Başkanlık Tartışmaları

 

Esas dışı Konular 1

Türkiye, 15 Temmuz’da kanlı bir darbe girişimi ile karşılaşmış ve bu tehlikeden dik duruşlu evlatları sayesinde kurtulmuştur. Türk Devleti’nin kuruluş felsefesine nefreti bünyesinde barındıran her grup, güruh ve organizasyon fırsatını her bulduğu ortamda farklı yöntemlerle, nefreti gereğini yapacağı aşikârdır. Bu vaziyeti görmek, milli ve vicdanı olan bir bakışla mümkündür. Milli Bakış sahibi Ülkücüler, 15 Temmuz’u oluşturan zihniyeti en başından görmüş, hem topluma hem de yönetenlere göstermiştir. Ancak türlü saiklerle yönetenler tarafından bu uyarılar dikkate alınmamış, hatta en sert sözlerle eleştirildiğimiz, suçlandığımız arşiv kayıtlarında ve hafızalarda yerini muhafaza etmektedir. Bu duyarsızlık ve karşı duruşun hem kendilerine hem de devlete faturası çok ağır oldu. Her şeye rağmen yine de Allah, Türk Devletini korudu.

Hatırlayın, bugün kendi beklentilerini karşıladığını düşünerek övdükleri MHP Genel Başkanına “sen o muhterem zatın adını ağzına alamazsın” diyerek başlayan sövgülerini… Bu zihniyetin övgüsü de, sövgüsü de kendi menfaatlerinin emrindedir. Bugünkü övgüleri işleri bittikten sonra yarınki sövgülerinin de işaretidir.

15 Temmuz’dan sonra oluşan devlete sahip çıkma iradesini, Yeni Türkiye hülyası kuranların yanlış anladığı aşikârdır. Zira 7 Ağustos günü “Yenikapı Mitingi” ile “Yeni Türkiye” ye kapı aralama arzularının konuşmaları, sonraki süreçte eyleme dönüşmüştür.  Oysa 15 Temmuza gelinen süreç siyasi ve ideolojik temelli hataların Türkiye Cumhuriyeti Devletini beka sorunu ile karşı karşıya bıraktığı sadece bizim tespitimiz değil aynı zamanda kendi itiraflarıdır. Beka problemleri onu ortaya çıkaran siyasi kadro ve zihniyete daha fazla imkân ve güç verilerek çözülemez. 15 Temmuza geldiğimiz süreç parlamenter sistemin değil siyasi erkin iradesinin neticesidir. O irade, hatırlayın, 2010 yılında Türkiye’yi bir referanduma sürüklemişti. İçerisinde havuç hükümler olsa da esasta HSYK düzenlemesi odağa alınmış bir referandum yaşadık. O zaman birileri mezardan ölüleri bile kaldırıp “Evet” dedirtmek gerektiğini söylerken “Hayır” diyen Türk Milliyetçilerini yine dinlemediniz. 2010’da referanduma giderken sizi uyardık; “adalet sistemi bir gruba teslim edilemez HSYK düzenlemesi yanlıştır” diye… Dinlemediniz, itiraz ettiniz,” ne yani solculara mı kalsın” dediniz. Oysa biz bağımsız ve tarafsız, güçlü bir adalet sistemini savunuyorduk ve bu yasanın sakıncalarını söylüyorduk. 2010 referandumunda uyarılarımıza rağmen “yetmez ama evet” diyenlerle birlikte getirdiğiniz düzenleme sonucunda başımıza 15 Temmuzda bir darbe geldi, inşallah uyanmışsınızdır…

Şimdi yüksek sesle diyoruz ki, bu Başkanlık sevdası ülkeyi iç gerginliğe, uzun vadede ise bölünmeye sürükler. Dinleyin ve anlayın…

Yoksa, -Allah göstermesin- istenmeyen sonuçlar olursa bu defa anlamanızın hiçbir önemi olmayacak…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!