Haksızlık toplumların ruhunu kemiren en büyük hastalıktır. Uğradığı alçak darbe ihaneti yüzünden aşırı hassas davranışlar bazı gerçekleri gözden kaçırılmasına neden olabilmektedir. Aldığım bir mailde darbe karşıtı olduğunu söylenen bir Albay’ın darbeci suçlamasıyla nasıl tutuklandığı anlatılıyordu. Eğer böyleyse durum vahim demektir. Haksızlığa uğradığı söylenen bu albayın durumunun gözden geçirilerek gerçeklerin ortaya çıkarılması şarttır. Hz. Ali “devletin dini adalet” der. Mailin özeti şöyledir.
Darbeye toplantısına katılmaz!
15 Temmuz günü Albay Sait Müjdat Yılmaz, Sarıkamış 9. Komando Tugay Komutan Yardımcılığı görevini devrederek Ankara’ya dönecektir. Albay Yılmaz, akşam saat 20’de kendisi adına verilen veda yemeğine katılmak için askeri gazinodadır. Yemek sırasında tugay komutanı subayları odasına çağırır. Ancak Müjdat albay sonradan “darbe toplantısı” olduğu anlaşılan bu toplantıya katılmaz.
Halkı ve askerleri sakinleştirir!
Gazinoda arkadaşlarının gelmesini bekleyen Müjdat albay, görevi devrettiği Albay tarafından “Komutanım siz de gelseniz iyi olur” denilerek ikinci toplantıya çağrılır. Karargâha geçen Müjdat albayı Tugay komutanı (adı lazım değil), şehir merkezi ve nizamiyeden gelen gürültüleri kastederek “bunları Sakinleştirebilir misiniz?” diyerek, dışarıya gönderir. Albay aşağıya iner. Ortam gergindir ve ne olduğunu bilmemektedir!
Darbeye karşı olduğunu söyler!
“Darbe olduğunu” askerleri kışlaya sokmaya çalışırken öğrenen Müjdat albay, halka kendisinin de darbeye karşı olduğunu söyler ve dışarıya gönderilen tüm askerleri kışlaya sokar. Ancak bu sırada halk, askere ve Müjdat albaya da saldırmıştır. O sırada Müjdat albayı tanıyan bir Sarıkamışlı, saldırganları “Durun komutan bizden!” diyerek linçten kurtarır. Bu kişi tüm bunları daha sonra savcılık ifadesinde de anlatır. Bu arada halkın askere saldırmasına rağmen askerlerin hiçbiri halktan kimseye zarar vermez.
Hiç kimse darp edilmez ya da yaralanmaz. Kimse savcılığa ya da polise suç duyurusunda da bulunmaz.
Bu esnada Tugay Komutanı, tüm personeli yeniden odasında toplantıya çağırır şunu söyler: “YSK tarafından darbe yapılmıştır, herkes tarafını seçsin!”
Müjdat Albay karşı çıkar!
Müjdat albay, bu duruma karşı çıkar, yapılanın kanunlara aykırı olduğunu ifade eder. Kendilerine istihbarat, harekât ve lojistik merkezleri dışında bir emir gelemeyeceğini belirterek, “Yurtta Sulh Konseyi”nin (YSK) emirlerine uymayacağını söyler. Müjdat albaydan cesaret alan birkaç subay daha buna karşı çıkar. Bunun üzerine Tugay komutanı, Müjdat albayı kapı dışına çıkartıp, “ilk araçla Ankara’ya dön!” der.
Müjdat albay çaresizce orduevine geri dönmüştür. Birkaç saat sonra Müjdat albayı arayan 9. Kolordu komutanı Şeref Öngay, tugayın emir komutası kendisine vermiş, yazılı emri de sabah göndermiştir. Müjdat Albay o gece karşısındaki korgeneralin darbeci olup olmadığını dahi bilmeden, “darbeye karşı olduğunu” onun yüzüne karşı söylemiştir.
Tugay komutan vekili olarak atanan Müjdat albay, o sırada kışladan Kars’a takviye amaçlı çıkmakta olan bir Komando Taburunu da durdurmuştur. Ardından tüm mühimmatı kontrol altına almış, kışlayı normale döndürmüştür.
Albay tutuklanıyor!
Bu durum yaklaşık 10 gün sürmüş, Müjdat Albay süreçte sivil ve adli makamlarla uyumlu çalışmıştır. 2016 YAŞ’ının toplanacağı günden 5-6 saat önce, 26 Temmuz gecesi halktan iki kişinin “Havaya ateş etti” iddiaları üzerine tutuklanarak Kars cezaevine konulur.
Müjdat Albayın lehine olan deliller toplanıp savcılığa teslim edilmiş. Sadece MOBESE görüntülerine bakılsa suçsuzluğu anlaşılacağı iddia edilen Albay Müjdat, hala cezaevinde tutulmaktadır.
Belki de darbe başarılı olsaydı, kurşuna dizilecek olan Müjdat albay, darbeci suçlamasıyla tutukludur.
Durum böyleyse vahim bir tabloyla karşı karşıyayız demektir.
Adalet herkese lazımdır!