DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın geleceği Avrupa’da gördüğünü ifade ettiği açıklamasına, “Ne oldu da geleceği Avrupa’da görmeye başladınız?” sorusuyla yanıt verdi. Babacan, “Türkiye sizin deneme tahtanız değil. Deney laboratuvarınız da değil. Bu ülkenin vatandaşları da kobay değil” dedi.
Partisinin 1. Olağan Kongresine katılmak üzere Samsun’a gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, önce il binasının açılışını yaptı. Ardından vatandaş ve esnafla sohbet etti. Daha sonra da kongreye katıldı.
Kongrede konuşma yapan DEVA Partisi Genel başkanı Ali Babacan, ülkenin derin bir ekonomik krizden geçtiğini adeta çoklu sistem krizi yaşadığını belirterek, ülkenin dış ilişkilerde gerekli, gereksiz polemiklerin içine sokulduğunu söyledi.
İktidarın içeride zora girdiği zamanlarda başka ülkelerin liderleriyle kavgaya tutuştuğunu söyleyen Babacan, bu çıkışların içerideki sorunları örtmek için yapıldığını ileri sürdü.
“DIŞ POLİTİKA RAFTA, GÜVENLİK SINIR BOYU DUVARDA”
Türkiye’nin komşularıyla olan ilişkilerinin son dönemlerde bozulduğuna dikkat çeken Ali Babacan şöyle dedi:
* Ağrı’nın İran sınırına 81 kilometrelik duvar yapıldığını öğrendik. Zaten Suriye sınırımızda da 800 küsür kilometrelik duvar da tamamlandı. Dış politikayı, diplomasiyi rafa kaldırdıkları için güvenliği ancak sınırlar boyu duvar çekerek sağlıyorlar. Böyle bir şey kabul edilemez. Biz vaktiyle dış ilişkileri yönetirken komşularımızla iyi ilişkileri hedef aldık.
* Bütün bu çoğrafyada insanlar rahat hareket edebilmeli dedik. O günlerde hem üretimimiz hem de ihracatımız hızla arttı. İnsanların refahı arttı. Bundan en çok sınır illerimiz istifade etti. Ama şimdi uygulanan bu yanlış politikalarla ülkemiz gittikçe içine kapanıyor. Komşularından ve dünyadan kopuyor. Ve sürekli yoksullaşıyoruz.
Avrupa ile kavga edenlerin son günlerde U dönüşü yaparak geleceklerini Avrupa’da gördüklerini eleştiren Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
* İktidara sesleniyorum. Avrupa’yla NATO ile kavga ederek, batıyla kavga ederek tüm ülkeyi kendi şahsınızın merkezi haline getiren sizsiniz. Ülkeyi yoksullaştıran da sizsiniz. Bütün bu politikaların bedelini sadece bu halk mı ödeyecek? Siz hesap vermeyecek misiniz?
* Türkiye Cumhuriyeti sizin deneme tahtanız değil. Deney laboratuvarınız da değil. Bu ülkenin vatandaşları da kobay değil. S-400 füzelerine milyarca doları veren bunlar değil mi? Açıp kapağını kullanamıyorlar. F-35 savaş uçaklarına milyarca doları ödeyenler bunlar değil mi? Bir tane uçak alabildiler mi?
* Bunun adı güvenlik politikası mı bunun adı dış politika mı? Yazıktır günahtır. Biz hep dış politikada kazan kazan görüşüne alışığız. Ama bu hükümet, bu vatandaşa kaybet kaybet formülünü de gösterdi. Sizin yanlışlarınızın bedelini ödeyen bu millete bir açıklama yapın. İnsanlar konuşmuyorlar ama bu millet her şeyi görüyor ve kaydediyor.
“ESKİDEN VERGİLER YOL SU ELEKTRİK OLARAK GERİ DÖNERDİ ŞİMDİ BUHAR OLUYOR”
Vergilerden elde edilen paranın faiz ödemelerine gittiğini vurgulayan Babacan şu ifadeleri kullandı:
* İşini bilen dürüst bürokratlara faizci diyordunuz. Bunlar faiz lobisinin adamları diyordunuz. Ne oldu da döndünüz? Merkez Bankasına 3 kere başkan değiştirdikten sonra faizleri arttırma talimatı verdiniz. Merkez Bankamız tüm dünyada uygulanan en yüksek faizlerin birini uyguluyor. Arka arkaya görev yapan ve bağımsız duran merkez bankası başkanlarını sürekli yıprattınız. Vatana ihanete kadar suçladınız.
* Bazı bakanlarımızı mitinglerde yuhalattınız. Bütün ipler sizin elinizde değil mi? Ne oldu da faizi artırmak zorunda kaldınız? Bunu açıklamanız lazım. Yakın akrabayı ortadan kaybedelim bir kaç tane bakanı değiştirelim ondan sonra hiç bir şey olmamış gibi yolumuza devam edelim. Böyle bir şey yok. Hesap vermek zorundasınız. İnsanlar kan ağlarken böyle devam edemezsiniz. Ederseniz bu millet size sandıkta hesap sorar.
“KOPYA VERİYORUM HAZIR MISINIZ?”
Kendi söyledikleri ve ürettikleri fikirlerin bir süre sonra iktidar tarafından konuşulmaya başlandığını belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Biz güven olmadan ekonomi güçlenmez diyorduk. Şimdi aynısı söylüyorlar. Demek ki akılları başlarına geliyor. Aynı kopya çeken öğrenciler gibi. İşin aslını bilmeyince kopya çekerek ekonomi düzelmiyor. Kopyasız bir iş yapamıyorlar. Akılları yeni başlarına geliyor. Onu test edeceğiz. Anladılar mı anlamadılar mı göreceğiz. Ders almayız dedikleri için biraz da kopya verelim diyorum. Hükümete sesleniyorum. Hazırsanız kopya vermeye başlıyorum” diyerek konuşmasına şöyle devam etti:
* Anayasayı ihlal etmek, alt mahkemeye Anayasa Mahkemesinin kararına uymamasını telkin etmek size güven kazandırmaz. Bu toplumu kutuplaştırmak, bazı toplum kesimlerini öteki ilan etmek düşman ilan etmek size güven kazandırmaz. Dış ilişkilerde herkesi düşman ilan edip yapayalnız kalmak size güven kazandırmaz. Bugünlük bu kadar kopya yeter. Siz biraz daha ders çalışın. Ders almıyoruz diyorlar ama bari şu ülkenin içinde olduğu durumdan ders çıkarsalar.
“GÜVEN YOKSA EKONOMİ BÜYÜMEZ”
Türkiye’nin çevresindeki ülkelerde istikrarsızlığın hakim olduğunu anlatan Babacan sözlerini şöyle sonlandırdı:
* Daha geçen ay hemen doğumuzda bir çatışma daha yaşandı. Güneyimizde yıllardır huzur sağlanamıyor. Batımızda Yunanistan, 11-12 yıldır ekonomik krizle boğuşup duruyor. Türkiye, bu bölgede demokrasinin, özgürlüklerin doyasıya yaşandığı örnek bir ülke olmak zorunda. Türkiye güven duyulan bir ülke olmak zorunda. Güven yoksa dış politikadaki ilişkileri yürütemezsiniz.
* Güven yoksa sözünüzü dinleyen olmaz. Şu an yaşanıyor. Bağırıyorlar çağırıyorlar. Türkiye’den çok gürültü geliyor diyerek kulaklarını kapatıyorlar. Güven yoksa ekonomi büyümez. Biz bu yanlışlara dur diyeceğiz. Ülkeyi daha itibarlı duruma getireceğiz. Konuşunca sözümüzü dinleteceğiz. Dostlarımızın sayısını artıracağız, düşmanlarımızın sayısını azaltacağız. Biz bunları yapmak için hazırız.