Allah kalp gözümüzü açsın!

 
Bazı konumlar vardır. Bazıları o konumlara gelmek için bütün dalavereleri çevirir.
 
Bazıları da o konumlardan uzak durmak için elinden geleni yapar. Yükünün ağırlığını bilir, sorumluluğunun önemini bilir. Allah’tan korkar, hakkını verememekten korkar.
 
İşte o konumlar, o konumlardan kaçanlara verilir. Makam sevdalısı olmayanlara. Masasının başına otururken titreyenlere verilir. O göreve geldiğinde gözüne uyku girmeyenlere verilir.
 
Şimdi bir kesimin hedefinde, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz var. 1 Kasım’da yaptığı açıklamayla Ülkücüleri tehdit ettiğini öne sürüyor. Seçim sonuçlarından sonra koltuğu tehlikeye düşmüş de, Ülkücüleri sindirerek o koltuğa oturmaya devam etmek istiyormuş.
 
Peki, bunları söyleyenler Olcay Kılavuz’u tanımıyor mu?
 
Onun böyle bir şeye tevessül etmeyeceğini bilmiyor mu?
 
Bilmesine biliyor da işine gelmiyor.
 
Tam da seçim zamanı, ülkücü hareketin en çok özeleştiri yaptığı zamanda kafa karıştırmaya çalışıyorlar.
 
Ne yani, savaşın en şiddetli olduğu dönemde, IŞİD teröristleri Musul’u ele geçirmiş, Kerkük’ü kuşatmışken; Türk Milleti’nin Ülkü Ocaklarına emanet ettiği yardımları, sırf bayrama yetişsin diye, ramazan günü oruç ağzıyla, canını hiçe sayıp Kerkük ve çevre köylerine bizzat dağıtan ADAM mı koltuk sevdalısı?
 
Türkmenlere giden yardımları, Başbakan talimatıyla engellemek isteyen, Habur sınır kapısındakilere hesap soran ADAM mı koltuk sevdalısı?
 
Esad zulmü altındaki Suriye Türkmenlerinin bulunduğu Türkmendağı’na yardımları ulaştıran ADAM mı koltuk sevdalısı?
 
İzmir’e gidip, İzmir Valisi’nin, Ege Üniversitesi rektörünün yüzüne karşı, "Fırat’ı şehit edenler kadar siz de suçlusunuz" diye haykıran, hakkında sayısız dava açılan ADAM mı koltuk sevdalısı?
 
Göreve geldiği günden bu yana en az 20 defa terör yuvalarının olduğu bölgeye gidip, Ülküdaşlarının halini hatırını soran ADAM mı koltuk sevdalısı?
 
Ya tehdit yakıştırması?
 
O ne çirkin, ne üzücü bir yakıştırma…
 
Kendinden önce görev yapan büyüklerini devamlı arayan, sürekli danışan ADAM mı Ülküdaşlarını, büyüklerini, küçüklerini tehdit edecek?
 
Türkiye’yi karış karış dolaşıp, Ülkücü Şehit ailelerini ziyaret eden, kurumunun elini onların üzerinden eksik etmeyen ADAM mı dava arkadaşlarını tehdit edecek?
 
Makamlar gelip geçicidir. Baki kalan bu kubbede bırakılan hoş bir sadadır.
 
Ya bu davanın önemli konumlarında hırsız, kandan beslenen, her sözü yalan olan birileri olsaydı?
 
Ya bu davayı yönetenler dün birlikte yola çıktıklarını, bugün terörist ilan etseydi?
 
Ya bu davanın başındakiler önceki gün terörist dedikleriyle dün masaya oturup barış elçisi ilan etseydi de, sonra oy kaybedince oluk oluk kan akıtıp, terörist söylemine geri dönseydi?
 
Ya bu yöneticiler ülkede para edecek ne varsa yabancılara satıp, sonra da milliyetçilik satmaya çalışsaydı?
 
Menfaat partisine mensup olanlar tüm bunlara ve daha fazlasına, daha beter rezilliklere rağmen, ayetlerle dalga geçmelere, şarlatanlarla kirli rüşvet ilişkilerine, millete küfretmelere aldırmadan başındaki hainlere sahip çıkıyor da, bir dava hareketinde, davasına en ufak ihanet dahi etmeyenlere ağız dolusu hakaret ediliyor…
 
Ne diyelim…
 
Allah kalp gözümüzü açsın.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!