CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun TÜİK’i eleştiren açıklamasına tepki gösteren AKP’li Numan Kurtulmuş, “Kurumlara güvensizlik aslında siyasetçilerin hiç yapmaması gereken bir şeydir. Merkez Bankası’na güvenmeyeceksin, Türkiye İstatistik Kurumu’na güvenmeyeceksin, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne güvenmeyeceksin, Türkiye’nin filanca bakanlığına güvenmeyeceksin. Filanca bakanlığına güvenmeyeceksin de filanca masada oturup içki içerken fikir söyleyen adamlara mı güveneceksin?” demişti.
Muhalefetten tepkiyle karşılanan Kurtulmuş, Trabzon’da AKP İl Başkanlığı tarafından düzenlenen, ‘Vefa Buluşmaları- Teşkilat Mensuplarımızla İstişare Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş, “Orada bir arkadaş TÜİK’in rakamlarıyla ilgili bir soru sordu. Ben de ‘Herhangi bir konuda bir rapor yayınlandığında ya da bir rapor açıklandığında biz devletin kurumlarını, devletin raporlarını ciddiye almak zorundayız, ciddiyetle bunları kabul etmek zorundayız. Yoksa herhangi bir sorumluluğu olmayan kişilerin bir köşede konuşarak, içki masasında bir takım görüşleri gündeme getirmesi resmi olarak bizi bağlamaz’ dedim. Söylediğim şey budur. Hiç kimsenin içtiği içkiyle ilgili bir problem ortaya koymak için bunu söylemiyorum. Herhangi bir şekilde bir kimseyi kastetmedim, herhangi bir şekilde kimsenin hayat tarzını da kastetmedim. Beni bilenler, siyasetteki üslubumu bilenler bizim Türkiye’deki bu toplayıcı, kuşatıcı, birleştirici bir siyaset tarzını benimsediğimizi bilenler, zaten böyle olmadığını bilir.
Türkiye’nin resmi kurumlarının itibarını kimse zedelemeye kalkmasın. TÜİK’in verileri bir şekilde gerçek dışı olacak, başkalarının bir kenarda söylediği veriye mi itibar edeceğiz? Falanca şehrin arka sokaklarındaki gösterilerde olanı Twitter üzerinde sosyal medyadan yayması, o gerçek olacak, o ilin yetkilisi, sorumlusu, valilerimizin açıkladığı şeyler doğru olmayacak? Söylediğim şey budur” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Tekraren söylüyorum, söylediklerim herhangi bir kimsenin ya da herhangi bir grubun hayat tarzıyla ilgili söylediğim bir şey değildir, devlet kurumlarının itibarının zedelenmemesi meselesidir. Kaldı ki TÜİK, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir kurumu olarak Avrupa İstatistik Kurumu ile irtibatlıdır ve bütün istatistik metotları da Avrupa İstatistik Kurumu’nun metotlarının birebir aynısıdır. Dolayısıyla siz bu kurumu itibarsızlaştırırsanız elinize ne geçecek? Ona inanmayalım, ötekine inanmayalım da bir kenarda birisinin söyleyip durduğu bir lafa mı inanalım? Söylediğim bundan ibarettir. Hiçbir vatandaşımızın hayat tarzıyla ilgili en ufak bir şey kastetmiş değilim, söylemiş değilim. Çünkü bizim kitabımızda insanları baş örtülü, başı açık diye ayırmak yazmaz, bizim kitabımızda insanları dindarlar, laikler diye ayırmak yazmaz”