Zafer Partisi Genel başkanı Prof. Ümit Özdağ, İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisine açtığı tazminat davasının dilekçesinde kullanılan ifadelere yönelik, “Akşener, bütün bu konuları ve Türkiye’nin sorunlarını benimle televizyonda konuşacak bilgi birikimine sahip değil maalesef” dedi.
Fatih Erboz / Özel Haber / YENİÇAĞ
İYİ Parti Eski Genel Başkanı Meral Akşener’in, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ’a açtığı tazminat davasında kullandığı ifadeler kamuoyunda tartışmalara neden oldu.
Söz konusu davaya ilişkin konuşan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Akşener’in ifadelerinin Kamuoyu tarafından değerlendirileceğini belirterek, “İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener dava dilekçesinde geçen ifadeler olsun, Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte yaşanan siyasal, toplumsal ve ekonomik sorunlar ve çözümleri konusunda olsun televizyonda benimle canlı yayında tartışacak birikimle sahip değildir. Türkiye’nin birçok sorunu var. Bu sorunlar çözüm beklerken böyle bir değerlendirmenin yapılmasını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Türkiye’nin önemli iç ve dış sorunlarına yönelik olarak çözümleri tartışacağımız bir süreçte, bu sorunlara çözüm önerilerini ortaya koyacağımız bir süreçte bu tür tartışmalar olursa Türkiye ne kazanır? Benimle ilgili olarak dava dilekçesinde geçen ve kamuoyuna yansıyan ifadelere yönelik olarak önümüzdeki hafta Çarşamba günü bir açıklama yapmayı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Eski İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener, partiyi birlikte kurduğu Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Akşener, başvuru dilekçesinde Özdağ’ı Almanya’nın faşist lideri Adolf Hitler’e benzetti. Akşener, dava dilekçesinde, Özdağ’ı kendi ‘Reichstag yangını’nı çıkarıp ülkeyi, Hitler’i iktidara taşıyan 30 Ocak 1933’e sürüklemeye çalışmakla suçladı.
NAZİ DÖNEMİNE GÖTÜRMEK İSTİYOR
Dilekçede Özdağ’ın iktidara giden her yolu mübah gördüğü belirtilerek “Özdağ, bir demagog ve popülisttir. Müvekkilimiz üzerinden seçimleri tartışmaya açarak kendi Reichstag yangınını çıkarmayı hedeflemektedir. Bunu yaparken de müvekkilimizi, toplum önünden küçük düşürerek, toplumun umutları, korkuları ve önyargılarından siyasi bir rant elde etmeyi amaçlamaktadır. Davalı bu tüm eylem ve davranışlarına bir bütün olarak bakıldığında davalının ülkeyi 30 Ocak 1933’e götürmek istediği görülecektir” denildi.
GOEBBELS TAKTİKLERİ
Dilekçede Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in “Yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır” sözüne atıf yapılarak “Özdağ, bir söylem biçimi olarak ortaya bir iddia atmayı sonrasında bu iddiayı sürekli tekrar ederek, kamuoyu tarafından doğru kabul edilmesini sağlamayı bir yöntem olarak belirlemiştir” ifadeleri kullanıldı.
EN ÜNLÜ SAHTE BAYRAK OPERASYONU
27 Şubat 1933’teki Reichstag (Alman parlamento binası) yangını, tarihteki en ünlü ‘sahte bayrak’ operasyonlarından birisi. Seçime 6 gün kala Nazilerin çıkarttığı yangın, 24 yaşındaki Hollandalı anarşist militan Marinus van der Lubbe’nin üzerine yıkıldı. Almanya’yı azınlık hükümetiyle yöneten Başbakan Hitler, parlamento binasındaki bu yangını gerekçe göstererek Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg’dan olağanüstü yetkiler aldı. Hitler ilerleyen günlerde bütün sol ve komünist partileri kapatıp 181 milletvekili ve parti yetkilisini tutukladı. Yangınla başlatılan süreç, Hitler’i ve partisini tek güç haline getirerek, dünyayı milyonlarca insanın hayatını kaybettiği bir savaşa götürdü.