AKP Ve BDP’nin Ortak Seçim Stratejisi

12 Haziran seçimleri için partilerin milletvekili aday listeleri belli oldu. Seçime yine bağımsız adaylarla giren BDP de adaylarını kamuoyuna tanıttı. Bu süreçte partilerin aday listeleri incelendiğinde AKP ve BDP arasında gizli bir ittifak mı oluştu sorusu akla gelmekte.

AKP’nin listesi incelendiğinde ilk göze çarpan husus, adayların, parti grubunun sözünden çıkma ihtimali asgariye indirilmiş şekilde belirlenmiş olduğudur. Bu kişisel bir algı olmanın ötesinde, basınımızın pek çok kaleminin de iştirak ettiği bir durumdur. Şahin Alpay’dan Taha Akyol’a kadar pek çok kalem bu görüşümüzü paylaşmaktadır. Bu durumda neden geniş tabanı olan adaylarla değil de daha düşük profilli adaylarla seçime girme stratejisi belirlenmiştir? Üstelik vatandaşa yeni anayasa sözü verilmişken ve oy oranı olarak %50’ler telaffuz edilirken AKP’nin bu milletvekili listesinin, özellikle doğu ve güneydoğuda neden düşük profilli adaylardan oluştuğu izaha muhtaçtır.

Önceki dönemde İhsan Arslan, Dengir Mir Fırat, Abdurrahman Kurt gibi Kürtçü isimlerin yerine sadece Mehmet Metiner Kürtçü bir figür olarak yerleştirilmiştir. Bu hamlenin AKP’ye bölgede oy kaybettireceği ve BDP’nin bağımsız adaylarına yarayacağı da yine bizim gibi pek çok kalem tarafından da ifade edilmektedir.

BDP’nin bağımsız adaylarına bakıldığında, eskiden doğrudan PKK/BDP hareketi içinde yer almayan eski sol bazı Türkler ve eskiden bağımsız bazı Kürtlerden oluşturulmuş bir cephe ile karşı karşıyayız. Bu adımın, PKK’nın Kürtlerin temsilcisi olduğu iddiasını güçlendirmek ve PKK’nın Kürtler üzerindeki vesayetini artırmak anlamına geldiği açıktır. Bölgede AKP’nin BDP’nin bağımsız adaylarının önüne geçmemek için adeta kendini kastığı da düşünülürse, birilerinin PKK’yı resmen Kürtlerin temsilcisi rolüne üstlendirmek amacında olduğu görülecektir.

Bu noktada ifade etmeliyiz ki, büyük vaatlerle ortaya çıkan, ancak Habur rezaleti gibi fiyaskolardan başka bir şey türetmeyen Kürt Açılımı, İmralı ile devam eden müzakereler sonucunda bir yere gelmiş görünüyor. Üstelik Başbakanın dün oldukça rahat bir şekilde İmralı ile görüşüldüğünü ifade etmesi de bu görüşlerimizi doğrular niteliktedir. AKP hükümetinin Kürt Açılımı ile İç Anadolu ve Batı bölgelerinde uğrayacağı bir oy kaybı ile bölgeden çıkartacağı milletvekili sayısı arasında bir denge oluşturmak ve yeni mecliste ortak bir
anayasa çalışması yapabileceği BDP milletvekillerinin önünü açmak gibi bir hesabın ya da anlaşmanın tarafı olduğu kanısı güçlenmektedir.

İlerleyen günlerde, adayların seçim çalışmalarının hızlanmasıyla birlikte bu hususun daha da belirginleşeceğini söylemek yanlış bir tahmin olmayacaktır.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!