızın coşkusu ve inancıyla daha da kuvvetlendik ve taarruzu artırarak seçim çalışmalarımızı hızlandırdık. Genel Başkan da aynı heyecan ve coşkuyla meydanlarda gür söylemlerini sürdürdü. Eski mitinglere nazaran mitingler daha kalabalık ve inançlı, bizim köy toplantılarımız da daha organize yürüyor, hedef kitleye ulaştığımıza seviniyorduk. Eski oylarımızı 2 ye katlamanın dahi başarısızlık olacağını, ilk kez bu kadar net bir kitleye hitap ettiğimizi, milletin bizi çok iyi anladığını düşünüyorduk. Nasıl düşünmeyelim. Gittiğimiz her yerde muazzam tepkiler alıyoruz, karışımızdaki dinleyicilerimizin siyasal iktidara karşı eleştiri dozu bize bir oy patlaması yaşatacağı andırıyordu.
 
Artık Genel Merkezimizdeki masaları işgal eden ahlaki çöküntüyü de, yılladır Anadolu’da teşkilatların yaralarına merhem olmaktan uzak anlayışı da, vefasız makam sahiplerini de, ülküsüz ülkücüleri de unutmuştuk. Biz, eski teşkilat günlerindeki heyecanımızla seçim kervanındaydık ve gayret bizden takdir Yüce Allah’tandır deyip çalışmalarımızı sürdürdük.
 
Vatandaş bizi hiç eleştirmiyor, kucak açıyor, karşılıksız sevdiğimiz Milletimiz, ilk kez sevgimize bu kadar yoğun karşılık veriyor, bizi onurlandırıyordu.
 
11 haziran akşamı başarıyı nasıl kutlayacağımızı düşünüyor, kurbanlar adaklar hayal ediyorduk. Ve 12 haziran akşamı….
 
Yıkıldık… İşgenceden geçer gibi beynimize kazındı spikerlerin oy oranlarına ilişkin haberleri… deldi geçti yüreğimizi… biz bunu hak etmedik diyebildik…
 
İşte ozaman anladık ki, bizim karşılıksız sevdiğimiz bu millet bizi karşılıksız sevmiş ve bu yüzden oyla karşılık vermemiş sevgimize…. Sevmiş bizi sadece. Doğrusunuz demiş, dürüstsünüz demiş, siz olmayınca ülkenin siyasal alanı boş kalır demiş ama siz ülkeyi yönetecek viyona sahip değilsiniz diye de eklemiş sandıkta. Bizi kasetle terbiye etmek isteyen şantajcılara inat millet bizi oyla uyarmış aslında terbiyeden ziyade…
 
Mecliste olmamızı isteyen ama ülkeyi yönetme yetkisini bize vermek istemeyen milletimiz, bizim inancımıza, davamıza, partimize güveniyor… Ama bizim ülkeyi yönetecek vizyona sahip olmadığımızı düşünüyor. MHP kadrolarının iktidar ortağı olduğu, milletimizin; 99-2002 arasında yaşanan olayları, çekilen ekonomik sıkıtıyı ve canının yanmasını unutmadığı ortada…  Heyecanlı ve iletişimi güçlü bir Genel Merkez olmadığı sürece MHP’yi yeniden umut haline dönüştürmek mümkün görünmüyor.
 
O yüzden kişileri değil kurumsal yapıyı konuşmalıyız. Partimiz, milletimize umut verecek konuma gelmelidir. Genel Başkana ve Genel Merkez Yönetimine düşen görev partinin kurumsal yapısındaki heyecansızlığı ve umutsuzluğu gidermektir.
 
Selam ve Dua ile
Tanrı Türk’e Yarolsun!!!
 

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!