İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem, 2017 yılında yazdığı bir makalede Türkiye’deki geçici koruma altındaki Suriyelilerin vatandaşlığa alınmaları durumları için yaptığı tavsiyeler dikkat çekti.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem’in 2017 yılında “Kamu ve Özel Uluslararası Hukuk Bülteni” dergisi için kaleme aldığı “Geçici Koruma Statüsündeki Suriyelilerin Sosyal Siyasi ve Vatandaşlık Hukuku Bakımından Türkiye’deki Durumları” başlıklı yazısında Suriyelilerin vatandaşlık almaları durumunda uygulanacak hukuki gereklilikleri dile getirmesi dikkat çekti.
Erdem’in yazısında sıraladığı gerekliliklerin, AKP’nin Suriyeli politikasına tavsiye niteliğinde olduğu dikkat çekmiştir.
Erdem, çalışmasının giriş kısmında çalışmanın amacının, “Türkiye’nin adeta başına kalan ve halletmesi gereken bu sorunu, sosyal, siyasi ve özellikle de vatandaşlık hukuku bakımından gerçekçi bir yaklaşımla irdelemek” olduğunu belirtmiş ve Suriyelileri Türkiye’ye ve Türk halkının arasına yerleştirip kabul ettirmenin apayrı bir iş ve politika olduğunu vurgulamıştır.
“YAVAŞ YAVAŞ VE ZAMANA YAYARAK ALMAMIZ ŞARTTIR”
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusunda gereklilikleri sıralayan İYİ Partili Erdem, “Suriye’den gelen geçici koruma altındaki kişilere vatandaşlık politikası bakımından neler yapabileceğimizi toplum olarak iyice düşünüp, ileride alacağımız kararlara bugünden hazırlanmak ve iktidarıyla, muhalefetiyle her kesimin fikrini alarak, yani tam bir devlet politikası şeklinde ortak bir karara vararak, varılan bu kararın da halka açıkça anlatılması gerekmektedir” ifadelerini kullanmıştır. Erdem’in sıraladığı gerekliliklerden biri de, “Hukuki düzenleme bakımından, Vatandaşlık Kanunu’nun ‘sonradan vatandaşlığa alma’ yapısını, hükümlerini bozmadan, hangi niteliklere sahip olan Suriyelileri vatandaşlığa almak istediğimizi belirleyerek, yavaş yavaş ve zamana yayarak almamız şarttır” ifadeleriyle aktarılmıştır.
Erdem çalışmasında, Türkiye’nin, Suriyelileri vatandaşlığa almaya siyasi bakımdan karar vermesi halinde bu kararın hukuki düzenlemesinin, Türk vatandaşlık hukukun temel prensiplerini ve kurallarını bozulmadan oluşturulmasının şart olduğunu belirtmiştir.
Erdem yazısının sonuç kısmında ise aşağıdaki ifadelere yer vermiştir:
“Devletin, vatandaşlarından, adeta küçük bir Avrupa ülkesi nüfusu kadar olan Suriyelileri bünyesinde hazmetmesi gibi bir beklentisi var ise o zaman politikasını, toplumun tepkisini çekmeyecek, toplumsal barışı ne şimdi ne de ileride bozmayacak şekilde oluşturması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki bu kadar büyük insan kitlelerinin oldu bitti politikalarla vatandaşlığa alınması halinde, toplumun bunu kabul etmesi mümkün değildir. Toplumun genel kabulünü almadan oluşturulan vatandaşlık politikaları Türk milletinin alicenaplığı için dahi çok büyük bir sınav olur.
