Avrupa’da ( Hollanda’da) Türk Olmak

Geçtiğimiz günlerde Hollanda Türk Federasyonu’nun daveti üzerine burada yaşayan Türk kardeşlerimizle birlikte olduk. Dört ayrı şehirde programlara katılırken beş şehirde de oralarda yaşayan Türklerin ahvalini temaşa etme fırsatı bulduk. Önce şunu ifade etmeliyim ki, Hollanda’da yaşayan Türkler inanılmaz bir gayret göstererek kültür ve inançlarını korumanın ve Avrupa’daki yeni yetişen nesle aktarmanın mücadelesini veriyorlar. Üstelik aynı oranda da Türkiye’de yaşanan olaylarla ilgileniyor ve kafa yoruyorlar. Belki de karşılaştığım tek üzücü nokta yetişen neslin Türkçeyi kullanamamasıdır. Hollanda hükümetinin Türkçe derslerini kaldırması yetişen nesli ana dilimizden uzaklaştırmış. Bu noktada Türkiye elinden geleni yapmasa Avrupa Türklüğü bir nesil sonra Türkçe konuşamayacak…

Bir şeyler anlatmak için gittiğim Hollanda’dan çok şey öğrenerek döndüm. İşte bu yazımda orada gördüklerimi ve Hollanda’daki Türkleri yazmak istiyorum.

Amsterdam’a iner inmez Amsterdam Türk Kültür Merkezi başkanı Erim Bey ve dernek muhasibi bizi karşıladılar. Hiç vakit kaybetmeden Derneğe geçtik ve orada bizleri bekleyen yaşlısı genci pek çok gönül insanına gönlümüzdeki ıstırapları anlatmaya çalıştık. Hem Federasyon genel merkezi hem de dernek bir arı kovanını andırıyordu. Programın ardından derneğin hızlı şoförü Ayhan Bey ve yöneticilerle Utreht Türk Gençlik Merkezi tarafından organize edilen programa yetişmek için yola çıktık. Utreht’te da  Ulu camii imamının okuduğu Kur’an ve dernek başkanı Mehmet Bey’in açılış konuşmasının ardından gece yarısına kadar devam eden bir program yaptık. Tam manası ile bir gönül ziyafeti şeklinde devam eden program kaldığı yerden sabah namazının ardından, ana vatandan binlerce kilometre ötede içilen bulgur çorbası ile devam etti. Camii imamı İbrahim Bey tam bir gönül dostu. Her Pazar, sabah namazından sonra camiinin lokalinde çorba içme geleneğini daim hale getirmiş.

Buradan, Tilburg’a dernek başkanı Ercan Karabulut ile birlikte Tilburg Türk Gençlik Derneği’ne geçtik. Yüreklerin bam telini titreten bir program yapıldı Tilburg’da… Ayrıca Hollandalıların Hoca Dede dedikleri Hüseyin Dede Aksar’ı ziyaret ettik. Hoca Dede hasta olduğu için programa katılamama ezikliğini beyan etti. Müthiş bir insan. 30-40 yıl önceki olayları, yer, tarih, saat belirterek anlatıyor. Tam bir gönül insanı… ve program sonunda Hollanda Türk  Federasyonu genel sekreteri Murat Güven ile birlikte gece yarısına doğru Nijmegen Türk Kültür Derneğine ulaştık. Burası Hollandalı Türklerin büyük fedakarlıkları ile alınıp mülk edinilmiş 4000 metre karelik bir yer. Dernekte spor sahalarından mescitlere, ders odalarından dinlenme odalarına kadar ne ararsan var.

Arnhem Hoca Ahmet Yesevi İlim ve Kültür Derneğine geçtiğimizde ise koca bir küllüye ile karşılaşacaktık. Buradaki 500 kişilik salon yaşlı-genç, kadın-kız tıka basa dolu…

Her yerde olduğu gibi burada da program Kur’an ve İstiklal Marşı ile başladı. Protokol konuşmalarının ardından bir saat kadar süren konferansta özet olarak şunlara değindik:

Türk gibi yaşayan, Türk gibi düşünen, Türk gibi hisseden herkes Türk’tür.”  Diyoruz. Çünkü ırkçılığı reddediyoruz. “Bizim milliyetçiliğimiz kültür milliyetçiliğidir.” Vurgusu ile Türk kültürünü duruşumuzun öznesi olduğunu hatırlamanın faydalı olacağı kanaatindeyiz. Ve bu kültür milliyetçiliğinin esasını da Türk töresi ile İslam ahlakının oluşturduğu hatırlanacak olursa Göktürk abidelerinden günümüze kadar uzanan eserlerimiz milli duruşumuz hakkında bize iyi bir yol gösterici olacaktır. Bilge Kaan’ın, Çin ipeklerine ve kadınlarına kanmamak gerektiğini belirtip Ötüken’i kutlu yurt  şeklinde tanımlamasına: oradan silsileyi günümüze taşıyarak Erol Güngör Hoca’nın, bu hareketin fikir öncüleri Türk milletinin bir başkasını model almayacak kadar orijinal bir medeniyete sahip olduklarına inandıklarını söylemiştir.

Buradan hareketle devleti ebedi müddet deyip aleme nizam verme ülküsü için birlik idealine gönül verenlerin inançlarına sahip çıkma mecburiyeti vardır.

Nurettin Topçu’nun,  “O zaman gaye ve emel birliği içinde aynı dili sevmiş, aynı imana sahip, bedenini ruhuyla anlaştırmış ve onun iradesiyle düzenlemiş, aynı ahlak kaidelerine sarılmış, hem de aynı ırkın hamurundan yapılmış, toprağı aynı kanla sulanmış; genci ihtiyarına itaatli, ferdi devletine minnettar, devleti halkına şefkatli, Allah hakimiyetine hep birlikte teşne bir büyük Sevgili’ye hep birlikte aşık; gökleri dua, toprağı secde kokan bir vatana hep birlikte bağlı bir millet.” Şeklinde izah ettiği gibi bir anlayış Türk milletinin parolası olmalıdır.”

Velhasıl 4 günlük Hollanda ziyaretinde gördüm ki, buradaki gönüldaşlarımız inanılmaz bir şevk ile mili ve ahlaki değerlerini korumaya çalışıyorlar.

Hepsinden önemlisi tıpkı sahabenin karşılıksız bir sevgi ile yaşadıkları yerleri terk etmesi gibi helal rızık derdi ile gurbet elleri mekan tutan Avrupa Türklüğü bence tıpkı sahabe gibi bir misyonu yaşatıyorlar. Ve bizlerden manevi destek istiyorlar.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!