AKP’nin Din İstismarı Ve Dine Zarar Veren İcraatları(Son)

14-AKP, AB’nin ve ABD’nin baskısıyla ülkemizde bulunan müze kiliseleri bizim vergilerimizden toplanan paralarla restore etmekte ve ibadete açmaktadır.Trabzon’da bulunan Sümela Manastırı ile Van’daki Akdamar Kilisesi bu konuda en canlı örneklerdir.Yeniçağ Gazetesi’nin 06.02.2011 tarihli sayısında verilen haberde ülkemizde ibadete açılan müze kilise sayısı 16’ya ulaşmıştır.Burada dikkati çeken önemli bir nokta bu kiliselerin hepsi müzedir.Kanunlarımıza göre müzelerde ibadet yapılamaz.AKP,AB ve ABD’yi memnun etmek için kanunları çiğniyor.Başka önemli bir nokta da bu kiliselerin olduğu yerlerde hiç Hristiyan yoktur.Yurtdışından gelen papazlar ve Hristiyanlar buralarda ayin yapmaktadırlar.Van Akdamar Kilisesi ile ilgili çok acı bir gerçek de şudur:Ermeniler 1915 yılında Müslüman kadınları bu kiliseye götürerek tecavüz ediyorlar,sonra da öldürüyorlardı.

Yukarıda verdiğimiz bilgilerden sonra AKP’ye oy veren dindar vatandaşlarımıza şu soruyu sormak hakkımızdır diye düşünüyorum:AKP’nin bu icraatları kime hizmettir,Müslümanlara mı,yoksa Hristiyanlara mı?

15-Başbakan Tayyip ERDOĞAN,2004 yılında ‘American Jewish Congress’ adlı bir Yahudi kuruluşundan ödül aldı.Önce bu ödülle ilgili köşe yazısını verelim.Sonra yazı ile ilgili yorumlarımızı sunalım.İşte, Tayyip ERDOĞAN’ın aldığı ödülle ilgili köşe yazısı:

Başbakan Tayyip ERDOĞAN,ABD gezisinde çeşitli Musevi kuruluşlarıyla ilgilendi,bazılarının dâvetine katıldı, birinden ödül aldı. Tayyip Erdoğan’a ‘cesaret ödülü’ veren kuruluşun adı ‘American Jewish Congress’ (AJC)…(Amerikan Yahudi Kongresi), World Jewish Congress, Theodore Herzl tarafından 19. yüzyıl sonunda kurulmuştu ve birkaç yıl önce 100. yıldönümü kutlandı. Dünya Musevilerini bir ‘ulusal yurda’ kavuşturma amaçlı kurulmuş ve İsrail ile amacını gerçekleştirmiş örgütün bir türevi Amerika’daki…

Daha önce AJC tarafından 10 kadar kişi ödüle lâyık görülmüş; bunlar arasında İsrailli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan.Listede İsrail’in önemli bütün başbakanları yer alıyor, Golda Meir bile… Türkiye Başbakan’ına böyle bir ödülün verilmesi bayağı anlamlı. Ödülün verildiği mekân da öyle: HSBC bankasının New York merkezi… İstanbul’daki terörist saldırılara hedef olanlardan Musevilerin ABD’deki temsilcisi olan örgüt ödül veriyor, diğer hedef HSBC ise ödül törenine salonunu tahsis ediyor…” (Yeni Şafak,Taha Kıvanç kod adlı Fehmi KORU,5 Şubat 2004)

Amerikan Yahudi Kongresi,Tayyip ERDOĞAN’a bu ödülü 2.Körfez Savaşı’nda ABD ve müttefiklerine yaptığı yardımlar ve gösterdiği cesaret nedeniyle vermiştir.ABD’nin en önemli müttefiki İsrail’dir.Dolayısıyla bu ödül İsrail’e yapılan yardımlar sebebiyle verilmiştir.2.Körfez Savaşı’nda Irak’ta 1 milyondan fazla Müslüman ölmüştür.Tayyip ERDOĞAN,Irak’ta Amerikan silahlarıyla ölen Müslümanların kanı üzerinden bu ödülü almıştır.Şimdi,AKP’ye oy veren vatandaşlarımıza “Tayyip ERDOĞAN Müslümanlara mı yoksa Yahudilere mi hizmet etmiştir?” diye sormak gerek.

16-Başbakan Erdoğan bir Amerikan gazetesine yazdığı makalede Irak’a savaşmaya giden ABD’li askerlere şöyle dua etti:Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay ve bayan askerlere,en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz.

The Wall Street Journal

31 Mart 2003

Bu konu ile ilgili muhataplarına şu soruyu mutlaka sormak gerek:Kendisinin Müslüman lider,partisinin Müslüman parti olarak tanıtılmasından memnuniyet duyan ve halk arasında bu yönde propaganda yaptıran Tayyip ERDOĞAN’ın yaptıklarıyla Amerikan askerleri için dua etmesi tam bir çelişki değil midir?Böylece,Tayyip ERDOĞAN’ın samimi olmadığı,salt oy alabilmek ve iktidarda kalabilmek için dindar insanlarımızın inançlarını ve duygularını istismar ettiği açığa çıkmış olmuyor mu?

17-AKP’lilerin yerden yere vurdukları 57. Hükümet,yani DSP-MHP-ANAP Hükümeti ABD’nin Irak’ı işgaline karşıydı.Bu hükümet sadece bu sebeble ABD ve içerdeki işbirlikçileri tarafından yıkıldı.Ardından 2002 yılında AKP iktidara geldi.AKP Hükümeti,ABD askerlerinin Türkiye’den Kuzey Irak’a girmesine imkan tanıyacak olan 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmesi için çok yoğun çaba sarfetti.Ancak,milli ve manevi hassasiyetleri yüksek bazı milletvekillerinin oylarıyla tezkere reddedildi.Daha sonra AKP Hükümeti hukuka aykırı olarak İncirlik Üssü ile Türkiye hava sahasını ABD savaş uçaklarının kullanımına açtı.İncirlik üssünden kalkan ABD savaş uçakları ile Avrupa’dan kalkıp Türkiye hava sahasından geçerek Irak’a ulaşan ABD savaş uçakları Irak Müslümanlarının üzerine yüzbinlerce ton bomba yağdırdı.Irak Savaşı’nın sonunda 1 milyondan fazla Müslüman öldü.Yukarıda açıkladığım icraatları sebebiyle bu Müslümanların ölümünde AKP Hükümeti’nin de ağır sorumluluğu ve vebali vardır.

Amerikan askerleri için dua eden Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Irak’ta şehit olan 1 milyondan fazla Müslüman için bırakın dua etmeyi,tek kelime dahi söylememesi gayet ibret verici acı bir durumdur.Tek başına bu husus bile Recep TAYYİP ERDOĞAN’ın samimi olmayıp din istismarcısı olduğunu açıklamaya yeterlidir.

18-Danimarka Başbakan’ı Rasmussen 2009 yılında Nato Genel Sekreterliğine aday gösterildi.İlk başlarda AKP Hükümeti,2005 yılında Hz.Muhammmed’e hakaret içeren karikatürler konusunda karikatürcüleri destekleyen tavrı nedeniyle Rasmussen’in adaylığına itiraz etti.Ancak,bu itirazlar işe yaramadı.Devreye ABD Başkanı Obama girdi.Obama’nın Tayyip ERDOĞAN’la yaptığı bir telefon görüşmesinden sonra AKP Hükümeti Rasmussen’in adaylığına yaptığı itirazları geri çekti ve Rasmussen Nato Genel Sekreteri oldu.Bu sırada Türkiye’nin itirazlarını geri çekmesi karşılığında bazı sözler  verildiği basında yer aldı.Ancak, bu sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi.

AKP’nin itirazlarının  sadece kamuoyunu tatmin etmek için yapılmış manevralar olduğu,AKP’nin diğer konularda olduğu gibi bu konuda da samimi olmadığı ve Türk Kamuoyuna yalan söylediği gün gibi açıktır.Gene,bu olay AKP Hükümeti’nin ABD’nin güdümünde olduğunu açık-seçik ortaya koymaktadır.Bu gerçeği de AKP’ye oy veren dindar insanlarımıza anlatmamız gerektiği açıktır.

19-2010 Eylül ayın da yapılan referandumdan sonra AKP Hükümeti türban sorununun çözümü için CHP’yi mazeret olarak gösterdi.Bu aşamada MHP;2008 yılında yapılan mutabakatın arkasında olduğunu,bu mutabakat çerçevesinde gerekli kanun değişikliklerinin yapılabileceğini kamuoyuna açıkladı.AKP’den bu konuda hiç ses çıkmadı.Eğer AKP;samimi olsaydı pekala 2008 mutabakatı çerçevesinde gerekli değişiklikler yapılır ve türban sorunu kökünden çözülürdü.AKP’nin buna yanaşmaması türban konusunda da samimi olmadığını,türban konusunu sadece istismar ettiğini ortaya koymaktadır.AKP’nin bu konudaki samimiyetsizliği de dindar insanlarımıza mutlaka anlatılmalıdır.

20-Recep Tayyip ERDOĞAN,2009 yılında Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Simon PERES’e “One minute” dedi.Bu konuşmasıyla Tayyip ERDOĞAN,İsrail Cumhurbaşkanı’na adeta meydan okudu.Normal şartlarda bu konuşmadan sonra Türkiye-İsrail ilişkilerinin gözden geçirilmesi,birtakım askeri anlaşmaların iptal edilmesi ve diplomatik ilişkilerin ya kesilmesi ya da en alt düzeye indirilmesi gerekirdi.Bunlardan hiçbiri yapılmadı.Hatta,AKP’li bazı bakanlar Türkiye-İsrail ilişkilerinin aynen devam edeceğine dair açıklamalar yaptılar.

2010 Ocak ayında İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı,Türkiye’nin İsrail Büyükelçisini makamına çağırdı.Kendisi yüksek bir koltukta otururken büyükelçimizi ise alçak bir koltuğa oturttu.Bu şekilde basına poz verdiler.Bu fotoğraf tüm dünya televizyonlarında ve gazetelerinde yer aldı.İsrailliler bu davranışlarıyla “One minute” olayının intikamını çok acı bir şekilde almış oldular.Türkiye’nin,Türk Milleti’nin haysiyetini ve şerefini korumak için İsrail’in bu davranışına en az bu kadar sert bir karşılık vermek gerekirdi.Bu,İsrail’in Ankara Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırarak aynen onların yaptığı gibi alçak bir koltuğa oturtup basına poz vermek veya diplomatik ilişkileri bir süreliğine de olsa tamamen askıya almak,bazı askeri ve ticari anlaşmaları iptal etmek veya askıya almak vb. şeyler olabilirdi.Ancak,bunların hiçbiri yapılmadı.Sadece kuru gürültü anlamına gelen bazı öfkeli açıklamalarla yetinildi.

Devam eden süreçte Mavi Marmara Gemisi AKP Hükümeti’nin bilgisi dahilinde Gazze’ye insani yardım götürürken İsrail Komandoları tarafından basıldı.8’i Türk vatandaşı 9 kişi öldürüldü.Bu olaydan sonra Tayyip ERDOĞAN,İsrail’den bunun hesabının sorulacağını iddia etti.Gazze’nin kaderi ile Konya’nın;İstanbul’un kaderinin aynı olduğunu,Hükümetin Konya’ya ve İstanbul’a sahip çıktığı kadar Gazze’ye de sahip çıkacağını söyledi.Yukarıda belirttiğim gibi bu açıklamalardan sonra icraat olarak hiçbir şey yapılmadı.

Tayyip ERDOĞAN,İsrail’le ilişkilerin düzelmesi için İsrail’in özür dilemesi ve tazminat ödemesi gerektiğini iddia etti.İsrail yetkilileri defalarca özür dilenmeyeceğini ve tazminat ödenmeyeceğini açıkladılar.Gene,icraat olarak hiçbir şey yapılmadı.İsrail’le ilişkiler sanki hiçbir şey olmamış gibi devam etti.

Tayyip ERDOĞAN ve Hükümetinin İsrail karşısında bu aciz davranışları Yüce Türk Milleti’ne yapılmış çok büyük bir haksızlıktır.Bu olaylarla Tayyip ERDOĞAN’ın İsrail hakkındaki hamasi konuşmalarının sadece dindar insanlarımızın oylarını almaya yönelik din istismarı olduğu,AKP’nin gerçekte İsrail’e karşı değil,Onların işbirlikçisi olduğu net olarak ortaya çıkmıştır.Bize düşen görev ise,AKP’nin ikiyüzlülüğünü dindar insanlarımıza anlatmaktır.Böylece Türk Milleti AKP Hükümeti’nden kurtulma şansını yakalayabilecektir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!