Ben Adalı Mehmet’im

Ben Adalı Mehmet'im

Daha doğrusu İstanbul’da ülkücü camia arasında “Adalı” lakabıyla tanınırım;

Bunun sebebi de 1960 yılından 1986 yılına kadar İstanbul Heybeliada’da yaşamam ve adada büyümemdir.

Heybeliada da ise “Bursalı Mehmet” olarak tanınırım.

Adalı olmaktan da Bursalı olmaktan da her zaman gurur duydum.

Adada yaşamam dolayısıyla çok sayıda gayrimüslim vatandaşlarımız ile tanıştım onlarla şahsi dostluklar da kurdum.

Onların bazılarıyla derin dostluklarım da vardır.

Onları her zaman TAŞNAK veya EOKA çetecilerinden ayrı tuttum.

Bunu da “hiç saklamadan” her zaman ifade ettim.

1982 yılında adada set yokuşunda düşğüm ve suratımın şeklinin değiştiği ve ön dişlerimin de yolda kaldığı zaman yardımıma ilk defa eczacı Andon Bey koştu.

Toprağı bol mekânı cennet olsun.

Ada Rumlarını da hiçbir zaman Kıbrıslı EOKA çetecileri ile bir tutmadım.

Ben de Ermenistan’ı “Haydut devlet” olarak görenlerdenim.

Aynı haydutluğu 1. dünya harbinde Rus çarlığı kışkırtmasıyla Devlet-i Aliye’nin cephe gerisini vuran TAŞNAK’çı vekalet savaşçıları da yaptılar.

Şimdi yazacaklarımı babamın amcası Hüseyin Sayın’dan duydum;

Hüseyin dedem savaş sırasında TAŞNAK Ermeni isyanının bastırmaya giden orduda askermiş.

Onun anlattığına göre Sivas Erzurum arasında Türk köylerinde bir tane canlı insana da hayvana da rastlamamışlar insanlar camilerde hayvanlar ahırlarda yakılmışlar bunların hepsini de Hüseyin dedem görmüş anlatırken ağlamaklı olurdu.

Savaşta cephe gerinizi vuranlar da “dünyanın her yerinde” tehcir edilirler.

Aynı şey batı Anadolu’da da oldu Egeyi ve Marmara’yı işgal eden vekalet savaşçısı Yunan ordusunun faturasını da Anadolu’dan sürülen yerli Rumlar çektiler.

Ve tabii onlara karşılık Yunanistan’dan Türkiye’ye getirilen mübadil Türkler de aynı cezayı çektiler.

Anadolu’daki TAŞNAK Ermeni isyanında 519.000 Türkün katledildiği raporlarla sabit olup devlet arşivlerinde mevcuttur.

Bunların bir kısmını da bu araştırmalara katılan gazeteci Ali Eşref Uzundere arkadaşımdan öğrendim ondaki fotoğrafları da gördüm o araştırmalarda Eşref köy köy gezmişti.

Ayrıca Heybeliada’da alt kat komşum Hava Plt. Albay Atilla Altıkat Kanada Ottawa da ASALA katilleri tarafından katledildi.

Onlar da o haydut devletin çeteleriydi.

O ASALA çetesi çok sayıda Türk diplomatını da katletti.

Türk istihbaratı tarafından etkisiz hale getirilmeselerdi daha da devam edeceklerdi haydutluklarına.

Katliam Karabağ’da Hocalıda da devam etti ve öylesine vahşet vardı ki çocukların ve kadınların derileri dahi yüzüldü.

Maalesef ki o katliamları yapanların bazıları da doktordular.

Allah onların belasını versin.

Şimdi bugüne sıra geldi.

1992 de Hocalı katliamını kınamadıysanız ve hatta görmediyseniz zulme karşı susan dilsiz şeytansınızdır.

Ve bugün barış havarisi görünme şansınız da konuşma hakkınız da yoktur.

23 Nisan’dan sonra hangi günün geldiğini ben de biliyorum ama Anadolu’da “hayvanlarıyla birlikte katledilen” 519.000 Müslüman Türkün hesabını kim verecek?

Bir zahmet onu da söyleseler de biz de bilsek.

Son olarak işgal edilen topraklarını kurtarmak bir devletin en meşru hakkıdır.

İşte bu gerekçeyle bütün ruhumla ve vicdanımla Azerbaycan’ın yanındayım.

Ayrıca milletler ve devletler arasındaki ilişkilerde dostluk veya düşmanlığın değil milli menfaatlerin geçerli olduğunu da çok iyi biliyorum.

İlk sözüm de son sözüm de “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE”dir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!