ABD’de savaş karşıtı gruplar Washington’da yürüyüş yaparak, ABD’den Urakya’ya askeri destek sağlamayı durdurmasını ve NATO’nun dağıtılmasını istediler.
Aradan sadece bir gün geçtikten sonra, ABD Başkanı Joe Biden Ukrayna’ya ani bir ziyaret yaptı. Biden, Ukrayna’ya içinde silahlı donanımların bulunduğu 500 milyon dolarlık yardım sağlayacaklarını açıkladı.
Bu, Rusya ile Ukrayna arasında sürekli tırmanan çatışmaların arkasındaki ana manipülatörün, günümüz dünyasında en büyük hegemonya olan ABD olduğunu net bir şekilde gösterdi.
Ukrayna krizinde ateşe benzin dökmek, sadece Amerikan hegemonyasının bir minyatürüdür.
Çin tarafından dün yayımlanan ABD Hegemonyası ve Tehlikeleri başlıklı raporda, siyaset, askeri konular, ekonomi, bilim ve teknoloji ile kültür olmak üzere beş bakımdan Amerikan hegemonyasının farklı yüzleri gözler önüne serildi.
Siyasi hegemonya: ABD varsa kaos vardır
ABD 1823’te “Monroe Deklarasyonu” yayımlayarak, elini Latin Amerika’ya uzatmaya başladı. Daha sonra ABD yönetimleri, Latin Amerika ve Karayipler’e ya siyasi baskı ya ekonomik baskı ya da basitçe askeri müdahale yapmış ve rejimleri yıkmıştır.
Bunun dışında ABD, Avrupa ve Asya ülkelerinde “renk devrimler”, Batı Asya ve Kuzey Afrika’da “Arap Baharı” planladı. ABD, sözde demokrasi ve insan hakları kisvesiyle, diğer ülkeleri ve dünya düzenini şekillendirmeye çalışırken, elini attığı her yere kaos ve felaketten başka bir şey getirmedi.
Askeri hegemonya: Şiddet ve yayılmacılık tarihi
ABD eski başkanlarından Jimmy Carter bir keresinde ABD’nin “dünyadaki en savaşçı ülke” olduğunu söylemişti. Tufts Üniversitesi tarafından yayımlanan bir araştırma raporuna göre, 1776-2019 yılları arasında ABD dünya çapında yaklaşık 400 askeri müdahale gerçekleştirdi. Afganistan’dan Irak’a kadar, gözünü savaş hırsı bürümüş olan ABD’nin askeri hegemonyası sayısız insani trajediye neden oldu. 2012 yılından bu yana, yalnızca Suriyeli mültecilerin sayısı on kat arttı. ABD tarihi, bir şiddet ve yayılmacılık tarihidir.
Ekonomik hegemonya: Fed dünyaya bedel ödetiyor
COVID-19 salgınının yaşandığı son üç yılda, ABD dünya genelinde finansal hegemonyasını kötüye kullanarak, küresel pazara trilyonlarca dolar enjekte etti, ancak faturayı diğer ülkelere, özellikle gelişmekte olan ekonomiler ödetmek istedi.
Geçen yıl, Fed’in aşırı gevşek para politikasını bitirip, agresif bir faiz artırım politikasına yönelmesiyle, ABD dolarının değeri kısa vadede yükseldi. Bu uygulama, uluslararası finans piyasasında dalgalanmaya ve Avro dahil birçok para biriminin büyük ölçüde değer kaybetmsine yol açtı. Birçok gelişmekte olan ülke, ciddi enflasyon, para biriminde değer kaybı ve sermaye çıkışlarından zarar gördü.
Bilim ve teknoloji ile kültür alanlarındaki Amerikan hegemonyası
“Chip Alliance” ve “Clean Network” gibi teknolojik bloklar yaratmaktan, diğer ülkelere saldırmak için dezenformasyon yaymaya ve insanların kafasını karıştırmak için medyayı manipüle etmeye kadar, Amerikan hegemonyası her araca başvurmaktadır.
Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Çin heyeti, ABD’nin Çip ve Bilim Yasası’nın uluslararası endüstri zinciri ve tedarik zincirinin istikrarına ciddi şekilde müdahale ettiğine açıkça işaret etti.
Öte yandan geçen yılın sonunda Twitter CEO’su Elon Musk, tüm sosyal medya platformlarının ABD hükümetiyle iş birliği yaparak, içeriklerini sansürlediklerini belirtti. ABD’nin iddia ettiği sözde “basın özgürlüğü” aslında bir kılıftan başka bir şey değil.
Gerçekler ABD’nin imdada yetişen bir kurtarıcı değil, fırsatçı bir hegemonya bağımlısı olduğunu kanıtlamıştır.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu-CRI Haber Merkezi