Anayasa’nın İlk 4 Maddesi, Milli ve Üniter Devlet

Anayasa'nın İlk 4 Maddesi, Milli ve Üniter Devlet

Bu yazımda son dönemde siyasetin ve bazı kesimlerin ara ara gündeme taşıdığı, Anayasa’nın ilk dört maddesine ilişkin tartışmaları değerlendirmeye alacağım. Bu durumun konuşulmasının bile utanç verici olması gerçeğinin dışında, gerçekleşmesi halinde Ortaçağ karanlığına geri döneceğimizi hatırlatmak gereğini hissediyorum. Nitekim, Anayasa’nın ilk dört maddesinin esasen koruduğu şeyler; Cumhuriyet, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dilinin Türkçe olması hususlarıdır. Bu kavramların bu kadar önemsenmesi ve bu çerçevede Anayasa’nın 4. Maddesi ile değiştirilemez maddeler olarak değerlendirilmesi çok yerindedir. Bunun için bu kavramların Türkiye Cumhuriyeti açısından ne anlama geldiğini açıklamak gerekmektedir.

Cumhuriyet kurulmadan önce imparatorluklar ve feodal beyliklerin yıkılma süreci başlamış ve bunlar yerine dünyada millet bilinci olan milli devletler kurulmuştur. Bu bağlamda, İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletleri bu süreci çok önceden tamamlayarak milli devlet olmayı başarmışlar ve Batı medeniyetini milli devlet olarak oldukça yukarı seviyelere taşımışlar; milli bilinç oluşturarak ise dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girmişlerdir. Günümüzde gelişmiş olarak nitelendirilen ülkelerin hepsi milli devlet olmuş ve çok güçlü bir “millet bilincine” sahiptirler, gelişmekte olan ülkelere bakacak olursak, bu ülkelerin hepsinin ya milli devlet olamadığını, ya da milli devlet olmakta çok geç kaldığını görebiliriz.

Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile dönemin önde gelen aydınları için de yeni kurulan devletin milli devlet olarak kurulmasından başka çare bulunmamaktaydı. Nitekim, dünyanın toplumsal evrimi ve bir gerçeği olarak topluluklar döneminin kapandığı ve bu çerçevede toplumların, yani milletlerin oluşması kaçınılmazdı. Milli devletin kurulması için halkta bir “millet olma” bilincinin oluşması ve ortak bir milli kültürün bulunması şarttır. Bu çerçevede, Anayasa’nın ortak dil ve kültüre sahip Türk milletini bölünmez bir bütün olarak göstermesi milli devlet olmanın en önemli koruyucusu niteliğindedir. Benzer şekilde, milli devlet olmanın bir diğer önemli koruyucusu ise ortak kültüre sahip halkın yine halk tarafından yönetilmesi ve egemenliğin millete ait olmasıdır. Cumhuriyet de bu yolla milli devleti koruyan en önemli hususlardan biridir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında milli devlet olmayı başaran Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ulus devlet olarak kalmayı Anayasa’nın ilk dört maddesi sayesinde başarmıştır. Şimdi Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilmesinin teklif edilmesi bir yana, konuşulması dahi milli devlete yerel unsurlar tarafından saldırı niteliği taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milli devlet olmasını ve bu sayede gelişmiş ülkeler arasına girmesini istemeyen birçok yabancı unsur bulunmaktadır. Bu yabancı unsurların milli devleti yıkmak için başvurdukları en temel yol ise Türkiye’nin üniter yapısını bozma maksadıyla, Türk milleti içerisinde “ortak kültüre” sahip olmayan “ırklar” olduğu bilincini yerleştirmeye çalışarak ve bir takım Ortaçağ söylemleri kullanarak kışkırtmalar yapmasıdır. Bu çerçevede, Türk milletinin ortak kültürle bağlı olan üyelerinden öncelikle Kürtleri kışkırtma yoluna giderek ve Kürtleri ortak kültürle bağlı oldukları Türk milletinden ayrı tutmaya çalışarak, Türkiye’nin üniter yapısını parçalama amacı gütmektedirler. Elbette, bunun içinse Türkiye’nin içerisinde bu amaçları için çalışan ajanları da bulunmaktadır. Bu ajanlardan biri hiç şüphesiz ki HDPKK’dır. Nitekim, bunlar Türkiye’nin üniter yapısına karşı savaş açtığını beyan etmekten kaçınmamaktadırlar. Ancak, yabancı unsurların Türkiye’de bir de gizli ajanları bulunmaktadır. Bu gizli ajanlar da üniterliğin ve milli devletin koruyucusu olan Anayasa’nın ilk dört maddesinin değişebileceğini ağızlarına alabilen kişilerdir.

Anayasanın ilk dört maddesinin tartışmaya açılması dahi bu konuyu gündeme getirip, tartışmaya açan kişiler ve Türk siyaseti açısından utanç verici bir meseledir. Nitekim, bu dört madde yukarıda da açıklandığı üzere Türkiye’nin üniter yapısını koruyarak, milli devlet olma ile milli bilinç oluşturma ve bu sayede Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğünü korumayı amaçlamaktadır. Bu kişiler, bu meseleleri, sadece Ortaçağ’da kalmış kavmi tartışmalara indirgeyerek ya da birtakım kişilerle mücadele aracına çevirerek, dünyanın sosyal gelişimi çerçevesinde milli ve üniter bir devlet olmanın milletler için zorunlu bir unsur olduğunu analiz edememekte ve dolayısıyla hem sosyoloji hem de siyaset biliminden uzak olduklarını gözler önüne sermektedirler ya da sadece kendilerine “biçilen görevi” yerine getirmektedirler.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!