Bir ülke nasıl batırılır…

Bir ülke nasıl batırılır…

Bu asla bir kişiyle, bir anda, bir yılda, ya da tekbir şekilde mümkün değildir. İyi planlama gerektirir. Çok yönlü çalışmakla işi gizlemek için sürekli hedef saptırmak; gündem karalamakla olur.  Beyler batmak ciddi bir iştir…

Evvela umut olmak gerekir. Karamsarlığın zirve yaptığı bir dönem de baskıların arttığı insanların huzursuz hissetmelerinin sağlandığı şartlarda ortaya çıkılır büyük bir umut olarak. Her alanda gelişme kalkınma özgürleşme vaat edilir. Halkın hassas noktalarına temas ederek dini, örfi, milli duygularını sömürerek aidiyet yaratılır. Örneğin göreve gelinirse inanç baskısı kaynaklı zulme son verileceği söylenir ve umudun adı olunur. Bu öyle bir umuttur ki tarım ekonomi dış politika sağlık Milli duruş vb. hiçbir politikanın anlatılmasına ya da seçmene geçirilmesine gerek kalmaz ülkenin küçücük bir tarım köyünde sabah namazını kılıp koştura koştura sandığa giderek oy verilmesini sağlar.

 Ve iktidar olunur…

İlk iş liyakat ehli kadroları biat ehli kadrolarla değiştirmek olur. Ki yapılacaklara “ya dur, bu olmaz” diyerek engelleyecek görev adamları çıkmasın. İkinci iş yenecek herzeleri örmek ve istendiği gibi göstermek için denetleme ve analiz mekanizmalarını ele geçirmek ve lav etmek gerekir.

Evet artık at koşturma vakti gelmiştir…

Oluşturulan medya da ard arda zarar eden kamu varlıkları haberleri yaptırıp Devlet adına ne varsa eder değeri konmadan ihaleli ihalesiz ederine fiyatına bakılmaksızın satma vakti gelmiştir. Ve 100 yılık ülke birikimini satıp üstüne bi sigara yakılıp ohh denir bölüm bir tamam.

İkinci bölümde geçici ferahlık yaratmak lazım. Çünkü sinmeyen bi kısım cılız sararmış muhalefet bu işleri eleştirecek. Onları susturmak için görünecek bağzı işler yapılmalı.  Mesela yurtdışından bir müteahhit getirtilip ona köprü yaptırılır. Köprü için müteahhitte devlet bankasından devletin parasını kredi olarak kullandırıp 20 sene gün gün geçme garantisi ve geçmeyen olursa da devlet olarak ödeme garantisi verilir. Bide müteahhidin sırtını sıvazlandı mı ohhhh müteahhit yapmasın da ne yapsın. İş hükümetten kredi devletten krediyi geri ödemeye dair gelir garantisi devletten birkaç yılda amorti yirmi sene gelir garantisi devletten. Ayıp derler ayıp daha ne yapsın bu hükümet. Bu gelir garantili Devlet kredili yatırımlara Şehir hastanelerini ve havalimanlarını da ekleyerek iyice cila atılır.

Üçüncü bölümde hem birşeyler yapıyor görünmek hem de ülkeyi büyüten üretimi bitirmek lazım. Çünkü seçimler gelip geçiyor. Bozulan sektörleri toparlama umudu pompalamak lazım E muhalefet zaten sarı dur diyen de yok. Önce tarıma el atılır mesela Trakya daki ayçiçeği tarlaları kanola tarlalarına dönüştürülüp ayçiçeği yağı ithalata endekslenir. Satılan şeker fabrikaları yüzünden hayvancılıkta yem fiyatlarındaki artışla nasibini alır. Ama yetmez dört bir yandan ithal hayvanları gümrük vergisi 0 olarak getirtip altın vuruş yapmak ihmal edilemez. Sırada özel sektör var. Onu tümden bitirmek mümkün olmadığı için büyük ya da büyüyen firmaları egale etmek gerekir. Bi AVM çılgınlığı yaratıp esnaf dediğimiz şeyi tarihe karışma safhasına getirmek kolay olmuştur.  Ama üretim işletmeleri kafa karıştırır. Ee bundan kolay ne var Yüksek bedelli bütün Kamu ihalelerini 5 kişilik bir masaya pay edip 200 milyar dolarlık işi 5 firmaya yaptırıp diğer firmalara hava aldırmak bu sorunu da çözer. Ama artık sesler yükselmeye başlamıştır. Önce mağdur edebiyatını sahneleyip sonra bu yükselen sesler devletin tüm kademelerine itina ile yerleştirilen ya da yerleşmesine göz yumulan satılık hain kadrolara fason terör örgütleri  ismi ile iftira kaset kumpaslarıyla kestirilir.  Yetmez tabi işler istendiği gibi gitmeyince kazanılmış zaferlere ihtiyaç olur. Adına çözüm diyerek illere ilçelere terör yığınağı yapılmasına göz yumulur yumulur ki yarın tankları sokup temizlik yapacak ve zafer kazandık deyip halkın gözünden kalkmaya başlamış perde daha sağlam indirilsin. Ama gene yetmez çünkü ekonomi iyice bozulmuş ama bitmemiştir. Zaman gerekmektedir. Çünkü Sistem hala çalışıyor. Bu da Sistem değişikliği ile çözülür; ama destek lazım. Bu desteği de vaktiyle okyanus ötesinden selam yollanan hainlerin alçak girişimlerini bastırarak darbe bastırmış hükümet unvanı ile çözüme kavuşturulabilir. Oldu işte şimdi bi yorgunluk kahvesi zamanı. Artık her türlü imkana sahip olarak sabah akşam her şey ve tüm sıkıntılar sarı muhalefetin üstüne atılabilir. Çünkü artık ülkeye sokulan milyonlarca sığınmacının masrafı da boşaltılmış hazinenin hesabı da sorulmaz.  Eyy hükümet işte icraatların. Sen mi çok iyi niyetlisin de bunların hepsi tesadüf biz mi çok kütü niyetliyiz de hep mi bu dış mihraklar…

Gelelim sonuca. Çok az bir bölümünü ifade ettiğim tüm bu olayların çeyreği bile normal bir ülkeyi bitirmek için çok çok fazla ama her şeye rağmen bizim ülkemiz sendelese de dimdik ayakta çünkü hesaba katılmayan şey bu ülke Türkün ülkesidir. Türk Vatanıdır.  Şehitlerin mekânı, ecdat yadigârı, Sarı Gazi’nin emanetidir. Tabiî ki bitmeyecek, bitirilemeyecek ve bu düzen devamda etmeyecek. Çünkü umut yeniden filizlendi. Artık bir ümit var. Kurtuluşa dair Türk istikbalinin Ve Türk Milliyetçiliğinin Bir ÜMİDİ var.

VE BU ÜMİT ÜLKEME BU TABLOYU REVA GÖRENLERİN KÂBUSU TÜRK MİLLETİNİN İSE AYDINLIK RÜYASI OLACAK.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!