Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Askıda ekmek kampanyasını eleştirenlere tepki gösteren Bahçeli, “Eleştirenler evinde ekmek yoksa söyleyip istesinler” diye konuştu.
‘KKTC seçimlerinde Mustafa Akıncı kazanamazsa bu mesleği bırakım’ ifadelerini kullanan Adil Gür’e de seslenen Bahçeli, “Sözünü tut” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:
“Ekmek fiyatlarının zamlandığı dönemde Samsun İlkadım ilçesinde olduğu gibi dayanışma ve yardımlaşma ahlakıyla idrak edip vatandaşlarımızla buluşturmuştuk. Kendine bile devası olmayan şahıs Ekonomiden Sorumlu Bakanlık görevini icra ediyordu. Askıda ekmek kavgası manevi bir görevi ifa hassasiyetidir. Biz askıda ekmek koyduk, ekmeksizler saklandıkları delikten çıktı.
Türkiye ekonomisi gücüne güç katacak, tüm art niyetli siyaset bezirganlarını ters köşeye yatıracaktır. Karadeniz’de bulunan 320 milyar m3’lük doğalgaz rezervine ilave olarak 85 milyar m3’lük doğalgaz bulunması ekonomide iyimserliği kamçılamıştır. Bu gelişmeler karşısında moralleri bozulan ekmeksizler kendilerini ele vermişlerdir. Askıda ekmek kampanyamıza kara çalanlar utanmalarını bilen gafillerdir.
Bir ekonomist ‘İstediğiniz kadar posta arabasını arka arkaya ekleyin bundan tren olmayacaktır’ demiştir. Bırakın tren olmayı vagon olmaz bunlardan. Dün önüne konulan çanağı deviren kimliksizlerin zilletin askısında nasıl eridikleri görecekleri günler yakındır. Biz ekmeği askıya koyduk, helalden yana tercihimizi gösterdik. Biz ekmek diyoruz, millet diyoruz, refah diyoruz, bereket diyoruz, beka diyoruz, istiklal ve istikbal diyoruz. Büyük ve güçlü Türkyie’ye Cumhur İttifakı’yla ulaşacağımıza inanıyoruz.
Uzun yıllardır ‘Ne olacak bu memleketin hali’ bir buçuk asırdır dildedir. Bu sorunun mahiyet ve muhtevası milletimizin iradesiyle değişmiş, dar kalıplar kırılmış, ‘ne olacak bu dünyanın sonu’ sorusu öne çıkmıştır. Türk milleti dünyayı kavramıştır. Bize göre bir soru bin soruya kapıdır. Akan zamanın neresinde duruyoruz? Karmaşıklaşan hadiselere nasıl bakıyoruz? Karşımızdaki tehdit ve fırsatları nasıl okuyoruz? Akıl ölçüleri dağılmış, ahlak seviyesi tükenmiş hiçbir siyasi ve ideolojik akıl bunlara yanıt veremeyecektir.
Elimizde bir çıkış haritası yoktur. Geleceğimizin nasıl şekilleneceğini, tehdit ve fırsatların neler olacağını önceden tarihi şuuruyla öngörmek, hazırlık yapmak elimizdedir. Bölgesel ve uluslararası krizler gerçekleri görememenin, hazırlıksız yakalanmanın sonucunda ortaya çıkmıştır. Türkiye, Cumhur İttifakı’yla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle tarihin arkasında koşan, olup bitenleri günü birlik analiz eden bir ülke olmaktan tamamen uzaklaşmıştır. Mücadele eden, müdahale eden bir ülke olarak Türkiye bölgesel ve küresel olayların aktif, etkili bir takipçisidir. Bizden habersiz bir kuşun havalanması söz konusu değildir.