Anne olmayı önleyebilen tehlike

featured

Rahmin içini döşeyen ve adet gören kadınlarda her ay kalınlaşıp dökülen endometrium tabakasının çeşitli etkenler nedeniyle rahim dışında, örneğin yumurtalık, tüpler, karın zarı, bağırsak ile mesanede bulunması ‘endometriozis’ olarak adlandırılıyor. Endometriozisin yumurtalıklarda oluşmasına da ‘çikolata kisti’ deniliyor. Türkiye’de üreme çağındaki her 10 kadından birinde endometriozis görülürken, bu hastaların yaklaşık yüzde 17-44’ünün yumurtalıklarında çikolata kisti teşhis ediliyor. En yaygın görülen belirtileri ise adet döneminde, cinsel ilişki veya dışkılama sırasında yaşanan ağrılar oluyor. Ayrıca kronik pelvik ağrısı da yine sık görülen belirtilerinden.

Hangi belirtiler ile kendini gösterdiğinia açıklayan Prof. Dr. Mete Güngör, şöyle devam etti:

“Çikolata kistleri, boyutları küçük olduğunda (< 4 cm) herhangi bir belirti ve hasar vermeyebiliyor, yani ağrı olmayabiliyor. Ayrıca hastalar bu kistlerle rahatlıkla hamile kalabiliyor. Ancak çikolata kisti, özellikle yumurtalıkla birlikte diğer bölgeleri de etkilediği durumlarda, değişik derecelerde ağrıya yol açabiliyor. Endometriozis hastalığının yumurtalıklarda meydana gelmiş şekli olan çikolata kistinde, ağrılı adet, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken veya dışkılamada ağrı, bel veya kronik pelvik ağrısı, bulantı-kusma ile karın şişkinliği gibi bulguların herhangi biri oluşabiliyor. En yaygın belirtileri ise adet döneminde, cinsel ilişkide veya dışkılama sırasında gelişen ağrı ile kronik pelvik ağrıları oluyor.”

Hamilelik oluşumunu konusunda, Prof.  Dr. Mete Güngör, “Yumurtalıkta bulunan endometrium tabakası, her ay kanaması sonucunda kist haline geliyor. Bu tabakanın içinde biriken sıvı erimiş çikolata şeklinde olduğu için ‘çikolata kisti’ olarak adlandırılıyor. Çikolata kistleri hamile kalmanın önündeki en önemli engellerden biri olarak görülüyor. Öyle ki hamile kalamayan kadınların yüzde 17’sinde çikolata kisti teşhis ediliyor. Bunun nedeni ise çikolata kistinin yumurtlama fonksiyonlarını bozarak ve tüpler ile yumurtalıklarda yapışıklıklar oluşturarak hamile kalmayı zorlaştırabilmesi.” diye konuştu.

Çikolata kistleri, nadiren olsa da kötü huylu tümöre dönüşebildiğinden bahseden Prof. Dr. Mete Güngör, “Bu nedenle özellikle ileri yaşlardaki hastalarda teşhis edilen çikolata kistleri çok daha dikkatli değerlendiriliyor” şeklinde konuştu.

Prof.  Dr. Mete Güngör, tedavi yöntemleri olarak şunları söyledi:

“Kronik bir hastalık olan endometriozis ile çikolata kistlerinin kesin bir tedavisi mevcut değil. Eğer çikolata kisti küçükse ve belirti vermiyorsa, takip altına alınması yeterli geliyor. Tedavide hangi yönteme başvurulacağı; kistin büyüklüğüne, semptomlarına ve hastanın çocuk sahibi olmak isteyip istemediğine göre değişiyor. Ağrının temel sorun olduğu durumlarda genellikle önce ilaç tedavisi uygulanıyor. Medikal tedaviyle kistlerin yol açtığı yakınmalar azaltabiliyor veya ortadan kaldırılabiliyor. Ayrıca endometriozisin ilerlemesi yavaşlatabiliyor ve kist cerrahi yöntemle çıkartıldıysa yeniden gelişme riskini düşürüyor. Progestinler, vajinal halka, doğum kontrol hapları, hormonlu spiral ile GnRH agonistleri, medikal tedavi yöntemlerini oluşturuyor.”

Prof.  Dr. Mete Güngör, çikolata kistlerinin semptomları hayat kalitesini etkiliyorsa ve medikal tedaviden yanıt alınamıyorsa, hasta tüp bebek tedavisi gördüğü halde hamile kalamıyorsa veya mevcut kistin kanserojen olma ihtimali varsa cerrahi seçenek gündeme geldiğini söyledi.

“Çikolata kistinin cerrahi yöntemle çıkartılması şikayetlerin ortadan kalkmasını sağladığı gibi yumurtalıkta oluşan hasarın ilerlemesini önleyebiliyor ve hamilelik şansını artırıyor” diyen Prof. Dr. Mete Güngör, “Ayrıca tüp bebek tedavisi görecek olan hastalarda çikolata kistlerinin yok edilmesi yumurta toplama işlemini kolaylaştırıyor.” ifadelerini kullandı. Kadın Hastalıkları ve Doğum / Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, ancak çikolata kistlerinin tekrarlayabilen bir hastalık olduğuna işaret ederek, “Cerrahi sonrası, yapılan ameliyatın şekline ve ameliyat sonrası uygulanan medikal tedaviye göre hastalığın yüzde 9-25 oranında tekrarlama ihtimali oluyor” dedi.

Günümüzde çikolata kistinin vücuttan çıkartılmasında genellikle kapalı cerrahi yöntem tercih ediliyor. Laparoskopi olarak adlandırılan bu yöntemde yüksek çözünürlüklü kameralar sayesinde yumurtalıklar ve rahim görüntülenebiliyor. Böylece büyük kesilere ihtiyaç duyulmadan çikolata kistinin çıkartılması mümkün oluyor. Prof. Dr. Mete Güngör, laparoskopik cerrahinin çikolata kistinde iki şekilde uygulanabildiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Laparoskopik kistektomi: Yumurtalıktaki sağlam dokular korunarak sadece çikolata kistinin kapsülü çıkartılıyor veya kist boşaltılıp duvarı yakılabiliyor. Böylelikle kist sağlam dokuya en az hasar verecek şekilde temizleniyor.

Laparoskopik Ooforektomi: İlerlemiş olgularda, hamilelik düşüncesi olmayan hastalarda veya kistin kanser açısından şüpheli olduğu durumlarda yumurtalığın tamamı çıkartılıyor. ”

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!