Bebeklerle Etkileşim

 

 

Birbirini karşılıklı olarak etkileme işine etkileşim denir. Bir bilginin, bir haberin, bir niyetin, bir konuşmanın ilkel veya gelişmiş bir işaret sisteminden yararlanılarak bir zihinden başka bir zihne yahut da bir merkezden başka bir merkeze ulaştırılması ise iletişimdir. İletişim ancak etkilenme olursa etkilidir. Yani bir şeyi ilete bilirsiniz ama o iletinin ona ulaşması için etkileşim gerekmektedir.

Bebek yaşamının başlangıcında üç aşamadan geçer;

1. Aşama: Bebek önce bütün insanlara karşı ilgi duyar, onları cansız nesnelere yeğler.

2. Aşama: Bebek tanıdığı kişileri (ana-baba-kardeş)yabancılardan ayırmaya başlar.

3. Aşama: Anne babasına yaklaşmak ister ve geçici olarak yabancılardan uzak durmayı yeğler.

Bebeğin bu yakınlaşma eğilimine duyarlı olduğu dönemde ne kadar çok kişi ile yakınlaşırsa onun sosyalleşmesinde daha geniş bir çevre oluşur.

Küçük bebekler, en yakınları arasında ayrım yapmazlar. İlgiye son derece büyük gereksinme duyan süt bebeği kim kendine daha fazla ilgi gösterirse ona bağlanır. Ancak annelerin bebeklerin bakım ve beslenmesine, bu esnada bebeği etkileme isteğine bağlı olarak, babadan daha fazla etkileşim içinde olmak zorunda kalır. Son zamanlarda babaların doğuma olan ilgileri, annenin çalışması, cinsler arası yaklaşımların artması bebeği ile babanın da iletişime geçişini artırmıştır.

Bebekle onunla ilgilenen kişi arasında iki temel etkileşim türü vardır. Bebek ihtiyacını hissettirir. İhtiyacı giderirken ebeveyn istekli ya da gönüllü etkileşim kurabilir. Gönülsüz sistemde, yetişkinler sadece sıkıntıdan kaçınmak ya da sıkıntıyı sona erdirmek için gerekeni yaparlar. Ağlamasını sona erdirmek için bebeği beslemek bunun bir örneğidir. Bebeği sürekli açlıktan uzak tutmak da gönülsüz etkileşimdir.

İstekli sistemde ebeveynler çocuklarıyla istedikleri için sonuçları hoşlarına gittiği için etkileşim kurarlar. Ebeveyni bebekle ilgilenmeye istekli hale getiren şey bebeğin tepkileridir.

Örneğin, Ebeveyn bebeği cıvıldamaya ve gülümsemeye kışkırtır ve bu tepki ortaya çıktığında, yetişkin gülümser ve konuşur. Bu da bebeğin daha fazla gülümsemesine ve kendince sesler çıkarmasına neden olur. Yeni doğanda ve küçük bebeklerde etkileşimin çoğu gönülsüzdür. Ancak bebeklikten çocukluğa geçerken istekli etkileşime girmeye gitgide yetenekli olur. Bu da, bilişsel gelişim, dil gelişimi, motor gelişim gibi gelişim alanlarının gelişimini kolaylaştırır.  Annenin bebekle olan etkileşimi ile bebeğin konuşma öncesi iletişim becerisi birbiriyle ilişkilidir. Zihinsel özrü olan annelerin bebeklerinin dil gelişimi yönünden risk altında olduğu hipotezi ile bu grup erken dönemde ev eğitim programları ile desteklenmiş, anne bebek etkileşiminin artırılmasının dil gelişimini olumlu etkilediği belirtilmiştir.

Bebeğin erken dönemde kendisi ile etkileşime girenleri ve çevreyi izleme ve dinleme becerileri etkileşimin temelini oluşturur. Bu gelişimin bebekte dikkat gelişimini artırdığı da düşünülmektedir.

İlk yılların sonunda bebeklerdeki ağlama davranışının düşük olması ile diğer iletişimsel davranışların fazlalığı arasında bir ilişki bilinmektedir. İlk üç ayda anneleri tarafından kucağa alınan, yüz yüze bakışlarda bebekle konuşan annelerin bebekleri daha az ağlamaktadır. Çünkü anne bu etkileşim de gönüllü ve isteklidir. Bebekte bunu bilir…

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

Ataç, Füsun,(1991) “İnsan Yaşamında Psikolojik Gelişim” İstanbul. Beta Basım Yayın Dağıtım A.Ş. 1991.

Gander, M. J., Gardıner, H.W. (1995) Çocuk ve Ergen Gelişimi.(Çeviren: Bekir Onur, Ali Dönmez, Nermin Çelen)(İkinci Baskı).Ankara:İmge Kitabevi Yayıncılık Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.

Elele Dergisi(1980) “Artık Annelerin Pabucu Dama Atıldı” Sayı:12

Ülgen, G. ve Fidan, (1991) E.Çocuk Gelişimi (Yedinci Baskı) İstanbul. Milli Eğitim Yayınevi

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!