AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten SMA’lı çocuklar, İlker Başbuğ ve Boğaziçi rektörüne ilişkin açıklama

Ömer Çelik'ten büyük gaf!

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamaları hakkında “Darbenin aması olmaz. Darbenin birine kötü, öbürüne daha az kötü, bu kırmızı, bu yeşil gibi etiketleme yapıyorsanız burada demokratlık çıkmaz” dedi. Çelik, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamasıyla ilgili de “Bir insanın siyasi kimliği olması suç değildir” dedi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik, şunları ifade etti:

“Son faşist saldırı CHP’li Fikri Sağlar’dan geldi. ‘Türbanlı hakimin adaleti sağlayacağına inanmıyorum’ diyor. Birisinin dininden bahsederek AB’de ‘Şu dinden olan hakimin bu adaleti sağlayacağına inanmıyorum’ dese nasıl bir tavır ortaya koyulur? Bu kadar acı yaşanıyor, genç kızlara geçmişte hayatların en önemli yıllarını kaybettiler, büyük bedeller ödendi ve çıkıyorlar neonazilerin üslubuyla konuşuyorlar. Ben üniversitede hizmet veren, hizmet alan ayrımı yapıyorum, başörtüsü, türban ayrımı yapıyorum, elinizde bir ölçü mü var? Netice olarak üniversiteden başörtülü olarak mezun olacak, sonra kamuda görev alamayacak. Böylesine faşistçe bir kamusal alan olur mu? Kamusal alanı siz bu şekilde zehirlerseniz ülkeyi felç edersiniz. Daha öncesinde bu işler nasıl işliyordu biliyoruz. Türkiye’de kimsenin okumadığı, görmediği kırmızı kitap vardı. Türkiye’de Cumhurbaşkanları neredeyse seçilmiş başbakanlar üzerinde vesayet makamı olarak konumlandırılıyordu.”

Milletin Mehmetçik dediği bir orduya kendi milletine silah çektirmek kadar bir ahlaksızlık yoktur

“Bir başkası çıkmış, ‘Erdoğan seçime gitmez, ancak doğal afet olması lazım, Avusturalya gibi büyük yangın olması lazım’ diyor. Bunlar ruh sağlığı yerinde olan insanlar değil. Darbe bir millete düşmanın yapamadığı düşmanlığı yapma mekanizmadır, bir milletin namusuna saldırıdır. Bunu ağzına alan kişinin bu milletle gönül bağının olmadığı açıktır. Darbe meselesini olumlu bir şey, kabiliyet olarak görüyor. Demokrasiye bağlı bir ordu, milletine bağlı bir ordu, seçilmiş siyasetin elinde bir ordu, TBMM’ye saygılı bir ordu, bunların gözünde ordu değil. Bunların gözünde ordu darbe yapan mekanizma. TSK milletinin emrindedir, başkomutanı Cumhurbaşkanıdır. Darbecilerden arındırıldıkça, özellikle FETÖ’den arındırıldıkça. Bana bir AB ülkesinin Dışişleri Bakanı şunu sordu, ‘Bu kadar subay attınız, ordunuz zaafa uğramayacaktı’ dedi. Verdiğimiz cevap açık, PKK’yı çökertiyoruz. Ordu milletimizin göz bebeğidir. Milletin Mehmetçik dediği bir orduya kendi milletine silah çektirmek kadar bir ahlaksızlık yoktur.”

İLKER BAŞBUĞ’A 

“İlker Başbuğ’un yaptığı açıklamalar… Diyor ki, ‘Erken seçim olsaydı diyor 27 Mayıs darbesi olmazdı’ diyor. Sonra darbenin iyi bir şey olmadığını söylüyor. Fakat garip olan şu, CIA başkanına atıf yaparak erken seçim olsaydı darbe olmazdı, arkasından da CIA Başkanının da dediği gibi CHP iktidara gelecekti diye bir mantık çıkıyor. Zoraki demokratlık bir yere kadar. Kokteyl demokratlık olmuyor. Daha vahimi de şudur. Darbe girişimleri konusunda mukayese yapıyor. Darbenin aması olmaz. Darbenin birine kötü, öbürüne daha az kötü, bu kırmızı, bu yeşil gibi etiketleme yapıyorsanız burada demokratlık çıkmaz. Darbe milletine silah çekmektir, darbe emri alçaklıktır bitti. Bunun iyisi kötüsü yok. En son Fetullahçı terör örgütüne verilen cevap her darbeye yapılması gereken muameleyi göstermiştir.”

“BİR İNSANIN SİYASİ KİMLİĞİ OLMASI SUÇ DEĞİLDİR”

Çelik, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamasına ilişkin “Rektör olarak atanan hocamızın siyasi kimliği üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Şimdi isim vermek istemiyorum, geçmişte bir Boğaziçi rektörünün ANAP’a danışmanlık yaptığı biliniyor, SHP’ye yakınlığı biliniyor. Bir insanın siyasi kimliği olması suç değildir” diye konuştu.

SMA HASTASI ÇOCUKLAR: “SAHİP ÇIKILMAYAN BİR ÇOCUĞUMUZ YOKTUR”

“SMA’lı çocuklar hepimizin göz bebeği, hepimizin evladı. MYK’da gündeme geldi. Keşke o bölümü izleseydiniz, Cumhurbaşkanımızın ve MYK’daki arkadaşlarımızın bu çocuklara nasıl kendi evlatları gibi sahiplendiğini herkes görseydi. Türkiye’de bin 500 kadar evladımızın her biri devletin tedavi masraflarını üstlendiği, bilimsel olarak onaylandığı tedaviden yararlanan çocuklardır. Türkiye kadar bu konuda istikrarlı kaynak aktaran bir başka ülke yoktur. Rakamdan bahsetmek ayıp, o Milli Piyango’ya devredilsin denilen paranın yüzlerce, binlerce katı için bu çocuklara ayrılmıştır, feda olsun. Daha da fazla harcanacaktır. Herkes bu rakamları bilmeyebilir, vicdani olarak sahip çıkıyorsa başımızın üstünde yeri var. Ama tutup da birtakım siyasi parti liderlerin, imla yanlışları bile birbirine benzer şekilde sorumsuz bir yaklaşım içerisine girmeleri doğru değil. Uygulanan tedavilerin hepsi bilimsel olarak onaylanmış tedaviler. Sağlık Bakanımız açıklama yaptığında, biz çocuklarımızı ilaç şirketlerinin faaliyetleri çerçevesinde kobay olarak kullandırmayız dedi. Tedavi tam olarak bu çocukların iyileşmesini sağlamıyor. Bir siyasi parti lideri diyor ki, orada bir tedavi varmış, bundan mahrum mu kalsınlar? Bu tedavinin çocukları tedavi edeceğine dair bilimsel bir şey yok. Bir devlet çocuklarını göz göre göre kobay olarak kullandırır mı? Hepimizin kuzusu ve göz bebeği. Biz bu bahsedilen rakamların emin olun binlerce katını çocuklar için harcıyoruz, bunu söylerken bile utanıyorum, feda olsun. Bu devlet bu çocuklara sahip çıkacak. Bahsedilen tedaviyi bilimsel kurullar onaylarsa, bu veya başka tedaviyi, Türkiye Cumhuriyeti o tedavinin de bu çocuklara ulaşmasını sağlayacaktır.Bizi eleştiren vatandaşlarımıza, konuyu bilmeden insani olarak bu işe sahip çıkan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Nihayetinde çocuklara sahip çıkıyorlar, aldık başımızın üzerinde yerleri var. Ama siyasi liderler bunu yaparsa, bu konuyu takip eden danışmanlarına sorduklarında göreceklerdir. Çocukların anne ve babalarının duygularıyla oynamak yakışmaz. Sahip çıkılmayan tek bir çocuğumuz yoktur. Bir eksiğimiz varsa gidermeye hazırız, çarpıtmalara karşı cevabımızı veriyoruz. ifadelerini kullandı.

ABD’DEKİ BAŞKANLIK SEÇİMLERİ

ABD’de yapılan başkanlık seçimlerinin tüm dünyayı meşgul eden ve dünyadaki ilişkiler açısından yeni sayfalar açacak bir takım sonuçlar doğuracak biçimde şekillendiğinin altını çizen Çelik, Amerikan demokrasisinin ağır bir değerler krizine girdiğini gördüklerini, ağır bir değerler krizi gibi kurumlar krizine girdiğini de gördüklerini bildirerek, seçim sonucunu değiştirmek üzere günlük hamlelerle geçen birkaç ayın sonunda seçimin neticelendirildiğini belirtti

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!