Hükümet tüm “organlarıyla” Diyarbakır’a çıkarma yaptı.
“Yeni Türkiye” derken, “yeni Diyarbakır” inşası kaldı geriye!
***
En yetkili ağızdan şu sözler dökülüyor;
“Allah’a hamd olsun, bir yıldır askerimiz, polisimiz şehit olmuyor. Bir yıldır gençler bir hiç uğruna ölmüyor.”
“Bir hiç uğruna?”
On binlerce fidan bugüne kadar, bir hiç uğruna mı şehit oldu demiyor kimse!
Hemen ardından eli kanlı bölücü teröristlerin sözcülüğünden başka “onur” bilmeyen siyasi uzantının başı, Almanya’dan PKK’lıların karşısında konuşuyor. Diyarbakır çıkarmasından rol kapıyor, anlam katıyor; "Amed’de ‘Kürt halkına mesaj vermeye geldik’ diyenler bastığı yerlerdeki ödenmiş bedellere saygı duyarak konuşmalıdır." diyerek.
Bir tarafta “hiç” kabul edilen şehit fidanlarımız, diğer yanda toprak için “ödenmiş bedeller” denerek kutsanan caniler…
İşte çözüm denen garabetin önü-arkası, başı-sonu, içi-dışı!…
***
Bu kadar mı?
Belediye Başkanı Baydemir’in Barzani’ye “Kuzey Kürdistan’a hoş geldiniz” sözü, hala unutulmamış “meşe dallarından” daha az küstah değil…
Ardından en yetkili ağızdan çıkan Kürdistan sözcüğü peşin kabule mazhar oluyor. Bizzat bakan tarafından “aklanıyor,” hemen ardından, şöyle diyor; "Kürdistan kelimesini kullanıp kullanmamayı tartıştık ve bugün kullanıldı. Bu ifade, uluslararası alanda kullanılıyor ama Türkiye’de kullanmayalım gibi söylemler vardı, bugün burada hepsi kullanıldı, bütün sınırları aşıp gidiyoruz, Türkiye rahatlıyor ve çözüm süreci yürüyor."
***
Yetmiyor tabii ki! Meydan dikensiz gül bahçesi.
Nerden ele alsanız ayrı bir yıkım…
‘İmralı’daki Kahramanı selamlıyorum’ diyen PKK’LI Perver kahraman ilan ediliyor!
"Abdullah Öcalan barış ve özgürlük savaşçısıdır. Terörist değildir. Terörist olan Türkiye Devleti’dir. İnanın bana. İnanın bana terörist olan Türkiye Devletidir. Türkiye’nin silahları bizi öldürüyor. Terörist olan onlardır." Demiş bu zevata mağdur-masum payesi biçiliyor elbirliğince, gözyaşları eşliğinde…
***
Türk Milletinedir sözüm! Hakkâri’den Edirne’ye…
Bu zilleti bağrımızda yaşamaya, yaşatmaya devam edecek misiniz?
Bir “hiç” uğruna…
“Hiç” olanlar, “hiç” olacaklar uğruna!..