Kılıçdaroğlu yenilgisini köşesine taşıyan, yayınına konu eden gazetecilere bugün de yenileri eklendi. Fatih Portakal canlı yayın sırasında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu istifaya çağırırken Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, Milliyet yazarı Melih Aşık, T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz köşelerinde Kemal Kılıçaroğlu’nu hedef tahtalarına koydu.
MUSTAFA BALBAY: BAHAR BAŞKA BAHARA KALDI
Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay “Kemal Bey’in kararı” başlıklı yazısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü kampanyayı masaya yatırdı ve ardından keskin eleştirilerde bulundu.
Balbay “Seçim sonuçlarının bütün partilere göre irdelenecek, ders alınacak yanları var. 21 yıldır her türlü hukuksuzluğu, şantajı, montajı da kullanarak iktidarda kalan Erdoğan’a karşı güçlü bir ittifak oluşturan Kılıçdaroğlu millete vaat ettiği baharı getiremedi.” dedi.
SLOGANINIZ ŞİMDİ BU MU OLACAK: YÜRÜYOR YÜRÜMEKTE OLAN
Seçimden sonra CHP’deki durumu “Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs gecesi ilk açıklaması seçimlere ilişkin derin bir sorgulamanın yapılmayacağını gösteriyor. Öyle anlaşılıyor ki iç değerlendirme şöyle: Çok başarılı bir kampanya döneminin ardından, elde olmayan olumsuz koşullar nedeniyle bizim değil, Erdoğan’ın kazandığı” sözleri ile yansıttı.
“Bahar, başka bahara kaldı” diyen Balbay seçim sürecine ilişkin yaşanan olumsuzlukların tümünün manzeretten ibaret olacağını ve başarının önüne geçemeyeceğini savundu…
Balbay’ın yazısından satır başları:
“Kemal Bey’in çalışkanlığı, sabrı, azmi, kararlılığı herkesin takdirini topladı. Kemal Bey, Türkiye’de hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesini yürekten istedi. Kemal Bey, Ergenekon sürecinden atılan akademisyenlere kadar tüm hak arayanların yanında oldu.
Ancak seçim kazanılamadı.
“Geliyor gelmekte olan” dendi. Olmadı… Bunun neden olmadığını sorgulamadan “Yürümeye devam edeceğim” derseniz sloganınız şu mu olacak:
Yürüyor, yürümekte olan!
Türkiye 3-5 seçimlik ülke değil. Bu günler aşılır. Asıl olan, nasıl aşılacağını iyi tartışmak.
Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz!” ifadeleri kullandı.
FATİH PORTAKAL: APTAL DEĞİLİM
Gazeteci Fatih Portakal’dan Sözcütv yayını sırasında Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na istifa çağrısı geldi. . Portakal, “Ukala bir insan değilim. Ama akıllı bir insanım. Aptal bir insan değilim” dedi.
Portakal kendi sunduğu Sözcü TV haber programında yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:
“Filmin sonunda akıllarda kalan, kaybeden kim? Kemal Kılıçdaroğlu. Çalışmadı mı? Çok çalıştı. Diğerlerinden bile çok çalıştı. 74 yaşına rağmen o sahadan o sahaya gitti. En güzeli de sakindi. Bağırmadı, el hareketi yapmadı, hakaret yapmadı. En güzel yaptığı şey kalp işaretiydi. Kaybetti. Peki göreve devam edecek mi?
HAK EDİLMİŞ BİR MALUBİYET
Seçim gecesi önce Kılıçdaroğlu, sonra Meral Akşener konuştu. İkisinin de istifa etmeye niyeti yok. Türkiye’deki demokrasi maalesef bu. Bakın, Kemal Bey hak etmedi mi? Evet, yani hak edilmiş bir mağlubiyet. Helaliyle kaybedilmiş bir seçimden bahsediyorum. Kemal Bey bir yurttaş olarak, bakın ben hiçbir partiden değilim.
Zaman zaman CHP partisine Kemal Kılıçdaroğlu olduğu için oy verdim. Artık siz bu partiden gitmelisiniz. Yerel seçim var diye ertelememeniz gerekiyor. Bir kan değişikliğine ihtiyaç var. Seçime giden değil, kazanan bir lider olmanı gerekiyor. Her seçime giriyorsunuz ve kaybediyorsunuz. Bu önemli bir seçimdi sizin için. Bu önemli seçimi kaybettikten sonra bir daha şansınızın olmaması gerekiyor.
ÇARESİZLİĞİN GÖSTERGESİ
Sizin ayrılıp ailenize vakit harcamanız gerekiyor. Başka insanlara bu koltuğu vermeniz gerekiyor. CHP’nin silkinmesi gerekiyor. Yönünü bulması gerekiyor. Milliyetçi bir CHP’den mi, solcu bir CHP’den mi, muhafazakar bir CHP’den mi bahsediyoruz, kimliği nedir CHP’nin onu bile bilmiyoruz. Şu son haftadaki savruluşunuz bile çaresizliğin bir göstergesi.
Kibarlığınıza, sakinliğinize hiçbir şey demiyorum. Keşke değişim olabilseydi. Değişim olmadı. O zaman siz değişin. O zaman siz değiştirin. Koltuğu siz bırakın. Bırakın, siyasetten ayrılın. Bu partiyi mutlaka yönetebilecek insanlar vardır. Ama bir değişikliğe ihtiyaç var.
CHP’nin yönünü bulması gerekiyor. Benim de verebileceğim akıl bu. Ben en az onlar kadar zekiyim. Bir yurttaş olarak, gazeteci olarak akıl veriyorum. Erdoğan’a da, Bahçeli’ye de, Kılıçdaroğlu’na da veririm. Ukala bir insan değilim. Ama akıllı bir insanım. Aptal bir insan değilim.”
MMEHMET Y. YILMAZ: KILIÇDAROĞLU BAYKAL’IN ÖĞRENCİSİ
Mehmet Y. Yılmaz ise t24’deki köşesinde Kemal Kılıçdaroğlu ve Baykal’ın birlikte bir fotoğrafını kullanarak, Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ın öğrenci olduğunu hatırlattı.
“Erdoğan kazandı, Kılıçdaroğlu kaybetti.” diyen Yılmaz yazının devamında Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nun rakipliğinden memnun olduğunu ve Kılıçdaroğlu’nun adaylıktan vazgeçmeyerek hırsına yenildiğini yazdı.
Yılmaz “Kılıçdaroğlu, kalkmak istemediği o koltuktan partinin delegeleri tarafından kaldırılabilir mi, bugünden bir şey söylemek zor Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de bir kazanan var, bir de kaybeden.” sorusunu yönetti.
Yılmaz’ın “Kılıçdaroğlu, Baykal’ın öğrencisi” başlıklı yazısının o bölümleri:
“Bu partiden bir Deniz Baykal geçti ve Kılıçdaroğlu da belli ki ondan çok şey öğrenmiş.
Kılıçdaroğlu, kalkmak istemediği o koltuktan partinin delegeleri tarafından kaldırılabilir mi, bugünden bir şey söylemek zor.
Ancak unutmayalım ki CHP tüzüğü, genel başkan ve çevresinde toplanmış bir kliğin canları istediği kadar o görevlerde kalabilmeleri için tasarlanmış bir tüzük.
Şu anda bu parti için “olağan genel başkan adayı” Ekrem İmamoğlu’nun bu engeli aşabilmesinin yolu ise toplumsal tepkiyi, partinin içine taşıyabilmesinden geçiyor.”
MELİH AŞIK: HESAP VAKTİ
Milliyet yazarı Melip Aşık ise Kılıçdaroğlu’nun anketlerde kazanacak aday olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adları öne çıkmasını kulak ardı ettiğini vurguladı. Aşık’ın diğer bir eleştirisi ise diğer parti liderleri ve adaylarının kolaylıkla Meclis’e sokulması yönünde oldu. Aşık “Masa’ya bol keseden cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık ve milletvekilliği vaat ederek kendisini seçtirdi.” diye yazdı.
Melih Aşık’ın “Hesap Vakti” başlıklı yazınını o bölümleri:
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına ne CHP üyeleri ne Parti Meclisi karar verdi.
Kemal Bey adaylık kararını kimseye sormadan kendisi aldı.
Altılı Masa’yı kendisi kurdu.
Adayı Altılı Masa’nın seçeceğini kendisi açıkladı.
Sonra Masa’ya bol keseden cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık ve milletvekilliği vaat ederek kendisini seçtirdi.
Anketlerde kazanacak aday olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adları öne çıkıyordu.
İyi Parti içinden “Kemal Bey’le kazanamayız” sesleri yükseliyordu.
Kılıçdaroğlu Yavaş ve İmamoğlu’nun yolunu kapattı, Masa’ya kendini seçtirdi.
Tüm sorumluluğu üstüne aldı.
Bu arada sadece kendisi kaybetmedi.
Partisi de kaybetti.
Koşullar çok müsait olmasına rağmen CHP öncülüğündeki Millet İttifakı 212, AKP öncülüğündeki Cumhur ittifakı 323 sandalye kazandı.
CHP’nin Meclis’e soktuğu 38 sağcı milletvekilinin desteğiyle Cumhur İttifakı Anayasa’yı değiştirecek sayıya (360) ulaşmış oldu.”
CHP geçen seçime göre daha çok oy almasına rağmen Meclis’teki sayısı geçen seçimden daha aza indi. Laik Atatürkçülerin ağırlığı iyice azaldı.
Sonuçta ortada bir sorumluluk ve ödenmesi gereken bir hesap var.
Bu hesabı kim, nasıl ödeyecek?