Akp’nin, PKK’nın Ekmeğine Yağ Süren İcraatları (2)

5-Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN,2005 yılında Diyarbakır’da konuşma yaptı.Tayyip ERDOĞAN,konuşmasında ilk defa “Kürt Sorunu” sözlerini telaffuz etti.Tayyip ERDOĞAN,konuşmasında kendi ifadesiyle “Kürt Sorunu” nu kendilerinin çözeceklerini ifade etti.Tayyip ERDOĞAN,buna ilave olarak Türkiye’nin 36 etnik gruptan oluştuğunu,Türklüğün de bu 36 etnik gruptan olduğunu,bu nedenle “Türklüğün” Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için üst kimlik olmadığını,üst kimliğin “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” olduğunu söyledi.
Tayyip ERDOĞAN,bu konuşması yapmakla tam manasıyla PKK’nın ekmeğine yağ sürmüştür.Şöyle ki;
· PKK,eskiden beri Kürtlerin kimliklerinin ve kültürlerinin inkar edildiğini;sistemli ve sürekli baskılar yapıldığını;bu inkar ve baskı politikalarına tepki olarak Kürtlerin silaha sarıldıklarını;bu sorunun adının “Kürt Sorunu” olduğunu iddia ediyorlardı.Buna karşılık devlet yetkililerimiz şiddetle bunu reddediyorlar,PKK’nın bir terör örgütü olduğunu savunuyorlardı.Tayyip ERDOĞAN,bu konuşmasıyla PKK’nın tezlerini kabul etmiş olmaktadır.PKK sözcüleri,2005 yılından beri bunu devamlı isitismar etmektedirler.Bu sayede PKK;tabanını genişletmiştir.Oran olarak az da olsa bir kısım vatansever insanımız salt Tayyip ERDOĞAN telaffuz etti diye  “Kürt Sorunu” sözlerini kullanmaktadırlar.Bu da PKK’nın mevzi kazanmasına ve ülkenin birlik ve bütünlüğünü savunanların güçlerinin zayıflamasına sebeb olmuştur.
· Tayyip ERDOĞAN’ın bu konuşmasından sonra PKK sözcüleri,Kürtlerin de Anayasada kurucu unsur olarak yer alması,“Türk” kelimesinin Anayasadan çıkarılması,Kürtçe ile eğitim yapılması,Kürtçe’nin ikinci resmi dil olarak kabulü vb. taleplerini çok daha yoğun ve ısrarlı olarak seslendirmeye başladılar.
6-2008 yılında Türkiye-ABD-Irak arasında “ÜÇLÜ MEKANİZMA” diye adlandırılan bir yapı kuruldu.O günlerde propaganda edildiğine göre bu yapı çerçevesinde üç devlet arasında PKK’nın etkisizleştirilmesi ve terörün sona erdirilmesi için gerekli koordinasyon ve işbirliği sağlanacaktı.Böyle propaganda edilmesine rağmen gelişmeler hiç de beklendiği gibi olmadı.Basında yer alan haberlerde Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin de bu mekanizmada yer aldığı açılandı.
Üçlü mekanizma,Türkiye’nin elini kolunu bağladı.Çünkü,Türkiye önceden Kuzey Irak hava sahasını sınır ötesi operasyonlar ve istihbarat çalışmaları için kullanabilirken bu yapının kurulmasından sonra Türkiye Irak hava sahasını kullanabilmek için Irak yönetiminden izin almak zorunda kaldı.Bundan sonrasını biliyoruz.Türkiye,Irak’tan izin alamadığı için PKK hakkında istihbarat toplayamadı.En sonunda ABD’nin verdiği istihbaratla yetinmek zorunda kaldık.
AKP Hükümeti,PKK’ya karşı sınır ötesi harekat yapmak TBMM’den iki defa sınır ötesi harekat yapma yetkisi aldığı halde üçlü mekanizma nedeniyle bu yetkileri kullanamadı.Sadece bir defasında bir Ordumuz Kuzey Irak’a girdiyse de ABD’nin geri çekilmesi yönünde müdahalesi nedeniyle geri çekilmek zorunda kaldı.Bütün bunların sonucunda Kuzey Irak PKK için dikensiz gül bahçesi haline gelmiştir.Bu aşamadan sonra Türkiye’den gelecek askeri operasyon  tehditinden kurtulan PKK Kuzey Irak’a iyice yerleşmiştir.Özellikle Kandil Dağı ve çevresi PKK’nın egemenlik alanı haline gelmiştir.PKK;burada rahatça militanlarını eğitme ve barındırma imkanına kavuşmuştur.Gene PKK;sınıra yakın kamplara da iyice yerleşmiş;PKK militanları sanki pikniğe gider gibi sınırı geçip karakollara saldırarak askerlerimizi şehit edip korkusuzca kamplarına dönme imkanına kavuşmuşlardır.
AKP Hükümeti’nin üçlü mekanizma yalanına aldanarak Kuzey Irak’a operasyon yapmaktan vazgeçmesi son derece PKK’nın ekmeğine yağ süren gelişme olmuştur.Yukarıda açıkladığımız üzere PKK bu sayede Kuzey Irak’a yerleşmiş ve daha da güçlenmiş,Devletimiz’e meydan okur duruma gelmiştir.Bu gelişme,PKK militanlarının özgüvenlerini artırmış ve PKK’nın tabanının genişlemesine imkan vermiştir.
7AKP,iktidarının hem birinci hem ikinci dönemlerinde “AB’ye UYUM” adı altında birçok yasal değişiklik yaptı.Bu değişikliklerden bazıları PKK’nın da eskiden beri talep ettiği hususları ya tamamen ya da kısmen karşılayan değişiklikler.Bunlardan tespit edebildiklerimiz şunlar:
·  TRT’nin bir kanalının “TRT ŞEŞ” adı ile  24 saat Kürtçe yayın yapmasını sağlayan değişiklik,
·  Özel televizyonlarda 24 saat Kürtçe yayın yapılmasına izin veren değişiklik,
·  Nüfus kayıtlarında Kürtçe isimler konulmasına imkan tanıyan değişiklik,
·  Eski Kürtçe Köy isimlerinin yeniden yeniden kullanılmasını sağlayan değişiklik,
·  Kürtçe’yi öğretmek için özel kurslar açılmasına izin veren değişiklik,
AKP yetkilileri,her ne kadar bu değişiklikleri özgürlüklerin genişletilmesi olarak propaganda etseler de sonuç olarak bu değişiklikler PKK’nın eskiden beri ısrarla seslendirdiği taleplerin tamamen veya kısmen karşılanmasıdır.PKK,bu değişiklikleri kendi tabanına “Yıllarca sürdürdüğü silahlı mücadele sonunda elde edilen kazanımlar” olarak propaganda etmiştir ve halen etmeye devam etmektedir.Bunun sonucunda PKK,hem tabanını genişletmiş,hem de militanlarına büyük bir özgüven kazandırmıştır.PKK,böylece silahlı terör ile daha fazla taviz elde edebileceği inancına kapılmıştır.Nitekim,bölücübaşı Öcalan sık sık hükümeti istekleri kabul edilmezse terörü tırmandırmakla tehdit etmektedir.AKP,bu değişiklileri yapmak PKK’nın ekmeğine okkalı bir biçimde yağ sürmüştür.
8-Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesi “Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçuna verilecek cezaları düzenliyordu.Hem AB,hem PKK ve hem de entel-liboşlar bu maddenin “Düşünce ve İfade Özgürlüğü” nü kısıtladığı gerekçesiyle kaldırılmasını,bu yapılamazsa değiştirilmesini talep ediyorlardı.AKP,TBMM’deki çoğunluğu ile 2008 yılında bu maddeyi değiştirdi.Değişiklikle madde neredeyse kuşa çevrildi ve uygulanamaz hale getirildi.301. maddede yapılan değişiklikler şunlar:
· Türklüğe hakaret suç olmaktan çıkarıldı.Türk Milleti’ne hakaret suç kabul edildi.(“Türklük” kavramının kapsamı çok geniş.bu kavram tüm Türk Dünyası’nı kapsıyor.“Türk Milleti” kavramını sadece Türkiye’de yaşayan insanları kapsadığı yolunda görüşler var.Bu görüşler kabul edilirse Cumhuriyet’ten önceki Türk Devletleri’ne ve Türkiye dışında yaşayan Türklere hakaret suç olmayacak.)
· Suça verilen cezanın üst sınırı 3 yıldan iki yıla indirildi.(Böylece bu suç HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI uygulaması kapsamına alınmış oldu.Bu suçu işleyenler hakkında  HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI kararı verilirse bu kişiler 5 yıl içinde başka bir suç işlemedikleri takdirde verilen ceza açıklanmayacak.Sonuçta bu suçlular suç işlememiş kabul edilecekler.Herhangi bir hapis veya para cezası almayacakları gibi sicillerine de bir şey işlenmeyecek.)
· Türk vatandaşları yabancı bir ülkede bu suçu işlerlerse cezaları üçte bir oranında artırılıyordu.Değişiklikle bu da kaldırıldı.
· Bu suçu işleyenler hakkında soruşturma yapılması için Adalet Bakanı’nın izin vermesi şartı getirildi.(Bu değişikliğe göre Adalet Bakanı izin vermezse suçlular hakkında bu suçtan dolayı soruşturma yapılamayacak,dava açılamayacak.Nitekim,değişikliğin yapılmasından sonra bu suçu işleyen yüzlerce kişi hakkında AKP’li Adalet Bakanları izin vermediği için soruşturma yapılamadı.Sonuçta,bu suçu işleyenlerin yaptıkları yanlarına kar kaldı.)
301. maddede yapılan bu değişiklik,kesinlikle devletine saygılı,milletini seven sade vatandaşların işine yarayan bir değişiklik değildir.Bu değişiklik,öncelikle PKK yandaşlarının işine yaramıştır.Bu değişiklikten yararlanan diğerleri de AB yandaşları,entel-liboşlar ve Türklük düşmanlarıdır.Açıkladığımız üzere AKP bu değişikliği yapmakla da PKK’nın ekmeğine yağ sürmüştür.
 
 
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!