Ülkücüler Belgesel filmini Allah’a şükür ikinci kez seyrettim bugün…
Şu kadarını söyleyeyim hâlâ burnumun direkleri sızlıyor.
Cum’a günü Denizliden yola çıktıktan şu ana kadar hâlâ "Biz"i anlatan film yapıldığına inanamıyorum…
O kadar Emperyalist,siyonist ve Markşist medyanın etkisinde kalmışız ki, Hayatımız boyunca birileri bizleri kötüleyecek, iftiralar atacak biz de birbirimizi yiyip, sesimiz çıkmıyor diye sinirleneceğiz diye düşünüyordum…
Ama unuttuğum bir şey varmış aslında unutmamam gereken…
Başbuğun Delileri…
İşte Başbuğun Delilerinden bir kaçı yine "Deliliklerini" gösterdiler…
Emek verdiler, Para döktüler, Gece gündüz uyumadılar, Eleştirilere göğüs gerdiler, Belki de en önemlisi "küsleri" bu kadar çok olan bir Harekette, Hareketi anlatan bir film yapma cesaretinde bulundular.
Hem de ne zaman?
Herkesin birbirini yediği, "Ben" sayısının "Biz" sayısından kat be kat fazla olduğu, herkesin dargın, herkesin birbirini suçladığı, Harekettekilerinin bir çoğunun birbirini "hain", "çakal", "yalaka", "biatçi"… v.s ilan ettiği, bu hengamede hakiki hain ve çakalların her yerde cirit attığı, rahatça elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı bir zamanda…
Vay Başbuğumun Delileri Vay…
Önceki yazımda kendime "salak" demiştim amma arkadaş bu "Delilik" başka bir şey…
Sen kalk emek ver, para dök, birilerinin "ego"suna, birilerinin "kıskançlığına" birilerinin "uyuzluğuna" rağmen film yap…
Yahu hakikâten Deli bunlar…
Arkadaş "Vefa" İstanbulda bir semt adı… Rahmetli Metin ağabeyin "Ahd-e Vefa’sı olmayanın, İmanı da olmaz" sözünün üzerinden kaç tane seçim, kaç tane kurultay, kaç tane kavga geçti… Herkes kendi derdinde… Neden yaparsınız böyle delilikleri bilmem?
Bazıları da çıkmış "bu film Belgesel niteliği taşımıyor", "Canlandırmalar gerçekci değil", "Sinemaskop değeri düşük" diye bir şeyler zırvalıyor…
Yahu siz ne diyorsunuz?
Ne saçmalıyorsunuz?
Evet siz;
Eğer Ülkücü Görüşe sahip değilseniz bir şey diyemem de,
Hem Ülkücüyüm deyip bu filme "sinemasever" gözü ile bakıyorsanız o Gözünüz çıksın emi!!!
Yahu sadece ilk sahnesi, 3 saatlik bir filme sığmaz..
Sadece Şehid Mustafa Pehlivanoğlu’nun (Ruhu şâd olsun) idâm sahnesi ve mektubun okunuşu 100 saatlik Belgesele sığmaz…
Ne diyorsunuz siz?
Ne saçmalıyorsunuz?
Kendi adıma konuşuyorum;
Sıktım kendimi,Gözyaşlarımı tutmaya çalıştım,Nâfile…
Zannediyorum içinde azcık Dava aşkı bulunan herkes aynısını hissetmiştir.
Filmin ilk sahnesi hüzünlenişim,
Değerli Sami Bal ağabeyimize yapılanları hem dilinden hem de canlandırmadan dinleyişim ve seyredişim ağlayışım;
Mamak Zindanlarında namaz kılarken şehit edilen Hüseyin Kurumahmutoğlu’nun (Ruhu şâd olsun) başına gelenlerin hem anlatımı hem de canlandırması kahroluşum,
Şehid Mustafa Pehlivanoğlu’nun (Ruhu şâd olsun) idâm sahnesi kopuşumdur benim.
ve Daha niceleri…
Yahu Ne kadar açmışız kardeşim?
Ne kadar muhabbetle bekliyormuşuz böyle bir şeyi?
Filmi seyredince daha net anladım…
Ne sinemaskop değeri ne belgesel değeri,
Arkadaş Bu "VEFANIN DEĞERİ"dir…
Gerisi beni ilgilendirmez…
Şimdi ben bu yazıyı neden yazdım söyleyeyim,
Ne yapayım, ne edeyim diye düşünüyorum, Evet dûa ettim, Allah (c.c) râzı olsun dedim, filme iki kez gittim belki daha da çok gideceğim yani para da verdim, Çok bildiklerime gönül hatrı koydum gidin diye;
Ama…
Yetmiyor be… Bunlar yetmiyor… Böyle Deliliğe ne yapsam yetmiyor kardeşim…
Bu yazdıklarımda yetmiyor biliyorum amma,
"Adım Hıdır elimden gelen budur"
Ey bu filmi yapanlar, İsmini bildiğim ve bilmediğim Destekleyenler, Emek verenler, Para dökenler, Röportaj verenler, gecesini gündüzüne katanlar, filme gidenler, Filme gitmeye parası olmayıpta dûa edenler,
YÜCE RABBİM SİZLERDEN RÂZI OLSUN…
BİLİN Kİ ÇOK DÛA ALDINIZ VE ALACAKSINIZ…
Ahd-e Vefa örneğini göstererek Gelecek nesillere bir Veseka bıraktınız…
Sizlerin Cesaretine ve Deliliğinize gıpta ediyorum…
Rabbim bu dava uğruna selâ okutan şehidlerimize rahmet etsin,Bu kutlu dava için zerre kadar uğraşan gönüllerden râzı olsun…
ALLAH (c.c) TÜRK’Ü KORUSUN…
Saygı, Selam ve dûam ile…