Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşe yazısında Cumhur İttifakı’nın tartışmaya açtığı yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili çok ciddi iddialar kaleme aldı.
Takan, AKP kulislerinden aldığı bilgiye göre Bahçeli’nin hazırladığı taslağın Saray’da Cumhurbaşkanı başdanışmanı Mehmet Uçum tarafından hazırlanıp MHP’ye gönderildiğini yazdı.
Takan’ın yeni anayasa çalışmasıyla ilgili diğer iddiası da, erken seçim argüman olarak kullanılacağı ve peşinden devlete karşı işlenmiş suçlar içinde kapsamlı bir af çıkartılması. Takan, “Af gündeme gelecek ve her ikisi birden Cumhur İttifakı’nın erken seçim kozu olacak. (Burada hangi kesimlerin kast edildiğini anlıyorsunuzdur. Açmaya gerek duymadım)” ifadelerini kullandı.
Takan, yazısına şu cümlelerle devam etti:
Anayasa çalışmaları ve bu yüzden hazırlanan metinler eğer üzerinde büyük bir toplumsal uzlaşı olursa değerlidir. Ve, büyük toplumsal uzlaşı, olmazsa olmaz şartıdır. Toplumun en geniş kesimleri tarafından tartışılmazsa, katkıları alınmazsa, ortak büyük uzlaşı metni ortaya çıkarılamazsa hazırlayanlar için hatıra olmaktan öteye geçmez.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan “yeni anayasa” tartışmasını ortaya attıktan sonra ilk somut hamle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den gelmiş gibi göründü. Bahçeli, geçtiğimiz Salı günü düzenlediği basın toplantısında bir dosyayı havaya kaldırdı, bunun içinde partisinde hazırlanan 100 maddelik anayasa metni olduğunu kamuoyuna duyurdu. Adettendir, anayasa metni gibi önemli çalışmalar artık basın toplantısı ile duyurulacak kıvama gelmişse bu o toplantıdan sonra ilk olarak basın mensuplarına dağıtılır. Acilen duyursunlar da millet bilgilensin ve tartışmalar başlasın diye… MHP Genel Merkezi’nin yasaklılar listesinde en baş sıralarında olduğumuz için o anayasa çalışmasına ulaşma şansım yok. Ancak, sahada faal olan arkadaşlarıma sordum. Basın toplantısının ardından yeni anayasa çalışması, basın mensuplarına da verilmemiş. Ne olur ne olmaz, eksik bilgi almış olabilirim diye, MHP’nin resmi internet sitesine baktım; orada da yok. Salı gününden beri dikkatle ilgili haberleri kovalıyorum. Alanda çalışan başarılı arkadaşlarımızın kendi özel çabaları ile verdiği bilgiler var:
MHP’nin “ısrarla anayasada olması gerektiğini” savunduğu “iki başkan yardımcısının da halk tarafından seçilmesine yönelik” maddeye AKP sıcak bakmıyormuş.
MHP’nin yeni anayasa çalışmasında “TBMM başkanının seçildikten sonra partisinden istifa etmesine” ilişkin madde de varmış.
Çalışmada yer alan “Merkez Bankası’nın anayasal güvence altına alınmasına” yönelik madde de en fazla konuşulan maddelerdenmiş. AKP’de bu da alerjiye sebep olmuş.
Çalışmada TBMM’ye “YÖK üyelerini seçme yetkisi” de öngörülüyormuş. Bu maddenin de iktidara, “üniversitelere rektör atamalarında TBMM’nin ve millet iradesinin etkin olması gerektiği” yönünde mesaj verdiği dillendiriliyormuş. Bu maddeyle üniversitelere “liyakat sahibi isimlerin rektör olarak atanmasının amaçlandığı” belirtiliyormuş. MHP’nin çalışmasında YÖK yerine “Türkiye Liyakat Kurulu” kurulması da öngörülüyormuş.
“Mış”, “muş” edip duruyorum çünkü, ortada en yetkili birinci ağızdan hazırlandığı açıklanan bir anayasa metni var, ama onu görüp de tamamını okuyan yok!.. AKP’nin, MHP’de hazırlanan taslağın bazı maddelerine uyuzlandığı rivayet ediliyor ancak ortada AKP Grup Başkanı Naci Bostancı’nın övgü ve sevinçle karşılama açıklamasından başka beyanat yok.
Peki, bu nasıl bir iştir?…
Önce işin realitesine teknik açıdan bakalım. Cumhur İttifakı’ndan nasıl bir anayasa metni çıkarsa çıksın bunun Meclis’ten geçme imkanı yok. Cumhur İttifakı’nın oyu 337… Anayasa teklifinin referanduma gitmesi için en az 360 oy, referanduma gitmeden kanunlaşabilmesi içinde en az 400 oy gerekiyor. Şu tabloda, muhalefetten destek almadıkça geçirebilmelerinin imkanı yok.
Peki neden düğmeye basıldı?..
Bu sorunun cevabı ile ilgili siyasi kulislerde çok farklı, çeşit çeşit yorumlar yapılıyor:
-Erken seçim argümanı… Peşinden devlete karşı işlenmiş suçlar içinde kapsamlı bir af çıkartılması gündeme gelecek ve her ikisi birden Cumhur İttifakı’nın erken seçim kozu olacak. (Burada hangi kesimlerin kast edildiğini anlıyorsunuzdur. Açmaya gerek duymadım)
-Millet İttifakı’nı parçalamak. Kendi cephelerini tanzim etmek. HDP üst yapısını ikna edemeseler bile en azından tabanının kafasını karıştırmak ve oradan ne kadar oy tırtıklanabilirse tırtıklamak.
-Pandemi ile birlikte ülkeyi yönetemez hale geldikleri için gündem değiştirmek…
-Dış politikadaki başarısızlıkların ve ‘U’ dönüşlerinin üstünü örtmek…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin anayasa metnini tanıtım (!) toplantısının ardından CHP ve İYİ Parti sözcülerinin açıklamalarına ve daha sonraki tavırlarına bakılırsa; işi ciddi bir tartışma ortamına kaydırmayacakları görünüyor. Kısaca tavırları “Biz MHP’nin anayasa teklifini ciddiye almıyoruz” diye izah edilebilir. Ancak, MHP’nin henüz ortada görünmeyen 100 maddelik anayasa önerisinde giriş kısmının ve mevcut anayasanın değiştirilemez ilk 4 maddesine nasıl yaklaştıkları çok önemli. Türk, Türklük ve ATATÜRK kavramlarını önerilerine nasıl yerleştirdikleri, Cumhur İttifakı’nın geleceği ve HDP’ye göz kırpılıp kırpılmayacağı açısından da büyük tartışmalara yol açacağı bugünden belli. Ortada muhtelif iddialar var… Ama dedim ya; kutsal metin (!) henüz ortada yok. Görmeden de bir şeyler söylemek doğru değil…
AKP grup Başkanı Naci Bostancı’nın açıklamasına göre, sarayın yeni anayasa önerisi de “bayramdan sonra uygun bir zamanda” kamuoyuna açıklanacak. Israrla üzerine gittim ama MHP’nin anayasa önerisinde 100 maddenin bırakın 10’unu, birini bile bilen AKP mebusuna veya “Ben bilmiyorum ama şu arkadaş veya arkadaşlarımız biliyor” diyene rastlamadım. AKP kulislerinde ise MHP tarafından ortaya atılan önerinin sarayda hazırlandığı ve Devlet Bahçeli’ye gönderildiği, hazırlayan ve göndereninin de Cumhurbaşkanı başdanışmanı Mehmet Uçum olduğu iddia ediliyor.